fbpx

CHP Müfettişlerinden Halkevleri ve Halkodaları Raporları

Paylaş

Başkanlık Cumhuriyet Arşivi’nde yer alan 8/ 10/ 1943 tarihli Şark vilayetlerindeki Halkevleri ve Hal kodaları hakkında Kemal Güngör’ün ve Ahmet Adnan Saygın’ın Raporları ilginç bilgiler içeren ö nemli Raporlardır.

Sözkonusu raporlara değinmeden önce Kemal Güngör ve Ahmet Adnan Saygın hakkında kısaca bilgi vermekte yarar var.

Kemal Güngör  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Halkevleri Folklor Şefi ve Halkevleri Müfettişi ve Şevket Aziz Kansu’nun da asistanıdır.

Ahmet Adnan Saygın ise Yunus Emre Derneği Genel Sekreteri’dir.

Gerek Kemal Güngör’ün ve gerekse de Ahmet Adnan Saygın’ın Halkevleri ve Halkodaları hakkın daki Raporlarının ilk bölümünde şark illerindeki Halkevlerindeki ve Halkodalarındaki teftiş izlenim leri aktarılmıştır.

İkinci bölümde ise Kemal Güngör’ün Sivas ve Çorum Halkevlerindeki ve Halkodalarındaki teftiş izlenimi aktarılmıştır.

Kemal Güngör Raporu

Kemal Güngör 8 Ekim 1943 tarihli Halkevleri Raporu’nu CHP Halkevleri Bürosu Şefliği’ne gönde riyor.

Raporun ilk sayfasında Kemal Güngör, teftiş ve folklor tetkiklerinde bulunmak üzere muavin ar kadaşı Ferruh Arsunar ile birlikte gittiği Diyarbakır, Bitlis, Ahlat, Adilcevaz, Van, Erciş, Ağrı, Kars, Sarıkamış, Erzurum ve Hasankale Halkevleriyle Beşiri ve Patnos Halkodalarının durumlarına dair teftiş  raporlarının ilişikte olarak sunulduğunu arzeder.

Diyarbakır

Raporda kısaca Diyarbakır Halkevi’nin bina, bütçe ve Komite çalışmalarına değinilir. Diyarbakır Halkevi’ne bilhassa Umumi Müfettişin gösterdikleri yakın ilgiye değinilmesi önemlidir.

 “… Reis (Dr. Redri Noyan) genç ve münevver bir arkadaş olmakla beraber geniş ölçüde entellük tüel’i bulunan Diyarbakır gibi büyük bir yerde halkevi reisinin bütün  memleket aydınlarını toplaya cak ve onlardan azami şekilde istifade edebilecek kuvvette bir şahıs olması şayanı arzudur. Bu günkü durumda memleket aydınlarından halkevi çalışmalarında layiki ile istifade edilememekte dir…”

Burada sözü edilen Reis (Dr. Bedri Noyan) Bektaşiliğin Babagan kolunun 36. Dede babalığını yapmış ve yıllarca da Alevilik – Bektaşilik çalışmaları yapmış bir kişidir.

Ağrı

Ağrı Halkevi’ne dair ise Ağrı Halkevi’nin muhit icabı çok daha canlı ve çok daha faal bir hale gel mek zorunda olduğu, zira halkın dil ve kültürel durumunun burada Halkevi’ne büyük vazifeler yük lemekte olduğu, bütün memleket aydınlarını ve bilhassa halkı Halkevine bağlamanın çok gerekli olduğu vurgulanıyor.

Burada halkın dil ve kültürel durumuna değinilmesi tesadüf olmasa gerektir.

Keza Ağrı’da Halk dershaneleri ve kurslar şubesine halkı okutma bakımından büyük vazifeler düş mekte olduğu, Halkevinin bu yöndeki teşebbüslerinin devamsızlık yüzünden neticesiz kaldığından şikayet edildiği, bu yolda muvaffak olmak için kanuni yollardan gidilmesi ve bilhassa hükümet oto ritesince yardım edilmesi dileğinde bulundukları ifade ediliyor.

