fbpx

Suç kimde?

Paylaş

Kürtlerin meşhur sözü vardır: “Dijminê te jî bi rûmet be, düşmanın bile onurlu olsun”. Tek adam Diktatörlüğün gölgesinde seçimlerin şeffaf bir ortamda geçtiğini kimse iddia edemez.

2. Tur’da da parti görevlisi olarak sandık başındaydım. Üç insan geldi oy kullanmaya, biri hasta, biri şizofren diğerin de hafıza kaybı var (kendi tanımları). İşin kötü tarafı üçünün bir arada oluşu beraber gelişi. Hepsi birbirinin durumunu belirterek beraber oy kullanmak istediler, itiraz ettik. Kime vereceğini bağırarak söylüyor. Reise bas reise!

“Söyleyemezsiniz” sesleri yükseliyor sandık görevlileri arasından, seçim kurulu üyeleri arasındaki halden anlayan anlayışlı “adamlar” hastalar,  biri yardımcı olsun” diyorlar. Şayet “oylar Kılıçdaroğlu’na” diye bağırılıyor olsaydı bu “anlayış abideleri” “zinhar olmaz” diye ortalığı yıkarlardı muhtemelen.

Seçen ve seçilen arasındaki benzerlikler geçiyor gözümün önünden.  

Bu tercihler kiminin ekmeğine yağ sürerken kiminin canına mal olabiliyor.

Şenyaşar ailesi gibi… 

Bir seçimden diğer seçime kadar adalet aramak.

Diğer yanda Sinan Oğan ve Ümit Özdağ’ın ikinci tur tiyatrosunu izledik. Yüzde 5’le pazarladılar kendilerini vatansever gibi yapan koltukseverler, mevki olsun da çamurdan olsun neticede!

Diğer seçim çadırından sesler yükseliyor.

Ne oluyor? Sizin seçmen agresif.

Bizim seçmen, ne alaka, alnında mı yazıyor?

İmanın kimde olduğu bilinmez. Kimin kime oy vereceğini bilemezsiniz.

Diğeri kapıdan bağırıyor, benim kim olduğumu biliyor musunuz? Hayır bilmiyoruz. (Öğrenemedik kim olduğunu) Vatandaşlık hakkını kullanan bir seçmen.

İktidarın sağladığı güçle her yerde tehdit, sokakta da sandık başında da.

Bunun birçok örneği yaşandı ülkede. Şimdi ülkenin yüzde 50’si bu tehdit altında.

Ama asıl tehlikeli olan bu taraftaki yüzde 50’nin buna adapte olması.

Eşitsizliğin hukukun, ahlak kurallarının olmadığı yerde sadece adaletsizlikten bahsedemeyiz. Bütün yargı, yetki, medya tek bir kişide ise başarısızlığa da mahkum ediliyorsunuz. Kimse Erdoğan’nın kendisine sunulan, sunulmayan bütün devlet yetkilerini kullandığından bahsetmiyor. 

“Aman diktatör kaybetsin de”

Ötekileri, kaybedenleri suçlamak çok kolay. Suç yenilgideydi, adaletsizlikte değil. Güçlüyü (diktatörü) eleştirmek zor!

Cezası çok.

Karşında kaybedenler var. Hesap sorabilirsiniz.

Hakaret edebilirsiniz!! Ötekileştirebilirsiniz!! Aslında edemezsiniz tabi ki ama cezası yok. Algısı çok. Suçluyu farklı yoldan yüceltmenin yolları.

Karşınızda Cumhuriyetin partisi CHP, onun Cumhurbaşkanı Alevi KK. ve onu destekleyen her halükarda terörist bizler (Kürtler), Aleviler, (iktidar aklı ilke sahiplenecek) kadınlar, translar.

Hiçbir şey vaat etmeden ama çok “şey” vaat etmiş gibi yapan Millet ittifakı…

Herkesin fit olduğu nokta “Aman diktatör kaybetsin”di…

Bugüne kadar katledilen X’lenen, ötekileştirilen, alevi aday, ne büyük değişim.

Ülkemin demokratikliği değil otokratlığı baskın geldi yine tabi.

Ne yazık ki en çok insan katleden, en çok para çalan, doğayı katledenler kutlamayı ve dokunulmazlığı hak edenler oldu. Sahte, yalaka alkışlar yine kazandı.

Seçme zorunluluğu, her şeye rağmen yaşamak isteyenler ve yaşamayı sana bana lütuf sayanlar.

Her daim tehdit edilen özgürlükler.

Senin temsilinin kriminalize edilişi ve seçtiklerinin cezaevinde, dışardakilerin tehdit altında oluşu. Hepsi boca olurken başımızdan aşağı, hafızamızı kaybetmeden, aldığımız yolu azımsamadan, aslında kaybetmediğimizi bilerek yine, yeniden başlamak. Bu bizim en iyi bildiğimiz iş, yine yaparız!

30 Mayıs 2023