fbpx

İsrail ordusu 7 Ekim’de kendi sivil halkını da vurdu – Ali Abunimah*

Paylaş

Bir İsrail askeri helikopteri 7 Ekim’de 364 kişinin öldürüldüğü söylenen Süpernova şenliğinde sivilleri de vurdu.

Tel Aviv’de yayımlanan Haaretz gazetesinin Cumartesi günkü haberine göre İsrailli müfettişler, o gün Gazze’den sınırı geçen Hamas savaşçılarının birkaç kilometre doğudaki bir İsrail koloni yerleşimi olan Kibbutz Re’im yakınlarında düzenlenen müzik festivali hakkında önceden bilgi sahibi olmadıkları sonucuna vardı.

Haaretz, “Bir polis kaynağına göre, soruşturma ayrıca olay yerine gelen ve oradaki teröristlere ateş açan bir İsrail savaş helikopterinin de bazı festival katılımcılarını vurduğunu gösteriyor” dedi.

Haberde helikopterin şenliğe katılanlardan kaçını öldürdüğü ya da yaraladığı belirtilmiyor.

Haaretz tarafından bildirilen polis soruşturması, İsrail güçlerinin 7 Ekim ve sonrasında kendi sivillerinden bazılarını öldürdüğüne ilişkin İsrail’in ilk doğrudan ve resmi kabulü gibi görünüyor.

Ancak olayın tam da böyle cereyan ettiğine dair kanıtlar son haftalarda artmaktaydı.

Kibbutz Be’eri’de İsrail güçleri tarafından gerçekleştirilen katliamdan sağ kurtulan İsrailli kadın Yasmin Porat’ın tanıklığı bu konuda kilit öneme sahip.

Porat’ın ifadesine göre, İsrail güçleri Filistinli savaşçıların elindeki küçük kibbutz evine tank mermileri de dahil olmak üzere ağır silahlarla ateş açtığında çok sayıda İsrailli sivil öldürüldü. Porat, İsrail’in resmi yayın kuruluşu Kan’a yaptığı açıklamada, o ana kadar Filistinli savaşçıların İsrailli sivillere “insanca” davrandığını söyledi.

“Her şeye ateş edin”

İsrail hava kuvvetleri de 7 Ekim’de iki düzineden fazla saldırı helikopteri gönderdiklerini,  bunlardan muazzam miktarda ağır top mermisi ve Amerikan yapımı Hellfire füzesi ateşlendiğini, ama çoğu durumda pilotların Filistinlileri İsrailli sivillerden ayırt edemediğini itiraf etti.

İsrail’in Ynet gazetesi geçen ay İsrail hava kuvvetleri tarafından yürütülen bir soruşturmaya dayanarak “Binlerce teröriste açılan ateşin sıklığı başlangıçta müthişti ve pilotlar  ancak belli bir noktadan sonra saldırılarını yavaşlatmaya, hedefleri dikkatle seçmeye başladılar” diye yazdı.

Bir filo liderinin adamlarına “Her şeye ateş edin” dediği bildirildi.

İsrail ordusu tarafından yayımlanan bir videoda helikopterlerin sivil arabaları gelişigüzel hedef aldığı görülüyor – her ne kadar video yayınlandığında ordu uçaklarının “teröristleri” vurduğunu iddia etse de.

Perşembe günü ise İsrail hükümet sözcüsü Mark Regev MSNBC’ye verdiği bir mülakatta -belki de ağzından çıkanı kulağı duymaksızın- İsrail güçlerinin 7 Ekim’de Filistinli savaşçıları İsrailli sivillerden ayırt etmeden gelişigüzel ateş açtığını ve yüzlerce insanı yakarak öldürdüğünü itiraf etti.

İsrail, sadece hafif silahlarla donanmış Filistinli savaşçıların, evlerin enkaza dönüştüğü bazı yerleşimlerde görülen büyük yıkıma nasıl neden olabildiğini ya da yüzlerce insanı tanınmayacak şekilde yakarak nasıl öldürebildiğini hiçbir zaman açıklamadı.

Oysa bunlar Hamas saldırısına karşılık veren İsrail güçlerinin sahip olduğu ve kullandığı kabiliyetlerdir.

İsrail’in yakın zamanda iddia edilen ölü sayısını 1.400’den “yaklaşık 1.200 kişi”ye indirmesi de resmi anlatısı hakkındaki şüpheleri arttırdı.

7 Ekim’den bu yana, önemli sayıda İsraillinin hem karadan hem de havadan kendi güçleri tarafından öldürüldüğüne ilişkin gitgide artan bir kanıt yığını var. 