Kars

Kars Halkevi’nde Lozan gününün bile kutlanmamış olduğunun teessürle öğrenildiği de belirtiliyor. Sarıkamış Halkevi’nin binasının eski bir kilise binası olup bazı tadillerle Halkevi haline getirildiği de raporda yer alıyor.

Sarıkamış

Sarıkamış Halkevi’nin binasının eski bir kilise binası olup bazı tadillerle Halkevi haline getirildiği bil gisi de önemli bir bilgidir.

Kemal Güngör’ün raporu Erzurum Halkevi’ne dair bilgilerle sona eriyor.

Ahmet Adnan Saygın Raporu

Ahmet Adnan Saygın ise raporunu CHP Genel Sekreterliği’ne göndermiş. Rapor 19 Ocak 1941 tarihine ait.

Gaziantep

Ahmet Adnan Saygın Gaziantep CHP Genel Sekreterliği’ne gönderilen raporda da –ki, bu Rapor da  19 Ocak 1941 tarihli- Halkevi binasının oldukça müsait olduğu, burasının bir kilise olduğu, Ki lise Halkevinin salonu haline getirildiği (ifrağ olunduğu), kilisenin müştemilatından olup buna biti şik bulunan kısımda ise bir çok odalar mevcut olduğu, kilisenin alt katının Parti tarafından Halke vine değil, şehir kulübüne tahsis olunduğu bilgisini aktarır.

Gaziantep Halkevi’ne dair ise, güreşin kötü tarafının güreşçilerin don giymemeleri ve bunun çirkin bir manzara arzettiği, Halkevinin böyle adetlerin önüne geçmeye çalışmak tasavvurunda olduğu belirtiliyor.

Türk tarihi gibi bahisler üzerinde serbest kurslar yapılması tasavvur olunmakta olduğuna da deği niliyor ve rapor bitiyor.

Beşiri Halkodası Raporu

Kemal Bingöl

Kemal Güngör Umumi Müfettişlik bölgesine dahil olan Beşiri’nin parti teşkilatı olmadığından husu si yardıma muhtaç olduğu belirtiyor.

Halkevleri Müfettişi Kemal Güngör, Hakkari Halkevi’yle ilgili yazdığı raporda ise, Hakkari’nin bir vi layet merkezi olmasına rağmen muhitin çok geri olduğunu, halkın evde ısınamadığını, Hakkari’de halkın gerek lisan gerekse de kültür bakımından inkişaf edebilmesi hususunda Halkevinin büyük bir rolü olmak iktiza ettiğini, bu hususun ehemmiyeti üzerinde ısrarla durarak lazım gelen izahatı verdiğini belirtiyor.

Kemal Güngör’ün rapordaki  ilave notları da önemli.

“Bitlis, Hakkari, Muş, Siirt ve Van vilayetleri dahilindeki Halkevleri ve Halkodaları hakkındaki müşa hedelerini ve intibalarını her halkevi için tanzim etmiş olduğu raporlarda arz ettiğini, bu ilave notla rında bir Türk çocuğu olmak sıfatıyla bu uzak bölgelerde görmüş olduğu bazı içtimai noktaları arz edeceğini belirtiyor…”

Kürtçe

Güngör, Siirt’te halkın ekserisinin evlerinde, çarşıda, kahvede hatta Halkevi’nde bile Türkçe bildiği halde Arapça konuşmakta olduklarını, Arap kültürünün bu acı tesir ve nüfuzunun kaldırılması ve o nun yerine milli kültür ve özdilimizin hakim kılınmasını, aynı zamanda Diyarbakır’ın köylerinden başlamak üzere Siirt’in, Muş’un, Bitlis’in, Van’ın kaza ve köylerinde ve Hakkari havalisinde ekse riyet Kürtçe konuşmakta olunduğunu anlatıyor.

Kemal Güngör devamla, “memleketimizde maddi ve manevi sahalarda mucize denecek kadar bü yük işleri başarmış olan Partimizin diğer Devlet daireleriyle de teşriki mesai ederek veya bizzat bu ralarda öz dilimizi yaymak ve yabancı nüfuzunu kaldırmak hususunda karar veya çalışması milli birlik ve bütünlüğümüz için olduğu kadar milli kültür davamız bakımından da çok faydalı bir hizmet olacağını” söylüyor.

