fbpx

Atmosferdeki sera gazı birikimi pandemiye rağmen rekor düzeye ulaştı

Paylaş

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), koronavirüs pandemisine karşın 2020’de atmosferi ısıtan gaz salımının rekor seviyelere ulaştığını açıkladı. Karbondioksit, metan ve azot oksit miktarları, son 10 yıldaki yıllık ortalamadan daha fazla arttı

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), koronavirüs pandemisine karşın 2020’de atmosferi ısıtan gaz salımının rekor seviyelere ulaştığını açıkladı.

Karbondioksit, metan ve azot oksit miktarları, son 10 yıldaki yıllık ortalamadan daha fazla arttı.

WMO, bu seviyelerin sıcaklıkları Paris İklim Anlaşması’nda belirlenen amaçların ötesine çıkartacağını söylüyor ve bu durumda daha da ısınan dünyada doğal kaynaklardan gelen karbon salımını artıracağından kaygı duyuluyor.

Koronavirüs salgını döneminde alınan kısıtlama önlemleriyle, CO2 emisyonları dünya genelinde yüzde 5,6 oranında azaldı. Peki, bu azalma atmosferdeki sera gazı birikimlerine neden yansımadı?

Bunda birkaç faktör rol oynadı.

İnsan faaliyetlerinin yol açtığı emisyonların yaklaşık yarısı ağaçlar, toprak ve okyanuslar tarafından alınıyor. Ancak bunların sera gazlarını özümseme kabiliyeti büyük ölçüde sıcaklıklara, yağmura ve diğer unsurlara bağlı.

Metan bataklıklardaki doğal kaynakların yanı sıra, petrol ve doğalgaz kuyularındaki alevler gibi doğal kaynaklardan da geliyor.

Bir diğer sorun da, son 10 yılda karbondioksit salımının sürekli artması.

Yani geçen yıl karbon salımı azalmış olsa da, atmosferdeki karbon seviyesinde artış 2011-2020 arasındaki ortalama düzeyden daha fazlaydı.

WMO’nun yıllık Sera gazı Bülteni’ne göre atmosferdeki karbondioksit seviyesi milyonda 2020’de 413,2 partiküle ulaştı ve sanayi devrimi öncesi düzeyin yüzde 149 fazlası oldu.

Bu, dünyadaki sıcaklık artışlarını kontrol altına almak açısından kötü bir haber.

WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “Sera gazı konsantrasyonları mevcut hızla artmaya devam ederse, bu yüzyılın sonunda Paris Anlaşması’nın hedefleri olan, sanayi devrimi öncesine kıyasla 1,5 ila 2 derecelik sıcaklık artışının çok daha fazlasını göreceğiz. Hedefin çok uzağındayız” dedi.

Taalas ayrıca, “Bu, bir kimya formülünden ya da bir grafikteki rakamlardan çok daha fazlası. Günlük yaşamımıza, refahımıza, gezegenimizin, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğine büyük olumsuz etkileri olacak” diye de ekledi.

WMO uzmanları, dünyanın son olarak 3 ila 5 milyon önce bu ölçülerle kıyaslanabilir düzeyde sera gazı birikimi gördüğünü ve dönem sıcaklıkların günümüze göre 2 ila 3 derece daha fazla, deniz seviyesinin de 10 ila 20 metre daha yüksek olduğunu söylüyor.

Nitrojen gübrelerin kullanımı, atmosferdeki azot oksitin başlıca kaynaklarından.

Araştırmacıların büyük kaygılarından biri de, sıcaklıkların artmasının doğal kaynaklardan gelen sera gazı seviyesini artırması.

Uzmanlar, bunun metan gazında şimdiden yaşandığından endişeli.

Karbondioksite göre daha kısa ömürlü olsa da, metan gazı daha güçlü bir ısıtıcı kimyasal madde.

Atmosferdeki metan gazının yüzde 60 kadarı, tarım, fosil yakıtlar, çöplükler ve atık yakma tesisleri gibi insan faaliyetlerinden kaynaklanıyor.

Kalan yüzde 40’lık kısımsa, bataklıklar gibi doğal alanlardaki mikropların faaliyetlerinden geliyor.

Geçen yılki, metan gazı yükselişi 2007’de yeniden başlayan çoğalmadaki en büyük artıştı.

Büyük çoğunluğu ise doğal kaynaklardandı.

WMO’dan Dr. Oksana Tarasova, “Bataklıklardaki yağış oranlarını artırırsanız ve sıcaklığı artırırsanız bu metan üreten bakteriler daha fazla metan üretir” dedi.

Tarasova BBC’ye yaptığı açıklamada, “Yani bu gelecekte artacak, çünkü sıcaklıklar yükselecek. Bu büyük bir endişe” diye konuştu.

Pandemi kısıtlamaları sırasında yolların boşalmasıyla, ulaşım kaynaklı emisyonlar düştü ancak atmosferdeki sera gazı birikimi artmaya devam etti.

Bilim insanları bu kısırdöngüleri geribesleme döngüsü diye tanımlıyor. Bu durum, Amazonlar’da da gözlemleniyor. Araştırmacılar geçtiğimiz aylarda, yağmur ormanlarının özümsediğinden daha çok karbondioksit erittiğini söylemişti.

Dr. Tarasova, “Sıcaklık artıp, yağış azaldıkça ağaçlar daha çok baskı altına girecek. Çürüyüp gitme oranları artan ağaçlar, karbondioksit depolayamayacak. Yani kendi emisyonlarımıza ek olarak, ormanlarımızdan emisyon gelecek” dedi.

WMO, azot oksitteki artıştan da kaygılı aynı zamanda. Bu gaz nitrojen gübre kullanımının yanı sıra, doğal kaynaklardan da geliyor.

Azot oksit emisyonu da son 10 yılda ortalamamın üzerinde arttı.

Dünya liderlerinin Glasgow’daki COP26 İklim Zirvesi’nde buluşmasından önce, atmosferdeki seragazı birikimi miktarlarına dair haberler kaygı verici.

Londra Üniversitesi’ndeki Royal Holloway Koleji’nden Prof. Euan Nisbet, “Seragazı ölçümleri çarpışmadan önce kayan araba gibi. Felaket giderek daha da yakınlaşıyor ama durduramıyorsunuz” diyor ve ekliyor:

“İlerideki çarpışmayı net bir şekilde görebiliyorsunuz ama tek yapabildiğiniz bağırmak”