Almanya’da vatandaşlığa kabul şartlarının kolaylaştırılması önerildi. Peki Almanya’da kimler vatandaşlığa geçme hakkına sahip? Şartlar neler ve süreç nasıl işliyor?
İçişleri Bakanı Nancy Faeser, geçtiğimiz haftalarda SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan mevcut koalisyon hükûmetinin hazırladığı yasa taslağını Federal Meclise sundu. Koalisyon ortaklarının Aralık 2021’de vardığı mütabakatta vatandaşlık prosedürlerindeki reformun ana hatları üzerinde de uzlaşılmıştı. Tasarıyla vatandaşlığa kabul sürecinin hızlandırılması hedefleniyor.
Ayrıca, tasarı çerçevesinde vatandaşlık için başvuranların artık önceki vatandaşlıklarından vazgeçmeleri gerekmeyecek. Faeser kısa süre önce yaptığı açıklamada, öngörülmeyen bir sıkıntı yaşanmaması hâlinde yeni yasanın 2023 yazında yürürlüğe girebileceğini duyurdu.
Vatandaşlığa Kabul Şartları ve Prosedüründeki Değişiklikler
Vatandaşlığa kabul için gerekli olan Almanya’da ikamet süresi sekiz yıldan beş yıla indirilecek. Başvuru sahibinin “özel entegrasyon başarıları” söz konusuysa -örneğin gönüllü bir işte çalışıyorsa ya da Almancayı özellikle iyi konuşabiliyorsa- vatandaşlığa kabul 3 yıllık ikamet süresiyle de mümkün olabilecek. Ayrıca, Alman vatandaşlığına ek olarak diğer ülke vatandaşlıklarına sahip olmaya devam etme imkanı verilecek.
67 yaşın üzerindeki kişiler için B1 seviyesinde dil yeterliliğinin yazılı olarak kanıtlanmasından vazgeçilecek. Bunun yerine, sözlü olarak Almanca iletişim kurabilmeleri yeterli sayılacak. Bu kolaylık, 1960’lı yıllardan itibaren ülkeye gelen ve dil kurslarına katılma imkanı olmayan “misafir işçi kuşağının yaşam boyu başarısını” onurlandırmak maksadıyla gösterilecek.
Ayrıca Almanya’da doğan çocuklar, ebeveynlerinden biri en az beş yıldır yasal olarak Almanya’da ikamet ediyorsa otomatik olarak Alman vatandaşlığı alabilirler.
Almanya’da göç ve entegrasyon ağırlıklı çalışan Mediendienst Integration adlı gazetecilik platformu, vatandaşlığa kabul sürecine dair akla gelen soruları ve sürece dair detayları derledi.
Vatandaşlığa Kabulle Gelen Haklar
Alman vatandaşlığına sonradan geçenler, bütün vatandaşlarla aynı hak ve yükümlülüklere sahip olacaklar. Tüm seçimlerde (federal, eyalet ve yerel seçimlerin yanı sıra referandumlar) oy kullanabilir ve siyasi makamlara aday olabilirler. Federal Almanya Cumhuriyeti’ndeki tüm kamu görevlerinde çalışabilirler. Alman pasaportu ile dünyanın birçok ülkesine vizesiz girebilir ve AB içindeki serbest dolaşım hakkından yararlanabilirler.
Kaç Kişi Vatandaşlığa Kabul Edildi?
2021 yılında Almanya’da yaklaşık 131 bin kişi vatandaşlığa kabul edildi. Bu rakam bir önceki yıla kıyasla neredeyse yüzde 20 oranında bir artışa denk geliyor. Suriyelilerin vatandaşlığa kabul edilme sayısının hızla arttığı kaydedildi: 2021’de 19 bin 100 Suriyeli göçmen vatandaşlığa kabul edilirken, bu sayı 2020’dekinin yaklaşık üç katı. 2014-2016 yılları arasında Almanya’ya gelen Suriyeli sığınmacıların çoğu artık vatandaşlığa kabul için gerekli şartları karşılamakta.
Böylece Suriye, vatandaşlığa kabullerde en sık rastlanan köken ülke olarak Türkiye’nin önüne geçti. 2021’de en yaygın köken ülkeler sırasıyla Suriye (19 bin 100 kişi ve yüzde 185’lik artış oranı), Türkiye (12 bin 200 kişi ve yüzde 5’lik artış oranı) ve Romanya (6 bin 900 kişi ve yüzde 17’lik artış oranı) oldu.
2000 ile 2020 yılları arasında Almanya’da toplam 2 milyon 700 binden fazla kişi vatandaşlığa kabul edildi. Bu insanlardan 700 binden fazlasını Türkiye kökenliler oluşturuyor.
Vatandaşlığa Geçebilecek Kaç Kişi Var?
