İsviçre’nin Bern şehrinde 1 Eylül Dünya Barış Günü çerçevesinde “Kürt Sorununda Barış Arayışları” başlıklı bir program düzenlendi. İHD İsviçre Temsilciliği, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) İsviçre, İsviçre Demokratik Kürt Toplum (CDK-S), İHDD İsviçre, Kürt Türk İsviçreliler Kültür Derneği (KUTÜSCH), FEDA ve Bern Alevi Dergahı tarafından ortaklaşa düzenlenen etkinlik kapsamında iki panel gerçekleştirildi.
Organizasyon komitesi adına İHD İsviçre Temsilcisi Ethem Açıkalın bir açılış konuşması gerçekleştirerek Türkiye’nin içerisinde bulunduğu sürecin kritikliğine dikkat çekerek, bu süreçte yurtdışında yaşayan Türkiyelilere de daha fazla görev düştüğünü belirtti. Açıkalın önümüzdeki süreçte benzer buluşmaları daha fazla düzenleyeceklerini belirterek Türkiye’deki savaş ve faşizm ortamından rahatsız olan herkesi elini taşın altına koymaya davet etti.
Ali Cem Kalkandelen’in moderatörlüğünde gerçekleşen “Dünya Barış Deneyimleri” başlıklı panelin konuşmacıları Türkiye İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve İHD Eski Genel Başkanı Akın Birdal’dı. Panelist olacağı duyurulan Amnesty International Türkiye Masası temsilcisi Anita Streuler’in ise Coronaya yakalandığı için panele katılamadığı bildirildi.
Etkinliğin ikinci panelinde ise Türkiye’deki siyasal partilerin Kürt Sorununun çözümüne ilişkin öneriler konuşuldu. “Kürt Sorununda Çözüm Perspektifleri” başlıklı panelin moderatörlüğünü HDP Eski Milletvekili Yurdusev Özsekmenler yaparken, konuşmacıları ise CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş ve TİP Milletvekili Sera Kadıgil’di.
Akın Birdal: Kürt karşıtlığında hizaya giriyorlar
Akın Birdal, Türkiye’deki barış deneyimlerini ve İHD olarak yapılan çalışmaları anlatarak sadece iktidarın değil, muhalefetinde barış için yeterli çabası olmadığına vurgu yaptı. Birdal, “Türkiye’deki iktidar kendi varlığını teklik üzerinde inşa ediyor. Oysa özgürlük ve eşitlik çoğulculuğu gerektirir. Biz 10 yıl önce bir Diyalog Grubu oluşturduk. Önemli çalışmalar yürüttük ama barışı getirmeye yetmedi. Türkiye’de barışın sağlanmamasının temel nedeni iktidarın politikalarına karşı güçlü bir muhalefet olmamasıdır. Kürt karşıtlığı, Kürt düşmanlığı iktidarı ve muhalefeti bir noktaya getiriyor. Muhalefet liderinin askerimizin ayağına taş değmesin diyor. Oysa o askerler savaşa gidiyor. Türkiye’de savaş karşıtlığı önemlidir” dedi.
Birdal, Dolmabahçe’de oluşturulan barış masası önemli olduğunu ama buna karşı o masanın devrilmesi barış önemli bir kayıp olduğunu belirtti. Daha fazla zaman kaybetmeden en geniş çevreyi katarak bir Barış Konferansının yapılması ve çatışmanın durduracak yol haritasının ortaya çıkarılması gerektiğine vurgu yaptı.
Türkdoğan: Savaş önce gerçekleri öldürür
İHD Eşgenel Başkanı Öztürk Türkdoğan dünyada yaşanan benzer sorunların nasıl çözüldüğüne yönelik geziler yaptıklarını açıkladı. İrlanda, Güney Amerika, İspanya ve Fransa deneyimlerini yerinde izlediklerine vurgu yapan Türkdoğan, “ Savaş önce gerçekleri öldürür, sonra toplumu çürütür. Son 7 yılda yaşanan hak ihlallerinde 6100 kişinin yaşamı yitirdiği 8.900’e yakın insanda yaralandı. Yapılan bir akademik çalışmada Kürt sorununda kaynaklı çatışmanın Türkiye’ye maliyetinin 4 trilyon dolar olduğunun belirlendiğini aktararak Türkdoğan, bu para ile Türkiye’nin 4 kez yeniden inşa edilebileceğine dikkat çekti.
