fbpx

SYKP’den enternasyonalist dayanışma çağrısı

Paylaş

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) uluslararası devrimci, demokratik, ilerici güçlere bir çağrı yayınlayarak Türkiye halkalarıyla enternasyonalist dayanışmayı büyütmelerini istedi.

SYKP’nin çağrısında Erdoğan iktidarının devlet imkanlarını depremzedelerle dayanışmak için kullanmak yerine baskı ve kontrol için devreye soktuğuna dikkat çekilerek halkın öz örgütlülüklerinin ve demokratik kurumların dayanışma organizasyonlarının desteklenmesi gerektiği belirtildi.

Açıklamada Erdoğan iktidarının depremin yaşandığı illeri “Afet Bölgesi” olarak ilan etmek yerine OHAL bölgesi olarak ilan etmesi eleştirilerek, enternasyonalist devrimci ve ilerici güçleri dayanışmaya büyütmeye çağırıldı.

SYKP tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

TÜRKİYE VE SURİYE’DEKİ DEPREM FELAKETİNE KARŞI ENTERNASYONAL DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!

(İngilizce için: Call for Solidarity Against the Earthquake Disaster in Turkey and Syria )

Türkiye’nin Kahramanmaraş kentinden Suriye’de Hama’ya kadar uzanan bir bölgede ondan fazla büyük şehirde bir gün arayla 7.7 ve 7.6 Richter ölçeğinde iki korkunç bir deprem oldu. Şimdiye kadar iki ülkede ölenlerin sayı resmi rakamlara göre 20’000’i aşmış durumda: yaralı sayısı ise 100 bine yakın. Ne var ki uzmanlar bu rakamların gerçeği göstermediğini ve yıkıntıların altında on binlerce insanın bulunduğunu söylemektedirler. Kimi deprem bilim uzmanına göre ölenlerin sayısının 200’000’i bulması ihtimal dahilindedir.

2020’de gerçekleşen Elâzığ depreminden sonra bilim insanları üç yıldır bölgede yeni ve şiddetli bir depremin olacağı konusunda uyarılarda bulunmaktaydılar. Partimizin bir önceki dönem Eşbaşkanı ve halihazırda HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Aralık 2022’de Hükumeti deprem riskine karşı uyaran ve hazırlıkların ne durumda olduğunu sorgulayan bir soru önergesi vermiş ve bu önerge AKP-MHP oylarıyla reddedilmişti.

İnşaat ekonomisi

Ne var ki, Türkiye ekonomisini inşaatla yürütmeyi düşünen Erdoğan hükümeti depremle ilgili yasaların hiçbirini uygulamadı. Depremde yıkılan binaların çoğunun yeni binalar olması bu gerçeği en iyi biçimde kanıtlamaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan kendine yakın ve muhtemelen kendisinin de pay sahibi olduğu beş inşaat firmasını büyüterek İslami bir sermaye temeli yaratmaya çalışmaktadır. Bu beş Holding devlet imkanlarını kullanarak sadece inşaat alanında değil, ortak oldukları başka şirketlerle birlikte ekonominin tüm alanlarına yayılmış bulunmaktadır.

Türk hükümeti deprem bölgesine müdahale etmede geç kaldığı gibi, elindeki bütün imkanları da kullanmamıştır. Buna karşılık deprem bölgesinde haberleşmeyi sınırlamak için interneti yavaşlatmış, Twitter’ın bant alanını daraltmış, telefon şebekesinin yeniden aktif hale gelmesi için hiçbir çaba göstermemiştir. Halkın şikayetlerinin çoğalması üzerine depremden bir gün sonra olağanüstü hal ilan edilmiş ve Cumhur Başkanı Erdoğan “bunun yağmaları ve yalan haber yayanları engellemek için yapıldığını” söylemiştir. Erdoğan deprem bölgesini AFET bölgesi olarak ilan edip ülke çapında bir seferberlik ilan edeceğine bu fırsatı politik bir yöntem olarak kullandığı toplumsal kutuplaşmayı artırmak için değerlendirerek, depremzedelere yardım eden belediye ve sivil toplum kuruluşlarını engellemek ve siyasi rakiplerine saldırmak için kullanmaktadır. Halbuki NATO’nun en büyük ordularından birine sahip olan Türk Ordusu’nun elindeki imkanlar bütün bir deprem bölgesine hemen müdahale edip insanları kurtarmaya yetecek ölçüdedir. Ama basında çıkan haberlere göre Erdoğan orduyu depremzedelere yardım için kullanmak yerine Suriye’de Kürtleri bombalamakta kullanmaya devam etmektedir.

