Avrupa Parlamentosu, bazı nükleer enerji ve doğal gaz yatırımlarını “çevre dostu” ve “sürdürülebilir” olarak sınıflandıracak tartışmalı plana destek verdi.
Avrupa Birliği genelindeki enerji yatırımlarının çevreye zararlı olup olmamalarına göre sınıflandıran yeni düzenlemeye iki komite tarafından söz konusu enerji kaynaklarının çevreci olarak tanımlanmaması için itiraz edilmişti.
Değişiklik önerisi 328’e karşı 287 oyla reddedildi. 33 milletvekili ise oylamada çekimser kaldı.
Avrupa Parlamentosu’nun verdiği bu desteğin ardından AB Komisyonu’nun hazırladığı direktifin karar organı AB Konseyi’nden geçmesine artık kesin gözüyle bakılıyor.
Direktifin hayata geçmesinin ardından 2023 yılından itibaren yatırımcılar ve pazarlamacılar, AB’de doğal gaz ve nükleer enerji yatırımlarını bazı koşullara uyulması halinde “çevre dostu” olarak tanımlayabilecek.
Direktifi hazırlayan AB Komisyonu, söz konusu teklifi desteleyen ve karşı çıkan lobi gruplarının son bir yıldır yoğun baskısı altındaydı.
AB’deki çevre örgütlerinin şiddetle karşı çıktığı direktifin yürürlüğe girmesiyle AB’nin “çevre dostu” sınıflandırmasına dahil olan enerji yatırımları, finansmana daha kolay erişim sağlayacak.
AB ülkeleri içinde de konuyla ilgili ciddi görüş ayrılıklarının yaşandığı biliniyor.
Direktife göre, ülkeler radyoaktif atıkları güvenli bir şekilde ortadan kaldırsalar, nükleer enerji sürdürülebilir bir yatırım olarak görülecek.
Bu direktife karşı çıkanlar neyi savunuyor?
Bu girişime karşı çıkanlar, doğal gazın yakılmasından kaynaklanan karbondioksit emisyonlarına ve nükleer santrallerin çevre için yarattığı tehlikelere dikkat çekerek, ikisinin de “yeşil yatırım” olarak değerlendirilmeyeceği görüşünü dile getiriyor.
Yeşil sınıflandırmasına dahil projelere mali destek gelecek
AB’nin yeşil sınıflandırmasına dahil olan enerji yatırımları finansmana daha kolay erişim sağlıyor. AB Komisyonu’nun projesinde, çevreye zarar vermeyen ve atıklarını güvenli biçimde tasfiye edebilecek nükleer enerji santral yatırımları yeşil ve sürdürülebilir ekonomik aktivite olarak sınıflandırılıyor.
Söz konusu nükleer santrallerin yeşil yatırım sayılması için 2045’ten önce ruhsat almaları gerekiyor.
Yeşil yatırım olacak doğal gaz yatırımlarının ise kömürün yerine geçecekse kilovatsaat başına 270 gramdan daha az karbon emisyonu salması ve inşaat izninin 2030 yılı bitiminden önce alınması şart koşuluyor.
AB ülkeleri ikiye bölündü, kim neyi savunuyor?
Başını Fransa’nın çektiği 10 kadar ülke, nükleer enerjinin iklim değişimi ile mücadelede etkili, güvenli ve rekabetçi bir kaynak olduğunu belirterek, yeşil yatırım sınıflandırma çerçevesine dahil edilmesini talep ediyordu.
Buna ilave bir grup ülke de doğal gazın da geçici süre için AB yatırım sınıflandırma kurallarında sürdürülebilir olarak kabulünü istiyordu. Almanya, Avusturya, İsveç, Danimarka ve Lüksemburg gibi ülkeler özellikle nükleerin yeşil sınıflandırmaya dahil edilmemesi görüşünü taşıyordu.
Bu ülkeler söz konusu teklifin yasalaşması halinde Avrupa Adalet Divanı’na başvuracakları tehdidinden bulunuyor.
AB Komisyonu: Nükleer enerji mutlaka gerekli
AB Komisyonu İç Pazardan Sorumlu Üyesi Thierry Breton, ocak ayında basına verdiği demeçte, AB’nin 2050 yılına kadar iklime zarar vermeyen bir kıtaya dönüşme hedefini yakalamak için nükleer enerjinin gerekli olduğunu ifade etmişti.
Avrupa’da gelecek yıllarda bazı eskiyen nükleer santrallerin kapanacağını anımsatan Breton, “Sıfır emisyon hedefini yakalamak için devasa yatırımların seferber edilmesi gerekir. Sadece mevcut nükleer santraller için 2030’a kadar 50 milyar euro, yeni nesil nükleer santraller için ise 2050’ye kadar 500 milyar euroluk yatırım gerekecek. Bu, nükleere yılda yaklaşık 20 milyar euroluk yatırım anlamına geliyor.” ifadelerini kullanmıştı.
Kaynak: Euronews Türkçe