fbpx

Hatay Kriz Koordinasyonu enkaz altındaki kentten seslendi: Hesap soracağız!

Paylaş

Hatay Kriz Koordinasyonu, acil taleplerin sıralandığı bir açıklama yaparak, “Yıkılan şehirlerimizi yeniden kuracağız, yaşatılan felaketin sorumlularından hesap soracağız!” dedi.

6 Şubat’ta Maraş merkezli 7.7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki farklı depremin ardından 10’dan fazla ilde büyük yıkımlar yaşandı.

Yıkımın en fazla olduğu illerden olan Hatay‘da depremin ardından oluşturulan Hatay Kriz Koordinasyonu, 7 maddeden oluşan acil taleplerin sıralandığı bir açıklama yaptı.

‘Hatay onarılacak değil, yeniden kurulacak bir kent haline geldi’

“Yıkılan şehirlerimizi yeniden kuracağız, yaşatılan felaketin sorumlularından hesap soracağız!” başlığı ile yapılan açıklamada, “Ne yazık ki HATAY; başta Antakya, Defne Samandağ ve Kırıkhan olmak üzere onarılacak değil “yeniden kurulacak” bir kent haline gelmiş durumda. Sadece üzerimize yıkılan; rant ve talan siyasetinin riyakarlığı değil, on yıllardır biriken ihmaller, ayrımcılık, yok sayma değer vermeme yaklaşımının beton bloklar halinde insanlarımızın üzerine yıkılmasıdır” denildi.

HDP, HDK, SYKP, Mücadele Birliği Platformu, Mor Dayanışma, SODAP, Devrimci Parti, TÖP, TİP, ESP, Kadın Savunması, SMF, KESK, Kaldıraç, İHD, Hatay ÇHD, Proleter Devrimci Duruş, BDSP, DBP, Halk Der, Devrimci Hareket, Halkevleri Anarşistler, Söz ve Eylem, Partizan, TTB, TMMOB’un imzacısı olduğu açıklamada, yan yana gelme amacı ise şöyle ifade edildi:

‘AKP-MHP faşist iktidarının siyaset anlayışını teşhir edeceğiz’

“Toplumun insani, vicdani ve dini değerlerini istismar ederek neredeyse büyük bir savaşta verilebilecek insan kaybını bir gecede 100 saniye içinde vermemize neden olan böylesi bir katliama “Kader Planı” diyen, imar affı ile denetimsiz, usule aykırı binaları meşru kılan, her afetten sonra para isteyen; tehditlerle yaşanan felaketin üzerini örtmeye çalışan, yağmalama olaylarını engellemek bahanesi ile OHAL ilan eden sorumsuz AKP-MHP faşist iktidarın siyaset anlayışını teşhir ederek, devlet aklının ve bürokrasisinin de genlerinde taşıdığı halk düşmanlığını gözler önüne sererek halkların şu anda Hatay’da yaşamakta olduğu her düzeyde yıkımın bir an önce ortadan kaldırılması için yapılması gereken ve geciktirilmesine izin veremeyeceğimiz acil taleplerimizi kamuoyu ve değerli basınımızla paylaşmak için bir araya geldik.”

7 maddeden oluşan talepler şöyle sıralandı:

Öncelikle yıkılan ve ağır hasar gören ,depremin yıkıcı etkisinin büyüklüğünü de dikkate alarak ihtiyaç duyan bütün HATAY halklarının “barınma sorunu”  kentin özgün karakteri de dikkate alınarak ve altyapı sorunları çözülmüş biçimde giderilmelidir. Binlerce kişilik çadır kentler yerine çadır mahallelerin kurulması gerekmektedir. Uzun vadede mahallelerde konteyner kentler oluşturulmalıdır.

Halklarımızın, beslenme- giyim kuşam – sağlık ve eğitim ihtiyaçları hiçbir eksiklik yaratmayacak biçimde çözülmelidir. Engelli, kronik hasta vb. dezavantajlı gruplar hiçbir biçimde mağdur edilmemelidir.

