fbpx

ADGB’den Suruç Katliamı’nın 10. Yılında Adalet ve Direniş Çağrısı

Paylaş

Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB), 20 Temmuz 2015’te yaşanan ve 33 devrimci gencin yaşamını yitirdiği Suruç Katliamı’nın 10. yılına dair bir açıklama yayımladı. Açıklamada, faşist saray rejiminin “çöktürme planı”nın miladı olarak tanımlanan katliamın, yalnızca gençlerin değil, tüm ezilen halkların mücadele umudunu hedef aldığı vurgulandı.

Suruç, Rojava ve Gezi’nin Ortak Ruhudur

Açıklamada, Suruç’a giden gençlerin Gezi isyanının mirasını Rojava’ya taşımak ve Kobane’nin yeniden inşasında aktif rol almak amacıyla yola çıktığı hatırlatıldı. Suruç’un, birleşik devrimci mücadelenin simgesi haline geldiği ve Rojava devriminin Ortadoğu’daki özgürlük umudunu temsil ettiği belirtildi.

“Suruç; Rojava devrimine dokunmak isteyen sosyalist gençliğin birleşik devrim isteği ve çizgisinin yalın bir anlatımıdır.”

Emperyalizme ve Faşizme Karşı Birleşik Ortadoğu Umudu

ADGB, katliamın yalnızca bir saldırı değil, birleşik direniş umudunu yok etmeye yönelik stratejik bir hamle olduğunun altını çizdi. İsrail’in Filistin’e, HTŞ’nin Alevi ve Hristiyan topluluklara, İran rejiminin Kürtlere ve Beluçlara uyguladığı baskılara dikkat çekilerek; devrimci gençliğin taşıdığı hayalin, özgür, eşit ve barış içinde bir Ortadoğu olduğu vurgulandı.

Faşist Saray Rejimi Adaletsizlik Üretiyor

Açıklamada, Suruç’tan bugüne büyüyen adalet talebine işaret edilerek, Türkiye’de işçi sınıfı ve ezilenlerin öfkesinin ekonomik kriz, toplumsal eşitsizlik ve siyasal baskılar nedeniyle giderek arttığı ifade edildi. ADGB, Temmuz ayının her yıl bir hesaplaşma ve hatırlama süreci olduğuna dikkat çekti:

“Faşist saray rejiminden Suruç katliamının hesabını sormak ve adalet mücadelesini yükseltmek için her yıl Temmuz ayı özel ve tarihsel bir kesittir.”

“Düş Yolcuları”nın İzinde Sokaklara!

Açıklamada, 33 Düş Yolcusu’nun idealleriyle bugün hâlâ birleşik direniş çizgisinin örüldüğü vurgulandı. Türkiye, Kürdistan ve Avrupa’da süren adalet mücadelesine dikkat çeken ADGB, 10. yılda gençliğin mücadele azmini büyütme çağrısı yaptı.


ADGB açıklamasının tam metni:

Suruç katliamının hesabını birleşik mücadelemizle soracağız!

Faşist devlet terörü ve inkarcı, sömürgeci savaş ilanının miladı olan Suruç katliamının 10. yıl dönümü bir kez daha hesap sorma ve adalet mücadelemizi büyütmeye çağırıyor. Faşist saray rejimi, 20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç katliamıyla çöktürme planı adlı yeni bir savaş konseptine girişti. Rojava devriminin savunulması çizgisine, artan mücadele ve örgütlenme cesaretine ve halklarımızın birleşik mücadelesinin örülmesine karşı faşist saray rejimi sosyalist gençlerin Kobane’yi inşa kampanyasını hedef aldı.

Suruç; Rojava devrimine dokunmak isteyen sosyalist gençliğin birleşik devrim isteği ve çizgisinin yalın bir anlatımıdır. Kobane’ye gitmek, Gezi onur ve özgürlük isyanının öğreticiliğinde, hazırlığını yapan devrimci güçlerin Ortadoğu’nun orta yerinde bir özgürlük vahası olarak açan Rojava devrimine kanatlanması ve akmasıdır. Suruç’tan Kobane’ye gitmek, devrimin inşasına Gezi isyanının ruhunu ve rengini katma arzusudur. Faşist rejimin sınırlarını yıkarak özgür Rojava ve devriminde bütünleşme eylemidir. İşte tam da bu nedenle sömürgeci faşist rejim ve onun işbirlikçi faşist aparatı olan DAİŞ, Suruç’ta sosyalist gençliğe ve devrimcilere karşı vahşi katliama girişti. Suruç’tan bugüne dost omuz başlarıyla birleşik direnişin kavga boylarında tüm ezilenlerin adalet mücadelesi bayraklaştırılıyor.

Mücadelelerini ve heyecanlarını Suruç’tan Kobane’ye taşımak isteyen sosyalist gençler aynı zamanda, bugün emperyalist ve sömürgeci odakların desteğiyle bir yandan Siyonist diğer yandan cihadist çetelerin kıskacına alınan tüm bölge halkalarına eşit, özgür, barış içinde bir Ortadoğu umudu da taşımak istediler. İsrail’in Filistin halkına, HTŞ’nin Alevilere, Hristiyanlara ve Dürzilere, İran’ın Molla rejiminin Kürtlere, Beluçlara uyguladığı katliamlara karşı birleşik direniş, birleşik Ortadoğu hayalini taşımak istediler.

Suruç’un 10. yılına girerken Türkiye’de de işçi sınıfı ve ezilenlerin adalet isteği katlanarak büyüyor. Devlet ve kapitalist düzeninin durmadan üretip büyüttüğü adaletsizliklere karşı işçi sınıfı ve ezilenlerin öfkesi artıyor. Faşist saray rejimi ekonomik ve politik saldırı konseptiyle emekçi sınıfları yoksulluk krizinin sefalet, açlık ve ölüm uçurumuna itiyor. Faşist rejimin zulüm ve gadrine uğrayan, politik adalet ve hak-hukuk arayan ezilen toplumsal kesimlerin süren adalet arayışının yanına, zengin-fakir uçurumunu derinleştiren ekonomik eşitsizlik ve toplumsal adalet istekleri diziliyor.

Faşist saray rejiminden Suruç katliamının hesabını sormak ve adalet mücadelesini yükseltmek için her yıl Temmuz ayı özel ve tarihsel bir kesittir. Hiç kuşkusuz Suruç katliamına karşı daha ilk andan başlayarak gösterilen politik tepki ve ardından inşa edilen birleşik direniş ve adalet mücadelesi faşist saray rejimine karşı bir hesap sorma pratiğidir.

Türkiye ve Kürdistan’ın sokaklarından Avrupa kentlerine Düş Yolcu’larının izinden yürüyerek, birleşik devrim perspektifiyle Suruç’un hesabını sormak için yan yana geliyoruz. 10. yılında 33 Düş Yolcusu’nun mücadelelerini büyütelim!

Avrupa Demokratik Güç Birliği – ADGB