Radyo

Kemal Güngör ayrıca memleketimizin bu köşelerinde milli kültür ve inkılabımızı yaymanın yerinde olduğunu, zira buraların kültürel ve sosyal bakımdan inkişafa en çok muhtaç olan yerler olduğunu, bu maksatla buralara sık sık konferansçılar gönderilmesi, bu kısımlarıyla yakından ilgilenecek ele manların bulundurulması, hatta daha evvel köylerine varıncaya kadar Radyo gönderilmesinin bir çok işlerden daha tesirli olacağına kani olduğunu, zira Radyo bulunan yerlerde hiç Türkçe bilme yen çocukların Türkçe şarkı söylediklerini sevinçle duyduğunu aktarıyor.

Güngör, Bitlis’ten sonra Van ve Hakkari’de son derece pahalılıktan şikayet edilmekte olduğunu, yolların çok bozuk olması ve kışın uzun aylar nakliyenin işlememesi gibi amillerden tahassu eden bu vaziyetin memurlar üzerinde fena tesir bırakmakta olduğunu, bazı ahval dahilinde şekerin kilo sunu 150 kuruşa aldıklarını ve bazen ekmek dahi bulamadıklarından müşteki olduklarını ifade e diyor.

Kemal Güngör, Siirt Halkevi’nin bilhassa mali vaziyetinin çok teessüf edilecek bir durumda olduğu nu, Halkevi’nin şerefine yakışmıyacak şekilde eşhasa ve esnafa borçlanmış ve itimat edilemez bir hale geldiğini anlatıyor raporunda.

İnkişafa Mazhar

Devamla, Hakkari’de Halkevi gibi bir kültür yuvasının faal bir hale getirilmesinin çok arzu olundu ğunu, tarihin eski zenginliklerini sinesinde taşıyan fakat saltanat devrinin ihmaliyle kültür bakımın dan layık olduğu inkişafa mazhar olamıyan bu güzel Türk illerinde Halkevlilerle, halkla, konuşarak onlara daha faal ve daha ileri bir çalışma temin etmek maksadile Halkevlerinden beklenilen gaye leri ve talimatnamenin ahkamını izaha çalıştığını belirtiyor.

Muş – Bitlis

Sonra da, Muş Halkevi’nde Halk dershanelerinin açıldığı, bu kursları tezyit ve okuyup yazma bilmi yen yurttaşları okutma işine daha esaslı bir şekilde devam etmeleri hususunu alakadarla konuştu ğu bilgisini aktarıyor.

Bitlis Halkevi binasının 1938 yılında inşası için ikmal edilmiş olduğu bilgisi de raporda yer alıyor.

Kemal Güngör, devamla, Vilayet mektupçusu S. S. Alemdar’ı gerek Halkevi’ne karşı olan samimi alakası ve gerekse münevverler ve memleket gençleri üzerindeki iyi tesiriyle Halkevi reisliğini bi hakkın yapacak kudrette gördüğünü belirtiyor.

Ahlat

Ahlat Halkevi’ne ilişkin olarak ise gençlerin uyuşuk olduğunu, Hapishane açılmasını tavsiye ettiği ni ifade ediyor. Van Halkevi’ne ilişkin olarak ise, Halkevi hizmetinin her münevver için milli bir vazi fe olduğunu izaha çalıştığını belirtiyor.

Halk dershanesi ve kurslar şubesinin okuyup yazma bilmiyen yurttaşları okutmak maksadıyla dershane açmış olduğunu, 2 öğretmenin burada gayretle çalıştıklarını, 2 öğretmenin mesaisinin takdire şayan olduğunu ifade etmiştir.

Adilcevaz

Adilcevaz Halkevi’nin dileklerine dair “Milli şefimiz İnönü’nün fotoğrafları” yazılmış fakat üzeri ka lemle çizilmiştir.

