Tunus’ta Cumhurbaşkanına geniş yetkiler tanıyan, meclis denetimini sona erdiren anayasa değişikliğinin referandumda kabul edildiği ilan edildi. Muhalefet, Seçim Kurulunun rakamları şişirdiğini iddia ediyor.
Tunus’ta Cumhurbaşkanına geniş yetkiler tanıyan, denetim mekanizmalarını ortadan kaldırarak meclisi zayıflatan anayasa değişikliklerinin, referandumda kabul edildiği ilan edildi. Muhalefetin boykotu ve katılımın yüzde 27,5’te kalmasına rağmen oy kullananlar arasında “evet” diyenlerin oranının yüksekliği sonuçta belirleyici oldu. Tunus’ta anayasa değişikliği için basit çoğunluk yeterli sayılıyor.
Tam bir yıl önce 25 Temmuz’da hükümeti görevden alarakmeclisi fesheden Cumhurbaşkanı Kays Said, yargı ve seçim kurulu gibi ülkenin önemli kurumlarını kendi kontrolü altına almış, “tek adam rejimi” kurmaya çalıştığı eleştirilerine hedef olmuştu.
“İç düşmanlar: Mikroplar, yılanlar, vatan hainleri…”
Said referandumun ardından yaptığı konuşmada ülkenin “yeni bir aşamaya” geçtiğini söyledi, ilk işin yeni bir seçim yasası taslağı hazırlamak olacağını belirterek “seçilmiş yetkililerin seçmenlerin iradesini yansıtmadığı eski seçim formatının” değişeceğini ifade etti.
64 yaşındaki hukuk profesörü, son aylarda sıklıkla ismini vermediği iç düşmanlardan bahsetmiş, haklarında “mikroplar”, “yılanlar”, “vatan hainleri” gibi ifadeler kullanmıştı. Said referandum sonrasında yaptığı açıklamada da tehditlerini sürdürdü ve “ülkeye karşı suç işleyenlerin, eylemlerinin hesabını vereceklerini” söyledi.
Cumhurbaşkanının kontrolündeki Seçim Kurulunun geçici verilerine göre referandumda, 9,3 milyon seçmenin yüzde 27,5’i oy kullandı. Said’in atadığı Kurul Başkanı Faruk Buaskar, katılım oranını “takdire şayan” diye nitelendirdi.
Muhalefetten “darbe girişimi” suçlaması
Ülkedeki muhalefetin önemli bir bölümünü çatısı altında toplayan Ulusal Kurtuluş Cephesi ise, referanduma sunulan anayasa taslağının bir “darbe” anlamına geldiğini belirterek Tunus halkının yüzde 75’inin “darbeci bir projeye onay vermeyi reddettiğini” vurguladı.
Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Necip eş-Şabi, Seçim Kurulunu referandum sonuçlarını şişirmekle suçladı. Açıklanan rakamların gözlemcilerin sahada gördükleriyle uyuşmadığını belirten eş-Şabi, “Seçim Kurulu dürüst ve tarafsız değildir, açıklanan rakamlar düzmecedir. Tunus hükümeti için tek meşruiyet kaynağı 2014 anayasasıdır” diye konuştu. Eş-Şabi, katılım oranının düşüklüğüne işaret ederek “Katılımın düşük kalması Kays Said’in darbe girişiminin başarısızlığa uğradığını göstermektedir” dedi.
Seçim kurulu ve yüksek yargı Cumhurbaşkanı kontrolünde
2011’deki “Arap Baharı” olarak bilinen halk ayaklanmaları döneminde eski diktatör Zeynel Abidin bin Ali’nin ülkeyi terk etmesinin ardından 2019’da seçmenlerin doğrudan oy kullandığı ilk demokratik cumhurbaşkanlığı seçimleri düzenlenmiş, Said ikinci turda oyların yüzde 72,7’sini alarak göreve gelmişti.
Said, Nisan ayında Seçim Kurulunun yedi üyesinden Başkan dahil üç üyeyi Cumhurbaşkanının atamasını öngören bir kararnameyle Kurul’un kontrolünü ele geçirmişti. Cumhurbaşkanı, yüksek yargıyı da benzer bir kararnameyle kendine bağlamıştı.
Said taraftarları referandumun ardından sokaklarda otomobil konvoyları oluşturdu, ellerinde bayraklar sallayarak milli marşı okudu, “Canımızı kanımızı sana feda ederiz” sloganları attı. Said’i destekleyenler, bin Ali’nin devrilmesi sonrasında ortaya çıkan, yolsuzluklar, siyasi karmaşa, yüksek enflasyon, işsizlik ve ekonomik sıkıntıların hüküm sürdüğü sistemin düzeleceği umudu taşıyor.
“Cumhurbaşkanını denetleyecek mekanizma kalmadı”
Hak savunucuları ve hukukçular ise, anayasa değişiklik taslağının Cumhurbaşkanına denetimi bulunmayan son derece geniş yetkiler tanıdığı uyarısında bulunuyor. Değişiklikler uyarınca Cumhurbaşkanı meclis onayı olmadan hükümet atayabilecek, Cumhurbaşkanını görevden almak fiilen imkansız hale gelecek. Cumhurbaşkanının kararnameleri meclisteki diğer yasa metinlerine göre önceliğe sahip oluyor.
Uluslararası Hukukçular Komisyonu Başkanı Said Benarbia değişikliklerin Cumhurbaşkanına neredeyse sınırsız yetkiler tanıdığını ve bu yetkilerin kullanımını denetleyecek mekanizma bulunmadığını belirterek “Cumhurbaşkanı üzerinde denetim kurabilecek hiçbir kurum kalmıyor. Tunusluları Zeynel Abidin Bin Ali dönemi tarzındaki ihlallere karşı koruyabilecek güvencelerin hiçbiri artık yok” değerlendirmesinde bulundu.
Tunuslu yazar ve tarihçi Abdüllatif Hannachi de referandum sonucunun “Said’in artık hiç kimseyi hesaba katmadan istediği her şeyi yapabileceği” anlamına geldiğini belirterek, “Şimdi asıl soru, muhalefet partileri ve kurumların geleceğinin ne olacağı” dedi.
Kaynak: DW Türkçe