fbpx

Kalanların acısı

Paylaş

Cemrelerin düşmesini bekliyorduk havaya, suya, toprağa. Baharı bekliyorduk bitmez umutlarla. Halaylara duracaktık yanyana, omuz omuza. Şimdi havada ölüm kokusu var. Toprağa binlerce can düştü, tanıdık konu komşu yabancı yanyana bir çukurda.

Depremin üzerinden 40 gün geçti. Hala bulunmayan insanlar var. (Cenaze veya ceset demek ağır geliyor bana). İnsanlar yakınlarını, sevdiklerini bulamadılar, bir mezar yeri kazamadılar onlar için, inançları gereği kefene saramadılar. Onlara “enkaz” muamelesi yapıyor siyasi iktidar. İnsanlar ise bu “enkazda” hatıralarını arıyorlar. Gidenlere, kaybolanlara, geçmişi ait bir şeyler toplamaya çalışıyorlar. Belki bir fotoğraf, bir toka, bir ayakkabı teki, bir kitap, bir şal… 40 gün oldu, biraz diner diye düşündük bu insanların kederleri ama dinmiyor. Zaman geçiyor fakat kimsesizlik geçmiyor… Acı dinmiyor… Yalnızlık bitmiyor…

Soğuk ve ölüm birarada. Gözler tanıdık birilerini, bir şeyleri arıyor…

Tanıdık bildik bir ses. Belki unuttuğumuz hasret kaldığımız bir kahkaha. Akşamları birlikte oturduğu kanepe, yemek yediği masa… Sanki bunları bulunca zamanı geri sarabileceklermiş gibi bakınıyor insanlar “enkaza”.

Geçmiş çok uzakta kaldı gibi görünse de sımsıkı sarılıyor geride kalmamak için. Kolay değil bütün bu kaybedişler ile baş etmek, kolay olmayacak. Yaşamak ağır bir dram halini aldı kalanlar için.

Zaman lazım, çok zaman. Unutmak için değil, acıları sağaltmak için belki…

40 gün olacak gömemediklerimizin yasını tutacağız. Ağıt yakan-yakacak kimse kalmamış. Helalleşecek kimse yok.

Kalanların acıdan dilleri lâl. Öfkeleri Newroz ateşi gibi kor.

Dersim katliamı için yakılan “Malan Bar Kir” ağıdı dilime dolanıyor günlerdir;

“Malan Bar Kir lê lê, çûne waran lê / dînê lê dînê lê dînara min / goştê me xwar lê lê mişk û maran lê”

(Evleri taşıdılar, uzak diyarlara gittiler / Deli kız, deli kız, değerlim / Etimizi yediler fareler ve yılanlar)

Evlerini taşıyamadı kimse.

Milletin canına çöken devlet, malına da çöküyor. Gelen yardıma da çöküyor. Acının üzerine çöküyor.

Eski zamanlarda yol kesen çeteler, haydutlar vardı. Şimdilerde bu işi devletin kendisi, valisi, polisi, yardım kurumu, afet kurumu açıktan yapıyor. Akbabalar gibi üşüşüyorlar depremzedelerin başına. Daha fazla yemek için.

Seçimler yaklaşıyor. Gideceklerini anlamak daha bir aceleci yapıyor onları. Bir an önce molozları kaldırıp yeni mezarlar inşa etmenin derdindeler. Bilim insanlarını dinlemekten uzak, halkın toplumsal ihtiyaçlarına kulağı tıkalı. Kültürlere düşman.

Bir o kadar ayrıştırıcı sana, bana, ötekine, berikine kendinden olmayan herkese düşman.

Artık kar hırsı değil, aşırı açgözlülük, gözü dönmüşlük söz konusu. Halk düştüğü yerden kalkar, yaralarını kendi sarar devam eder ve Newroz ateşini yakar.  Ama sizin düşüşünüz muhteşem olacak ve bir daha ayağa kalkamayacaksınız…

15.03.2023