Afet bölgesi yerine OHAL

Deprem bölgesinde kullanılan kamu personelinin en büyük kısmını yardım alamamaktan şikâyette bulunanları ve muhalifleri susturmak üzere kullanılan polis ve asker oluşturmaktadır. Türk yasaları böyle büyük bir doğal felaketin olması durumunda o bölgenin afet bölgesi ilan edilmesini emreder. Bu yapıldığında o bölgeden, vergi toplanmaz, sağlık hizmetleri parasız hale getirilir, bölgedeki ordu birlikleri halkın hizmetine verilir, hasarın tespiti ve ortadan kaldırılması için ülkenin sahip olduğu bütün teknik imkanlar seferber edilir. Ama hükümet bunu yapmak yerine Olağanüstü hal ilan etmiş bulunuyor. Çünkü bölge esas olarak Kürtler, Aleviler, Araplarla meskundur ve bu ırkçı-faşist, dinci iktidar için o insanlara layık görülen şey de zaten ölümdür. Türkiye Suriye sınırında bulunan Kürt yerleşim birimlerini terörizmle mücadele gerekçesiyle bombalanması ve yardımların sınırlılığı bu gerçeği bir kez daha ispat etmiş bulunmaktadır.

Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti anayasasına aykırı olarak üçüncü kez yeniden seçilebilmek için Mayıs ayının ortasında yapmayı planladığı seçimleri bu durumdan yararlanarak ya kazanmak ya da kazanamayacağına inanırsa ertelemek düşüncesindedir. İlan edilen olağanüstü hal depremzedelere yardım değil esasında muhaliflerini bastırıp iktidarda kalmaya devam edebilmek içindir.

Erdoğan’a değil halka destek

Kimi bilim insanlarının ve tarihçilerin belirttiğine göre dünya tarihinin en büyük karar depremlerinden biri yaşandı bölgemizde. Dünya kamuoyu deprem mağdurlarıyla dayanışmak için harekete geçti. Ancak devletler arası yardım organizasyonlarında muhataplar devlet kurumları olduğu için toplanan yardımlar Erdoğan yönetimine teslim edilmektedir. Bu yardımların yerine ulaşacağı konusunda herkesin anlayabileceği haklı kaygılarımız, kaygının da ötesinde yaşanmış, yaşanmakta olan pratikler var. AKP hükumeti yakın zamanda yaşanan Van depremi için toplanan dayanışma gelirlerini depremzedeler için değil, iktidarını güçlendirmek için kullanmıştır. Hakeza bugün Erdoğan iktidarına teslim edilecek dayanışma bütçeleri de bir kez daha Kürtlere bomba, muhaliflere hapishane, polis-asker-yargı terörü olarak dönecektir.

Oysa bizim halklarımız arasında doğrudan dayanışma köprülerine ihtiyacımız var. Türkiye ve Suriye halkları her zamankinden fazla enternasyonalist dayanışmanıza ihtiyaç duyuyor. Tüm dünya demokratlarını, ilericilerini, sosyalistlerini bu depremde Türkiye halklarına destek olmaya ve Erdoğan’ın bu faşist hesaplarının boşa çıkarılması için dayanışmaya çağırıyoruz.

NE YAPABİLRSİNİZ?

– Erdoğan iktidarının depremden zarar görenlere desteği ön planda tutmak yerine, böylesine büyük bir felaketi de kendi iktidarını sürdürmek için kullandığını en yaygın şekilde kendi kamuoyunuza anlatabilirsiniz.

– Deprem bölgelerinde Olağanüstü halin kaldırılıp AFET bölgesi ilan edilmesi için enternasyonalist baskı yaratabilirsiniz.

– Türk Devletinin depremden ağır etkilenen Kuzey Suriye / Rojava bölgesine yönelik askeri operasyonları durdurması için uluslararası baskı yaratılmasını sağlayabilirsiniz.

– Depremzedelerle insani, psikolojik, ekonomik dayanışmayı büyütmek için organizasyonlar yapabilirsiniz.

– Önümüzdeki dönemde hayatın yeniden inşası çalışmalarına dahil olabilirsiniz.

– Pek çok deprem bölgesinde devam eden arama, kurtarma, hayatta tutma çalışmalarındaki acil ihtiyaçlar için maddi dayanışma kampanyamıza destek olabilirsiniz.

Dayanışma için:

Hesap adı : SYKP

IBAN: CH5209000000600376151

BIC: POFICHBEXXX