Birdal ve Türkdoğan’ın sunumlarının ardında dinleyicilerin sorularına verilen cevapla ilk panel sona erdi.
Çözüm Perspektifleri
Programın ikinci panelinin moderatörlüğünü Yurdusev Özsökmenler yaptı. “Kürt Sorununda Çözüm Perspektifleri” başlığıyla yapılan panele konuşmacı olarak CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TİP milletvekili Sera Kadıgil ve HDP grup başkan vekili Meral Danış Bektaş panelist olarak katıldı. Milletvekilleri yaptıkları sunumda Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu anlatarak neler yapılması gerektiğini ifade ettiler.
Tanrıkulu: Yeniden yapılanma şart!
CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu Türkiye’deki antidemokratik gidişatı ve Kürt meselesinde kangrenleşen durumun altını çizerek barışın sağlanabilmesi için meclisin, akademinin, basının, yargının ve sivil toplumun yeniden yapılandırması gerektiğini ifade etti. “20 yıldır AKP iktidarı bütün devlet kurumlarının içini boşalttı. Her şeyi kendisine bağladı. Bu kurumlar yeniden yapılandırılıp asli görevlerini yapması sağlanmalıdır.” dedi.
Tanrıkulu önümüzdeki seçim sürecinin Türkiye için kader niteliğinde olduğuna dikkat çekerek farklılıklara rağmen tek adam diktatörlüğüne karşı ortaklaşacak paydayı büyütmek gerektiğini belirtti.
Kadıgil: Hassasiyetleri dikkate almalıyız
TİP milletvekili Sera Kadıgil ise partisinin Kürt sorunu yaklaşımını aktararak TİP olarak kendilerini Kürt sorununu Batı’daki emekçi kitlelere aktaracak parti olarak gördüklerini belirtti. Emekçi kitlelerin Kürt sorununu hala terör sorunu olarak gördüğünü belirten Kadıgil, bu kitlelere sorunun terör değil barış, temel haklar sorunu olduğunu anlatılmasının gerektiğini vurguladı. HDP listelerinden seçilen iki TİP Milletvekilinin ve sonrasında TİP’e katılan kendisinin ve Ahmet Şık’ın Meclis’te HDP’yle dayanışma içerisinde olduğunu söyleyen Kadıgil, kurulan Emek ve Özgürlük İttifakı’nda da HDP’yle birlikte yer aldıklarını belirtti.
Beştaş: Sorunun muhatabını yok sayarak barışı inşa edemezsiniz
Panelin son konuşmacısı olan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş HDP’nin Kürt sorununun çözümü noktasında yaptığı çalışmaları anlattı. Sorunun muhatabının yok sayarak barışın inşa edilemeyeceğine vurgu yapan Beştaş, HDP’nin Mecliste ve siyasette konun muhatabı olduğunun altını çizerken sorunun çözümü için mutlaka Öcalan ve PKK’nin de çözüm denkleminin içine katılması gerektiğini belirtti. Beştaş, HDP’nin Kürt sorununun çözümüne sahip çıkmakla birlikte PKK’nin bir uzantısı olmadığının altını çizerek, çatışmaların sona ermesinin ancak çatışan tarafların birbirleriyle diyalog kurmasıyla mümkün olduğunu vurguladı.
AKP-MHP hükumetinin iktidarlını savaş, kutuplaştırma ve çatışma politikalarıyla sürdürdüğünü belirten Beştaş, barışın sözcüsü ve muhatabı olan Öcalan’ın sesinin halklara ulaşmasının engellendiğini söyledi. Kürt sorununda Abdullah Öcalan’ın rolünün göz ardı edilemeyeceğini söyleyen Beştaş, yıllardır disiplin cezaları adı altında keyfi uygulamalarla Öcalan’a avukat ve aile görüşlerinin yasaklandığına dikkat çekti. Meral Beştaş HDP olarak Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yoldan çözülmesini istediklerini belirtirken sorunun muhatabını yok sayarak barışın inşa edilemeyeceğinin altını çizdi.
Dinleyicilerin sorularının cevaplanmasından sonra sona eren panelin ardından bir apero gerçekleştirilerek etkinlik sona erdirildi.