Şirvan

Şirvan Halkodası’na dair “Muhitin alakası” başlıklı bölümde, halkın cahil ve hemen ekserisinin Türkçe dahi bilmediğini, ilaveten memurları da az alakalı gördüğünü, Milli kültürün yerleşmesi ve halkın inkişafı için esaslı bir merkez olan bu yuvalarda geri kalmış olan vatandaşları yetiştirmek ve tenvir etmenin her Türk münevverlerinin hem vazifesi hem de borcu olduğu ifade ediliyor.

“Netice” bölümünde de halkının hemen hepsinin Kürtçe konuşan ve kültür itibariyle çok geri kal mış olan Şirvan’da Halkodasının büyük bir önemi olması iktiza ettiği, bu hususun şimdilik temi ninin güç olduğu belirtilmiştir.

Arapça

Siirt Halkevi’nin daha faal ve daha verimli olabilmesi için dirayetli ve halk tarafından sevilen bir elemanın reis seçilmesi lazım olduğu belirtiliyor.

Siirt halkının sosyal durumunu ve kültürel vaziyetini de nazarı dikkate almaya icabettiğini, ziya (zira?) halkın ekserisinin arapça konuşmakta olduğu ifade ediliyor.

Güngör, Türkçenin tamimi gibi lüzumlu işlerin yapılması hususunda kendilerini ikaz ve teşvike çalıştığını belirtiyor.

Türkçe

Raporda, bilhassa Siirt gibi ekserisinin arapça konuştuğu bir muhitte Türkçe kurslar açmanın çok faydalı olduğu ifade ediliyor.

“Köycülük şubesi” başlıklı bölümde Köylüyü tenvir ve onlara inkılap ve cumhuriyetin hakiki cephe sini ve nimetlerini tanıtmanın lazım olduğunu belirtiliyor.

Kemal Güngör devamla, Halkevinin en esaslı bir işinin de Türkçenin bütün halk tarafından öğrenil mesine ve konuşulmasına hizmet etmek olduğuna ve Siirt gibi kültürel bakımından inkişafa muh taç bir ilde Halkevinin büyük bir ehemmiyeti olduğunu anlatıyor.

Sivas, Çorum

Şark vilayetlerindeki Halkevleri  ve Halkodaları hakkında Kemal Güngör’ün ve Ahmet Adnan Say gın’ın Raporları burada bitiyor, Sivas ve Çorum Halkevleri raporlarına geçiliyor.

Halkevleri müfettişi Kemal Güngör şöyle yazar:

“…  Yüksek buyruklarınız üzerine Sivas ve Çorum Halkevlerine giderek raks ve müzik folklorunu tetkik ile bu milli kültür mirasımızın inkişaf ve ihyası için luzumlu tedbirlerin alınmasını temine ve bu hususta metodik çalışma tarzlarını esaslı surette izaha çalıştım. Sivas ve Çorum, yurdumuzun folklor ve etnoloji bakımından çok enteresan köşeleridir.

“Zira buralar özünü ve aslını muhafaza etmek hususunda daha müsait bir coğrafi durumda olduk larından kültürel hususiyetlerini daha iyi muhafaza edebilmişlerdir. Fakat Türkün bu çok kıymetli kültür mirası bazı ihmaller ve değerini takdir etmemekten mütevellit istihfaflarla yavaş yavaş kay bolmağa yüz tutmuş iken Partimizin çok değerli ve yerinde himayelerile ve ona layık olduğu kıy meti vermek suretile tekrar canlanmış ve Türkün eski neş’e ve kahramanlık sahnelerile dolu haya tının bir sahnesi olan oyunları ve coşkun ruhunun tezahürü olan musikisi hakiki yerini almağa baş lamıştır. Bu oyunlar ve bu iki Halkevindeki folklor çalışmalarını tanzim tanzim etmiş olduğum rapo rumda sunar, bilvesile sonsuz saygılarımla ellerinizden öperim.”                       

Bütün Türkçe yazılmış piyeslerin yeniden taranması ve bilhassa küçük Halkevlerine elverişli yeni piyeslerin yazdırılması şekillerinde repertuvarı genişletmenin ve zenginleştirmenin zarureti olduğu ifade edilmiştir.

  1. Başkanlık Cumhuriyet Arşivi 490 – 1 – 0 – 0- 1006 882 1