Depremde mağduriyet yaşayan bütün halklarımıza  “asgari ücret ”in altında kalmamak üzere düzenli ve sürekli bir ”nakdi” destek yapılmalıdır.

Hatay şehrinin yeniden imarında “şehrin tarihsel ve kültürel” dokusuna saygılı olunmalı, Şehri terk etmek zorunda kalan insanların geri dönüşleri teşvik edilmeli şehir hiçbir biçimde inşaat rantına teslim edilmemelidir.

On binlerce canın ölümünün ne afet, ne kader ne de depremden kaynaklanmadığının bilinci ile ülke yönetme erkini elinde bulunduran ve her türlü kararı alma yetkisine sahip eski ve yeni bütün bürokratik ve siyasi sorumluların hesap vermesi sağlanmalıdır.

Deprem mağdurlarının diğer kentlere nakli, tarikat-mafya ilişkilerine dayanan kurumların gözetiminden çıkarılmalı, gidilen kentlerdeki barınma sorunu da öğrenci yurtlarının boşaltılması ile değil, mülkiyet sahiplerinin rant için elinde tuttuğu otel, pansiyon, konutlar ile ve kamuya ait ancak iktidar tarafından yandaş zümrelere tahsis edilmiş binaların kullanıma açılmasıyla çözülmelidir.

Depremzedelere yönelik konut inşaatlarının yer seçim kararının aceleye getirilmemesini, iktidara yakın firmaların servetine servet katılırken, yer seçiminde orman, mera, tarım alanı vb. alanların umarsızca talan edilmemesini talep ediyoruz.

Açıklamanın tamamı:

Öncelikle ülkemizi derinden sarsan deprem felaketinde hayatını kaybeden bütün canların yakınlarına başsağlığı dileklerimizi iletiyor, bu felaketin her düzeyde sorumlularının yargı önünde hesap vermesi için tüm gücümüzle mücadele edeceğimizin sözünü veriyoruz. Hastanelerde yaşam savaşı veren bütün yaralılarımıza, evlerini, barklarını kaybeden canlarımızla beraber her düzeyde vereceğimiz mücadeleyi büyütmek ve bir kısmı hala bulunamayan kayıplarımızın değerli anısına sahip çıkmak üzere yürüttüğümüz deprem sonrası yaşam kavgasını gerçek muhataplarına yönlendirmeyi başaracağız.
 
Ne yazık ki HATAY; başta Antakya, Defne Samandağ ve Kırıkhan olmak üzere onarılacak değil “yeniden kurulacak” bir kent haline gelmiş durumda. Sadece üzerimize yıkılan; rant ve talan siyasetinin riyakarlığı değil, on yıllardır biriken ihmaller, ayrımcılık, yok sayma değer vermeme yaklaşımının  beton bloklar halinde insanlarımızın üzerine yıkılmasıdır.

Yaşadığımız süreçte göçmenlere, farklı kimliklere öfke ve kin duymak, yağmacı olduğu ileri sürülen kişilerin lince varan darp görüntüleri, jandarma karakolundan gelen işkence ve ölüm haberleri, kabul edilebilir değildir.

Bugün burada 14 gündür her düzeyde aktarılan, videosu gösterilen, feryatları yansıtılan gelmeyen kurtarma ekiplerini, enkaz çıkarmadaki eksik, hata ve liyakatsizlikleri bir kez daha aktarmak istemiyoruz. Toplumun insani, vicdani ve dini değerlerini istismar ederek neredeyse büyük bir savaşta verilebilecek insan kaybını bir gecede 100 saniye içinde vermemize neden olan böylesi bir katliama “Kader Planı” diyen, imar affı ile denetimsiz, usule aykırı binaları meşru kılan, her afetten sonra para isteyen; tehditlerle yaşanan felaketin üzerini örtmeye çalışan, yağmalama olaylarını engellemek bahanesi ile OHAL ilan eden sorumsuz AKP-MHP faşist iktidarın siyaset anlayışını teşhir ederek, devlet aklının ve bürokrasisinin de genlerinde taşıdığı halk düşmanlığını gözler önüne sererek halkların şu anda Hatay’da yaşamakta olduğu her düzeyde yıkımın bir an önce ortadan kaldırılması için yapılması gereken ve geciktirilmesine izin veremeyeceğimiz acil taleplerimizi kamuoyu ve değerli basınımızla paylaşmak için bir araya geldik.

