fbpx
25 Mart 2025 Rabia Baldemir

Son yıllarda İsviçre’de kadın cinayetlerinde ciddi bir artış yaşanıyor. 2024 yılında her iki haftada bir kadın öldürüldü. Henüz 2025 yılının başlarındayken, 12. haftada 11 kadın cinayeti işlendi. Bu tablo, kadın cinayetlerinin münferit olaylar olmadığını,...

19 Mart 2025 Rabia Baldemir

Son yıllarda dünyanın farklı köşelerinde, kadınlara yönelik baskılar giderek artıyor. Avrupa’da aşırı sağın yükselişi ve Ortadoğu’daki politik gelişmeler, kadınların toplumsal konumunu tehdit ediyor. Belki Türkiye’den bakınca Erdoğan iktidarının kadınlara yönelik cinsiyetçi politikaları çok ön...

11 Mart 2025 Rabia Baldemir

Feminist hareketin gerçekten kapsayıcı ve dönüştürücü olabilmesi için, mülteci kadınların yalnızca desteklenen değil, mücadeleyi şekillendiren, öncülük eden aktörler olarak da tanınması gerekiyor. Sınırların, kimliklerin ve statülerin ötesinde, mülteci kadınların mücadelesi feminist hareketin ayrılmaz bir...

7 Mart 2025 Gülfer Akkaya

Her ne kadar patriyarkayı güçlendiren, ondan beslenen bir iktidarın varlığı ülkeyi karartmaya çalışsa da direnen kadınlar ve onların ideolojisi olan feminizm var ve engel tanımıyor. Birlik, mücadele ve dayanışma günümüz olan 8 Mart kutlu...

5 Mart 2025 Nehir Tandoğan

Bu mücadeleyi var eden tüm kadınlara, tarihten bugüne direnenlere, bugün sokakta sesini yükseltenlere teşekkür borçluyuz. Ve 8 Mart yalnızca bir gün değil, bizim için bir yaşam biçimi. Bir kadın olarak kendime defalarca bu soruyu...

24 Kasım 2024 Gaste Avrupa

25 Kasım Kadına yönelik erkek ve devlet şiddetiyle uluslararası mücadele günü kapsamında İsviçre’nin Bern şehrinde binlerce kadın patriyarkal şiddete karşı miting düzenledi. Kadın örgütlerinin oluşturduğu “Kadına yönelik şiddete karşı 16 gün” organizasyonunun düzenlediği miting...

Son yıllarda İsviçre’de kadın cinayetlerinde ciddi bir artış yaşanıyor. 2024 yılında her iki haftada bir kadın öldürüldü. Henüz 2025 yılının başlarındayken, 12. haftada 11 kadın cinayeti işlendi. Bu tablo, kadın cinayetlerinin münferit olaylar olmadığını, aksine yapısal bir sorun haline geldiğini gösteriyor. 22 Mart 2025’te Emmenbrücken’de bir kadın ve kızı...

Son yıllarda dünyanın farklı köşelerinde, kadınlara yönelik baskılar giderek artıyor. Avrupa’da aşırı sağın yükselişi ve Ortadoğu’daki politik gelişmeler, kadınların toplumsal konumunu tehdit ediyor. Belki Türkiye’den bakınca Erdoğan iktidarının kadınlara yönelik cinsiyetçi politikaları çok ön plana çıkıyor ancak bu saldırı sadece belirli bir bölgeye, ülkeye ait değil ne yazık ki....

Feminist hareketin gerçekten kapsayıcı ve dönüştürücü olabilmesi için, mülteci kadınların yalnızca desteklenen değil, mücadeleyi şekillendiren, öncülük eden aktörler olarak da tanınması gerekiyor. Sınırların, kimliklerin ve statülerin ötesinde, mülteci kadınların mücadelesi feminist hareketin ayrılmaz bir parçasıdır ve ancak ortak bir mücadele ve dayanışma ile büyüyebilir. Kadın mücadelesi, dünyanın her yerinde...

Her ne kadar patriyarkayı güçlendiren, ondan beslenen bir iktidarın varlığı ülkeyi karartmaya çalışsa da direnen kadınlar ve onların ideolojisi olan feminizm var ve engel tanımıyor. Birlik, mücadele ve dayanışma günümüz olan 8 Mart kutlu olsun. Nerde olursa olsun direnen tüm kadınlara aşk olsun. Ve bir de ölüm değil, yaşam...

Bu mücadeleyi var eden tüm kadınlara, tarihten bugüne direnenlere, bugün sokakta sesini yükseltenlere teşekkür borçluyuz. Ve 8 Mart yalnızca bir gün değil, bizim için bir yaşam biçimi. Bir kadın olarak kendime defalarca bu soruyu sordum: Feminist olmak tercih mi, zorunluluk mu? Bugün geldiğim noktada cevabım net, evet, zorundayım. Çünkü...

Her yıl 8 Mart yaklaşırken tanıdık bir tartışma tekrar alevlenir: “Dünya Emekçi Kadınlar Günü mü, Kadınlar Günü mü?” Öncesinde bu isimlendirme tartışılır, sonrasında ise kadınların taşıdığı dövizler, sloganlar ve talepler gündem olur. Peki, neden? Çünkü kadınları bölmek, mücadelelerini parçalamak isteyenlerin derdi hiç bitmez. Sol-sosyalist çevrelerin bir kısmı “emekçi” vurgusunun...

Ortadoğu, savaşların, krizlerin ve bitmek bilmeyen çıkar çatışmalarının merkezi olarak anılıyor. Yeraltı zenginlikleriyle, dünyanın gözü üzerinde olan bu topraklar, bir yandan diktatörlerin, şeriat rejimlerinin ve cihadistlerin katliamlarıyla; diğer yandan dış müdahalelerin yol açtığı kaosla Avrupa kamuoyunda “umutsuz bir vaka” olarak tasvir ediliyor. Sanki bu savaşlar “uzaylıların” eseri! Sanki Avrupa...

25 Kasım Kadına yönelik erkek ve devlet şiddetiyle uluslararası mücadele günü kapsamında İsviçre’nin Bern şehrinde binlerce kadın patriyarkal şiddete karşı miting düzenledi. Kadın örgütlerinin oluşturduğu “Kadına yönelik şiddete karşı 16 gün” organizasyonunun düzenlediği miting kapsamında Schützenmatte’den başlayan yürüyüş Parlamento Meydanındaki mitingle sona erdi. Mitinge kadın hakları grupları, uzman kuruluşlar,...

Toplumsal cinsiyet eşitliği erkeklere ne ifade ediyor? Adil olmak çok değerli bir hedef, eşitlik için eşitlik, özgürlük için adalet kadar önemli görünmüyor. Probleme isim koyarken basitçe “bu yanlış, hadi düzletelim” demiyoruz. Onun yerine sizi toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayatınızdaki etkilerini düşünmeye davet ediyor, kendiniz ve toplumunuz için bir değişim yaratmaya teşvik etmek istiyoruz....

Kapitalizmin yapısal ve organik krizi, ekolojik ve sağlık krizi gibi yeni nesil krizleri de tetikleyerek katastrofik bir karaktere büründü. Bu yıkıcı, yok edici anafora karşı durmak ve başka bir dünyayı imkana dönüştürmek 21. yüzyılda sınıflar mücadelesinin ritmini çözmek, antagonist çelişkinin tarafı olmakla mümkün olacak. Dolayımlar üzerinden iktidar ve tahakküm...