Gerek Rauf Orbay ve gerekse de Çolak Selahaddin’e ilişkin şimdiye dek çok şey yazıldı çizildi.
Ve gerek Rauf Orbay’ın ve gerekse de Çolak Selahaddin’in takip edilmesine ilişkin de çok şey yazıldı çizildi.
Mustafa Balcıoğlu’nun “Muhalif” adlı eseri de bu konulara değindi.
Gerek Rauf Orbay’ın ve gerekse de Çolak Selahaddin’in takip edilmesine ilişkin iki belge ise Cumhurbaşkanlığı Arşivinde yer almaktadır.
İlk belge (Firari) Rauf Bey’in (Rauf Orbay) Haydarabat’ta toplanacak Hilafet Kongresi’ne katılmak üzere Hindistan’a gitmesi hakkında Hariciye Vekaletinden gelen yazıyla ilgilidir.
Rauf Orbay’ın Haydarabat’ta toplanacak Hilafet Kongresi ne katılmak üzere Hindistan’a gitmesi hakkında Hariciye Vekaletinden gelen yazı şöyledir:
“… Türkiye Cumhuriyeti Ankara / IV/ 1933
Hariciye Vekaleti
İstihbarat Müdürlüğü Hulasa Firari Rauf Bey hakkında.
U. No 31945
H. No 108
Lef 1
Riyaseticümhur Katibi Umumiliğine
Bu kerre Bağdat Elçiliğinden alınan bir tahriratta, geçen lerde Hindistan’dan Bağdat’a gelen bir yolcudan firari Rauf Beyin Bombay’a geldiğinin haber alındığı, Rauf Beyin,
Bombay’da kendisile görüşen ve sebebi seyahatini soran bu yolcuya, Hindistan’daki dostlarını ve Türk muhiplerini ziyaret etmek için bu seyahate çıktığını, Balkan harbi esnasında Hilaliahmere yardım etmiş olan bazı Hintli doktorlar ile de muarefesi olduğunu ve elyevm Delhi’de bulunan bu ze vata mülaki olmak için, Delhi’ye de gideceğini söylediği, bildirilmektedir.
Elçilik tahriratı ile gelen, Rauf Beyin seyahatinden bahis ingilizce gazete maktuasının tercümesi bağlıdır, Efendim.
Hariciye Vekili n.
Müsteşar”
Sabık B. Millet Meclisi Reisi (sanisi) Rauf bey Delhi’ye gelmiş ve İstasyonda kendisi ni tanıyan ve seven bir çok müslümanlar tarafından hararetle selamlanmıştır. Mumai leyh kendisinden mülakat talep eden “The National call” gazetesi muharririne beyanatı atiyede bulunmuştur:
– Balkan harbinde bize yardım eden dostlarımıza hürmetlerimi arzetmek ve yeni (Okunamamıştır.) yapmak için buraya geldim. “Camisi Milliye” azasından dostum Dr. Zakir Hüseyin ben yeni Türkiye hakkında bir kaç söz söylemeğe davet etti . Herşeyden evvel şunu bilmenizi isterim ki ben siyasi bir maksatla buraya gelmedim. Memleketimin bugünkü siyasetinden bahs edecek de değilim.
Son (Okunamamıştır.) içinde her tarafta büyük bir alaka uyandırmış olan Türkiye’nin hars ve siyaset sahalarında yaptığı inkilaptan bahs etmesini kendisine reca eden muhabirinize Rauf bey şu sözleri söylemiştir:
– Ben bir hatip değilim benim asıl mesleğim denizciliktir. Onun için, düşündüklerimi açıkça söyleyeceğim. Mevzu olarak, son otuz sene içinde memleketimi işgal etmiş olan meseleleri seçeçeğim. Türkiye’nin maruz kaldığı müşküller, diğer Avrupa memleketlerinin müşkillerinden çok mühim ve çok karışıktır. Avvrupa ile kapı komşusu olduğumuz için, biz hem şark’ın, hem de ğarb’ın tesiri altında yaşamağa mecbur kalmış ve şarkla garp arasında bir uyuşma zemini bulmağa çalışmış olan bir milletiz.
Türkiye’de Hindistan’ınkine benzer içtimai meseleler var mıdır, diger muharririmize de mumaileyh, “Hindistan bir memleket değil , bir kıt’a dır … onu işgal eden mesele leri bir kaç günde anlamak mümkünmüdür? ” sözlerile mükabele ettikten son ra, “Buraya , büyük memleketinizi görmek ve çoktanberi kendilerile buluş mak istediğim Dr. Ensarı gibi müslüman dostlarıma mülaki olmak için geldim. Bu Zevat bize kardeşlerimizin yapmiyacagı eyilikleri yapmışlardır …. bugünkü Türkiye sizi alkadar edebilir; fakat ben ondan bahs etmek için buraya gelmedim. İsterseniz size 6 sene evvel terk ettiğim Türkiye’nin tarihinden ve politikasından bahs edebilirim ….. gördüğüm samimi hüsnü kabulden son derecede mütehassısım”, demiştir.
Rauf Bey, 9 Mart’ta Dr. Ensari tarafından şerefine verilecek resmi kabulde bulunacak, 10 Mart’ta” Osmanlı – Türk zemini ve değişikliğin başlangıcı” mevzuu na, 12 Mart’ ta, Nationalizm, Panturanizm ve Pamn’islamizim arasında mücadele” mevzuuna, 14 Mart’ta “Türkiye ve cihan harbi” mevzuuna ve 16 Mart’ta “Bugünkü Türkiye ve müstakbel imkanlar” mevzuuna dair bir konferans vere cektir …”
Diğer belge ise Antalya Jandarma eski komutanı ve yüzbaşılıktan emekli İzzet Cebeci’nin, Ço lak Selahattin hakkında Reisicumhur Atatürk’e gönderdiği mektuptur.
Antalya Jandarma eski komutanı ve yüzbaşılıktan emekli İzzet Cebeci’nin, Çolak Selahattin hakkında Reisicumhur Atatürk’e gönderdiği mektup şöyledir:
“… Ankarada: Büyük kurtarıcı Türkiye reisi Cumhuru Atatürke
Yakından tanıdığınız Çolak Selahaddini evvelce antalyaya davet eden ve halkı ifsad etmek is tiyen Ziraatçı akif sarı oğlu; İstanbuldaki memuriyetinden geçen sene istifa ederek antalyaya gelmişti.
Hüvviyet ve ahlaki bu kadar karışık olan bu şahıs şimdi bir kısım şahıslara Ziyafetler vermekle uğraşmaktadır. Ahvali hususiye ve umumiyesi memleketçe malum olan bu şahsın son günler de Ziraat mühendisliği memuriyeti alarak bu vesile ile cahil halk arasına sokulması ve bu temiz ruh ve ahlakdaki köylülerin temiz ve nezih ruh ve ahlaklarını bozacak kadar mahzürlü ol duğunu; ve bu maruzatımın vazıyet ve hakikatını: hayatı askeriyesini cihan harbile milli mücadele savaşlarında namusuyla ifa etmiş olan bir asker sıfatıyla arz ederim.
24 – 2- 938
Antalyada: Antalya merkez jandarma
bölüğü kumandanı esbakı kidemli
yüzbaşılıkdan mütekait
İzzet Cebeci
Cumhurbaşkanlığı Arşivi 01007682
Cumhurbaşkanlığı Arşivi 01013979