Hamas 7 Ekim’de İsrailli sivillerin öldürüldüğünü inkar etmedi ancak savaşçılarının sivilleri öldürmek için yola çıktığını da reddetti.

İsrail ordusunun yayınladığı video, helikopterlerin 7 Ekim’de ayrım gözetmeksizin ateş açtığını gösteriyor

Ölümlerden kimin sorumlu olduğunun belirlenmesi kapsamlı ve bağımsız bir soruşturmayı gerektirecektir ki bunun için ne İsrail’in uluslararası destekçileri bir çağrıda bulundu ne de Birleşmiş Milletler.

Medyanın kusuru

İsrail’in resmi söylemini desteklemek amacıyla yetkililer ve lobiciler, Başkan Joe Biden’in  tekrarladığı kafası kesilmiş düzinelerce İsrailli bebek hikayesi de dahil olmak üzere, çok sayıda sahte vahşet hikayesi yaydı.

İsrail ayrıca Filistinlilerin geniş çaplı ve korkunç cinsel şiddet uyguladığını ve İsrailli kadınlara tecavüz ettiğini iddia ederken, yetkililer neden bu tür saldırıları doğrulayan hiçbir adlî-tıbbî kanıt bulamadıklarına dair sadece bahaneler sundular.

CNN’in Cuma günü bildirdiğine göre, “Polis Müfettişi Dudi Katz, memurların saldırılarla ilgili olarak 1.000’den fazla ifade ve 60.000’den fazla video klip topladıklarını, bunlar arasında tecavüze uğrayan kadınları gördüklerini bildiren kişilerin ifadelerinin de yer aldığını” söylemiş.

Ancak Katz, “müfettişlerin birinci elden tanıklığa sahip olmadığını ve tecavüz mağduru olduğu iddia edilen herhangi birinin sağ kalıp kalmadığının belli olmadığını” da eklemiş..

Gene de Batılı hükümetler ve medya İsrail’in hikayesindeki büyük gedikleri işaret eden belirtileri görmezden geldi.

Hamas savaşçılarını 7 Ekim’de İsrail ordusunun medar-ı iftiharı Gazze tümenini yenmeyi hedefleyen direniş savaşçıları olarak değil -ki bunu muhteşem bir şekilde yaptılar-  mümkün olduğunca çok insanı en korkunç şekillerde öldürmeye kararlı kana susamış vahşiler olarak resmeden resmi anlatıya bağlı kalmayı tercih ettiler.

Soykırımı destekleyen gaddarlık propagandası

Hamas’ın vahşetine ilişkin doğrulanmamış, abartılı ve düpedüz yalan haberler, Gazze’de süregiden Filistinli sivillere yönelik İsrail soykırımını kışkırtmak ve meşrulaştırmak için kullanıldı.

İsrail 7 Ekim’den hemen sonra Hamas’ı İŞİD’e benzeten bir propaganda kampanyası başlattı.

Batılı hükümetler ve medya nezdinde başarılı olan Tel Aviv’in propaganda kampanyası, özellikle İsrail’in Gazze’deki sivillere yönelik amansız katliamının kendisini mağdur olarak konumlandırma çabalarını gölgede bırakması nedeniyle, halk nezdinde çuvallamış gibi görünüyor.

Reuters/Ipsos tarafından yapılan yeni bir kamuoyu yoklamasına göre, Amerikalıların sadece yüzde 32’si ABD’nin Gazze’yi yerle bir eden İsrail’e destek vermesi gerektiğini düşünüyor ki, bu oran, bir ay önceki mütevazı yüzde 41 seviyesinden daha aşağılara düşmüş.

Buna karşılık, ankete göre Amerikalıların yüzde 39’u ABD’nin tarafsız bir arabulucu olmasını istiyor, yüzde 68’i de derhal ateşkes yapılmasından yana.

7 Ekim’de gerçekte ne olduğunu ortaya çıkarmak şimdiye kadar The Electronic İntifada gibi bir avuç bağımsız yayına kalmıştı ama, Cumartesi günü Haaretz’de yer alan ifşaat, gecikmeli de olsa, uluslararası dikkati bu konuya çekiyor.

Cumartesi günkü makalesinden önce Haaretz, İsrail’in 7 Ekim’de en azından bazı İsrailli sivillerin ölümünden sorumlu olduğuna dair haberleri “komplo teorileri” ve “yalan haber kampanyaları” olarak nitelemişti. 

* The Electronic İntifada sitesinde Ali Abunimah imzasıyla yayımlanan bu yazı Mehmet Ali Ayan tarafından Türkçeye çevrildi. Yazının orijinal başlığı içeriğine bakılarak değiştirilmiştir.