fbpx

Polonya’da Frontex nerede?

Paylaş

AB, Belarus sınırında göçmenler ölürken seyirci kalamaz. Belarus-Polonya sınırında Polonya tarafından insan hakları ihlalalleri yapılırken Avrupa Dış Sınırlarda Operasyonel İşbirliği Yönetimi Ajansı(Frontex) olayı izlemekle yetiniyor.

ADAM BODNAR & AGNIESZKA GRZELAK

Birkaç gün önce, Ombudsman’ın eski bir meslektaşı, üç yaşındaki bir çocuğu ormandan kucağında taşıdı. Onu bulup ilgilenmemiş olsaydı veya sınır muhafızlarını onu kaydettirmeye zorlamasaydı, çocuk ve ailesi, Belarus makamları tarafından herhangi bir güvenlik garantisi olmaksızın Polonya topraklarından geri itilecekti. Veya STK’ların ve gönüllülerin bildirdiği gibi, ölümle yüzleşmek üzere ormanda bırakılmış olacaklardı.

Bu, şu anda Polonya’nın Beyaz Rusya sınırında gerçekte neler olduğuna ve geri gönderme prosedürünün gerçekte nasıl göründüğüne kısa bir bakış. İnsani kriz her geçen gün daha da kötüleşirken, hükümetin devam eden sessizliği, iç siyasi hedefler adına insan hayatını feda ettiği anlamına geliyor. Ancak göç politikası ve dış sınırların yönetimi de Avrupa Birliği’nin faaliyetleri kapsamındadır. Frontex de dahil olmak üzere AB kurum ve kuruluşları bu sorunu artık görmezden gelemezler.

Polonya hükümeti, üç ay önce ilan edilen olağanüstü hal nedeniyle, Belarus sınırının hemen yanındaki Podlasie ormanlarındaki 3 kilometrelik yasak bölgeye artık kimsenin girmesine izin vermiyor – gazeteci yok, gönüllü tıp doktoru yok. STK’lar bu toprak şeridini geçmeyi başaranlara yardım etmeye çalışıyor, ancak göçmenler sınır muhafızları tarafından yakalanırsa, kayıt veya güvenlik garantisi olmadan Belarus topraklarına geri itiliyorlar.

Hükümet yetkililerinin bazen söylediğinin aksine, sınırları geçen bu göçmenler terörist değiller. Bunlar, ülkelerinden kaçmak için farklı motivasyonlara sahip insanlar ve yasal, yasalara uygun prosedürlerle incelenmeleri gerekiyor – ancak durum göz önüne alındığında, hiçbiri bunu yapamaz.

BM İnsan Hakları Ofisi’nin ve Uluslararası Af Örgütü gibi STK’ların geri göndermeler konusundaki açıkça ifade edilen tutumlarına ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin sınırda destek sağlanmasına yönelik taleplerine rağmen Polonya hükümetinin bu alandaki eylem ve politikaları hala şefaf değil.

Bu durumda, durumu yakından izlemek ve krizlere müdahale etmek için Frontex gibi AB kurumlarına güvenebilmek gerekir. Ancak bunun yerine Polonya, Frontex’in yardımına ihtiyacı olmadığını ilan etti.

Üye ülkeler birincil rolü elinde tutsalar da, Avrupa entegre sınır yönetimi ulusal makamların ve Frontex’in ortak sorumluluğudur. Ajansın yönetmeliği, üye ülkelerin Frontex ile yakın işbirliği içinde dış sınırlarının yönetimini ve geri dönüş kararlarının uygulanmasını sağladığını ve bunun temel haklara saygı da dahil olmak üzere AB hukuku ile tam uyum içinde yapılması gerektiğini açıkça belirtmektedir. Ve bu, özellikle, şu anda Polonya’da olduğu gibi, kritik güvenlik ve risk seviyelerinin bir veya daha fazla dış sınır bölümüne atfedildiği durumlarda geçerlidir.

Frontex’in Yunanistan ve İtalya gibi güney Avrupa ülkelerine Akdeniz üzerinden göçmen akışını sınırlamada yardım ederken bazı şüpheli uygulamaları nedeniyle, temel hakların yanı sıra sınırları korumak için özel bir davranış kuralları oluşturulmuştur. Ve iddialara yanıt olarak Frontex, sınırları koruyanların olası insan hakları ihlallerini sınırlamaktan sorumlu olan bir temel haklar görevlisi rolünü de yarattı.

