fbpx

Mir si hässig / Öfkeliyiz!

Paylaş

Umudumuz yanyana gelince birbirimize verdiğimiz, birbirimizden aldığımız güçle yeniden çoğalıyor. Yüzyıllardır büyükannelerimizin, kız kardeşlerimizin bize bıraktığı direniş mirası ile düşe kalka, yara bere içinde yılmadan, yorulmadan birbirimize sarılarak çoğalarak yolumuza devam ediyoruz. Bazen yollarımız ayrılmış gibi görünse de haklarımız taleplerimiz, hayatlarımız için, din, dil ırk, renk fark etmeksizin yeniden meydanlarda, eylemlerde, taleplerde yeniden yanyana geliyoruz.

Ve işte bir kez daha 14 Haziran İsviçre kadın Grevi. Bu kez ismiyle müsemma “feminist grev”.

Kimler yoktu ki aramızda?

1991 yılında ilk kadın grevini örgütleyenler, kız çocukluğundan genç bir kadın olmaya doğru ilk adımlarını atanlar, hemşireler, mühendisler, mağaza satış görevlileri, eve emekçisi kadınlar, öğretmenler, işsizler, çokça liseli, üniversiteli genç kadınlar, çiftçiler, politikacılar, göçmenler, siyahiler, Hristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler, Aleviler, ateistler, Asyalılar, Latinler, Ukraynalılar, Kürdistanlılar, Türkiyeliler, Ortadoğulular…  

Her renkten, her yaştan, pek çok ulustan, her meslekten 300 bin kadın İsviçre’nin sokaklarını doldurduk ortak taleplerimizle.

Zurich, 14 Haziran 2023 / Foto: Jonathan Labusch

Emma Goldman’nın ” Dans edemediğim devrim, benim devrimim değildir. ” sözüyle anlattığı gibi eşitlik ve özgürlük tutkusu ile, danslarımızı ederek, öfkemizi haykırarak, birbirimizin elini sıkı sıkıya tutarak şehirlerin en büyük meydanlarındaydık.

Mücadele sürüyor

İsviçre’de kadınlar ilk olarak 14 Haziran 1991 tarihinde “kadınlar isterse, her şey durur” diyerek greve gitmişlerdi. Kadınların talebi Anayasa’daki kadın-erkek eşitliğinin daha da gecikmeden gündelik hayatın her alanında derhal sağlanması idi. Yaklaşık yarım milyon kadın katılmış ilk greve. Bugün ise İsviçre genelinde yaklaşık yirmi şehirde 300 binden fazla kadın katıldı greve. 

Talepler o günden bugüne çok değişmedi aslında: Eşit işe eşit ücret, daha fazla zaman, daha fazla saygı.

Dünyanın bütün coğrafyasında kapitalizm ve patriyarka el ele adaletsizlik, eşitsizlik, baskı ve şiddet üretiyor kadınlar için. Avrupa’nın “en demokratik” ülkelerinden sayılan İsviçre de buna dahil elbette.  Söz konusu kadınların hakları olunca demokrasi rafa kalkıyor, kadınların talepleri bir türlü karşılık bulmuyor. Kadın grevinin simgesi olan Salyangoz otuz iki yılda kadın erkek eşitsizliğini kapatmak için bir arpa boyu yol alamayan İsviçre Devleti’ni simgeliyor. Ellerindeki ayrıcalıkla hallerinden memnun olan erkekler ve onların devleti zenginlikten yerinden kıpırdayamaz hale gelirken kadın emeğinin eşitsiz sömürüsü devam ediyor.

Kazanana kadar direneceğiz

1991 grevinin ardından 2019’da yinelenen “Kadın Grevi” hedefine tam olarak ulaşamasa da toplumda ve özellikle kadınlarda güçlü bir farkındalık yarattı. Grev Yılı gerçekleşen parlamento seçimlerinde rekor sayıda kadın milletvekili seçildi. Meclisin ilk kez yüzde 42’si kadınlardan oluştu. Ve bu kadınların pek çoğu 2023 grevimizde bizlerle birlikte sokaktalardı.

Kadınların siyasette ve yaşamın her alanında çoğalması çok önemli. Ancak parlamentonun geçtiğimiz aylarda aldığı kararların bunun yeterli olmadığını bir kez daha gösterdi. Halk oylanmasına taşınan kadınların emeklilik yaşı 64’ten 65’e çıkartıldı. Seçmenlerin yaklaşık yüzde 50,6’sı kadınların emeklilik yaşının 64’ten 65’e yükseltilmesine ‘evet’ oyu verdi. Bunların büyük çoğunluğunun erkekler olduğu kesin ama ne yazık ki kadınlardan da buna evet diyen azımsanmayacak bir kesim oldu. Sırf bu durum bile sadece kadın olmanın değil kadın bilincine, feminist bilince sahip kadın olmanın ne kadar önemli olduğunu göstermeye yetiyor. İşte tam da bu yüzden bu seneki grevimizin ismi “feminist grev”di.

Taleplerimizin arkasındayız ve kazanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Erkeklerle eş değerde yaptığımızı işe eşit ücret istiyoruz, yüzde 20 daha az kazanmayı kabul etmiyoruz! Ev içindeki ücretsiz emeğimizin görünmez kılınmasını kabul etmiyoruz ve kendimize daha fazla zaman istiyoruz! İşyerlerinde, sokakta ve hayatın her alanında karşımıza çıkan cinsiyetçiliğe karşı kendimize daha fazla saygı istiyoruz!  

Ve bütün bu haklarımızı alana kadar sokakları terk etmeyeceğiz!

Öfkeliyiz, hem de çok.

Mir si hässig! / Wir sind wütend!  (Öfkeliyiz!)

15 Haziran 2023