Ülkemizde 6 Şubat depreminden zarar gören bütün canlar için olduğu gibi şehrimiz HATAY  için, hemen hiç vakit kaybetmeden, bir gün bile gecikilmeden yapılmasını istediğimiz ve yapılması için burada imzası olan ve daha sonra katılacak olan bütün emek meslek örgütleri, odalar, sendikalar, siyasi parti ve inisiyatifler, dernekler, vakıflar, çalışma grupları, muhtarlar ve katkı koyacak bütün güçler adına acil taleplerimiz şunlardır.

  1. Öncelikle yıkılan ve ağır hasar gören ,depremin yıkıcı etkisinin büyüklüğünü de dikkate alarak ihtiyaç duyan bütün HATAY halklarının “barınma sorunu”  kentin özgün karakteri de dikkate alınarak ve altyapı sorunları çözülmüş biçimde giderilmelidir. Binlerce kişilik çadır kentler yerine çadır mahallelerin kurulması gerekmektedir. Uzun vadede mahallelerde konteyner kentler oluşturulmalıdır.
  2. Halklarımızın, beslenme- giyim kuşam – sağlık ve eğitim ihtiyaçları hiçbir eksiklik yaratmayacak biçimde çözülmelidir. Engelli, kronik hasta vb. dezavantajlı gruplar hiçbir biçimde mağdur edilmemelidir.
  3. Depremde mağduriyet yaşayan bütün halklarımıza  “asgari ücret ”in altında kalmamak üzere düzenli ve sürekli bir ”nakdi” destek yapılmalıdır.
  4. Hatay şehrinin yeniden imarında “şehrin tarihsel ve kültürel” dokusuna saygılı olunmalı, Şehri terk etmek zorunda kalan insanların geri dönüşleri teşvik edilmeli şehir hiçbir biçimde inşaat rantına teslim edilmemelidir.
  5. On binlerce canın ölümünün ne afet, ne kader ne de depremden kaynaklanmadığının bilinci ile ülke yönetme erkini elinde bulunduran ve her türlü kararı alma yetkisine sahip eski ve yeni bütün bürokratik ve siyasi sorumluların hesap vermesi sağlanmalıdır.
  6. Deprem mağdurlarının diğer kentlere nakli, tarikat-mafya ilişkilerine dayanan kurumların gözetiminden çıkarılmalı, gidilen kentlerdeki barınma sorunu da öğrenci yurtlarının boşaltılması ile değil, mülkiyet sahiplerinin rant için elinde tuttuğu otel, pansiyon, konutlar ile ve kamuya ait ancak iktidar tarafından yandaş zümrelere tahsis edilmiş binaların kullanıma açılmasıyla çözülmelidir.
  7. Depremzedelere yönelik konut inşaatlarının yer seçim kararının aceleye getirilmemesini, iktidara yakın firmaların servetine servet katılırken, yer seçiminde orman, mera, tarım alanı vb. alanların umarsızca talan edilmemesini talep ediyoruz.

Tüm bunlar, bizlerin “talepleri olmanın” yanı sıra, aynı zamanda sadece takipçisi değil kararlı birer savunucusu olacağımızın , söz konusu konularda mücadele yürüteceğimizin deklarasyonudur. halklara çağrımız mücadeleyi yükseltme ve bu topraklara, yaşamımıza sahip çıkmamız gerektiğidir.

(Siyasi Haber)