Bu yetkililer ve prosedürler şu anda Polonya’da nerede?

Ekim ayı başlarında Frontex İcra Direktörü Fabrice Leggeri Polonya-Belarus sınırını ziyaret etti ve Polonyalı yetkililerin tutumundan etkilendiğini belirtti. Ancak sadece üç hafta sonra yetkililer, sınır gözetimi açısından Frontex’in yardımına ihtiyaç duymadıklarını ve orada 7.000 sınır muhafızının görevlendirildiğini belirttiler. Bununla birlikte, göçmenleri menşe ülkelerine iade etme sürecinde Frontex ile işbirliği yapmaya istekliydiler.

Ancak herhangi bir doğrulama olanağının yokluğunda ve ilk elden anlatılanların ışığında, bu resmi pozisyonlardan herhangi birine nasıl inanabiliriz?

Ekim ayı ortasında, Avrupa İçişleri Komiseri Ylva Johansson sınırdaki durumla ilgili endişelerini dile getirdi, özellikle çocuklu ailelerin ormanlarda mahsur kaldığı bildirildi. Polonyalı yetkililerle görüşmeleri hızlı bir şekilde duyurdu, ancak görüşmeler şu ana kadar sonuçsuz kalmış gibi görünüyor. Johansson, Ekim ayı sonlarında Die Welt ile yaptığı röportajda daha fazla şeffaflık ihtiyacını ifade etti, Frontex’e sınıra erişim sağladı ve Polonya ile Beyaz Rusya arasındaki sınır duvarının inşasının destek almayacağını söyledi. Bunun gerçek siyasi baskının başlangıcı olup olmadığını yakında göreceğiz.

Ayrıca, ülkenin devam eden hukuk devleti krizi, Polonya’da parlamentonun rolünün marjinalleştirildiği ve hukukun ihlal edilmesi söz konusu olduğunda hükümetin hesap verme sorumluluğunun sınırlı olduğu anlamına geliyor. Örneğin, Ombudsman, olağanüstü hal bölgesine özel erişime sahip ancak suistimal tespit edilmesi durumunda bile ihlaller hakkında kamuya açık konuşmaları kısıtlanmıştır. Bunun nedeni, olağanüstü hali getiren yasanın, sınırdaki durumla ilgili herhangi bir gerçeğin ifşa edilmesi için cezai yaptırımlar öngörmesidir.

Bu, Frontex’te uzun zaman önce alarm zillerini çaldırmalıydı. Resmi gözlemlerin ve verilere erişimin olduğu Litvanya veya Letonya ile karşılaştırıldığında, Frontex ve Avrupa Komisyonu neden bu insani krizi bu kadar sessizce kabul ediyor?

Prensip olarak, Frontex yardımını ve işbirliğini isteyen üye ülke olmalıdır, ancak bu durumda siyasi baskı gereklidir. Bu olmadan, Polonya makamları tarafından böyle bir talepte bulunulmayacağı açıktır.

Polonya’nın sınırları dış AB sınırlarıdır. Ve Avrupa Komisyonu, yetkililere sınırsız yetki vererek, sürekli geri itme ve toplu sınır dışı etme uygulamalarını görmezden gelemez. Şu anda Polonya ormanlarında bir yerde, yiyecek, tatlı su veya tıbbi yardım olmadan yaşayan göçmenlerin ve çocukların korkunç koşullarını görmezden gelemez. İnsan onuru, bu hakları koruması gereken kurumlar tarafından göz ardı ediliyorsa, bu nasıl bir topluluktur?

Podlasie ormanlarında her gün işkenceye, açlığa ve ıstıraba karşı bir yarış var ve Ombudsman’ın memurlarının, bölgedeki herkesin onurunun ve yaşam hakkının korunmasını garanti altına almak için – bazen fiziksel olarak bile – savaştığı noktaya ulaştık.

Polonyalı yetkililerin geri itme uygulaması ciddi bir insan hakları ihlali teşkil ediyor ve AB’nin eylemdeki ihmali, AB Temel Haklar Şartı ihlallerinden ortak sorumluluk anlamına geliyor. Ve artık oturamayız.

Kaynak: https://www.politico.eu/

Çeviri: Gaste Avrupa Çeviri Ofisi