Federal İstatistik Dairesi, mevcut yasal düzenlemelere göre Alman vatandaşlığına hak kazanan kişilerin sadece yüzde 2,5’inin 2021 yılında vatandaşlığa geçtiğini kaydediyor. “Vatandaşlığa kabul potansiyeli”, Almanya’da en az 10 yıldır yaşayan yabancıların sayısına göre hesaplanmakta. Bu potansiyel yaklaşık beş milyon insana denk düşüyor. Mediendienst Integration’un tahminine göre, vatandaşlığa kabul edilmeden önceki ikamet süresi beş yıla indirildiği takdirde, bu sayı yaklaşık sekiz milyon kişiye yükselecek.
Bu insan havuzu federal eyaletler arasında farklı oranlarda dağılmış durumda. Thüringen ve Saksonya’daki oran yaklaşık yüzde 4 ile Baden-Württemberg (yüzde 2,1) veya Saarland (yüzde 1,9) gibi diğer eyaletlerden önemli ölçüde daha yüksek. Robert Bosch Vakfı tarafından hazırlanan bir rapora göre, bu oranlar genellikle eyaletlerdeki Alman kökenli olmayan nüfusun yapısıyla ilişkili: AB vatandaşları nadiren vatandaşlığa geçmek için başvuruda bulunurken, mülteciler buna daha sık başvuruyor. İlaveten, yerel düzeydeki kural ve koşulların ve özellikle vatandaşlığa kabul kampanyalarının bu sürece net etki ettiği de belirtiliyor.
Vatandaşlığa Geçişler Neden Daha Fazla Değil?
Mediendienst Integration, ayrıca yaptığı bölgesel karşılaştırmada Almanya’da nüfusa kıyasla vatandışlığa geçiş oranının diğer AB ülkelerine göre çok daha düşük seviyede kaldığına dikkat çekiyor. Almanya’da bu oran yüzde 1,1’ken İsveç’te 8,6, Portekiz’de yüzde 5,5, Hollanda’da 4,8, Norveç’te 3,3, İtalya’da 2,6, Belçika’da 2,4, Fransa’da 1,7 ve Danimarka’da 1,3 oranlarında.
Buna neden olarak; Alman vatandaşlığına geçmek için gereken mevcut şartların nispeten daha katı olması öne çıkıyor. İlk olarak; vatandaşlığa kabulde şart olarak istenen ikamet süresi daha uzun. Diğer ülkelerin çoğunda bu süre beş yıl veya daha az. İkinci bir neden olarak; başvuru sahiplerinin karşılaması beklenen kriterlerin (gelir durumu, ülke değerlerine bağlılık ve dil becerisi) ortalamanın üzerinde olması göze çarpıyor.
Birçok yabancı vatandaşın şimdiye kadar Alman vatandaşlığına geçmekten kaçınmasının bir başka nedeni de önceki vatandaşlıklarından vazgeçmek zorunda olmaları. Bu durum özellikle Türkiye’den gelen göçmenleri alakadar ediyor. Alman vatandaşlığına geçen Türk vatandaşlarının sayısı son yıllarda keskin bir düşüş gösterdi. Almanya, çifte vatandaşlığa sadece münferit durumlarda izin veren az sayıdaki ülkelerden biri.
Vatandaşlığa Kabul ve Entegrasyon Ölçütü
Vatandaşlık hakkı, başarılı entegrasyon için bir tür “ödül” mü olmalı ve bazılarının talep ettiği gibi sadece sürecin sonunda mı verilmeli? Peki bir ülkenin pasaportuna sahip olmak, o ülkeye entegrasyonu daha da hızlandırabilir mi? Mediendienst Integration’a konuşan Alman Uyum ve Göç Araştırmaları Merkezinden (DeZIM) Niklas Harder, “Vatandaşlığa kabul genellikle entegrasyon için bir katalizördür.” sözleriyle bu soruyu cevaplıyor.
Araştırmalar vatandaşlık bağı ve entegrasyon arasında böyle bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Humboldt Üniversitesi ve Heidelberg Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre Almanya’da vatandaşlık yasasının serbestleştirilmesi, göçmenlerin entegrasyonuna yönelik teşviklerin artmasına yol açtı. Özellikle kadın göçmenler için, vatandaşlığa geçtikten sonra olumlu iş gücü piyasası etkileri olmuştur: ortalama işgücü gelirlerin artması, çalışma koşullarının iyileşmesi, daha sık istihdam edilmeleri ve haftalık çalışma sürelerinin artması gibi. Harder, göçmen kadınların artan ekonomik aktivitelerini “Vatandaşlığa kabulden en fazla yararlananlar, daha önce dezavantajlı durumda olanlardı.” sözleriyle yorumluyor.
Kaynak: Perspektif