
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan davada mahkeme heyeti, ceza yargılaması ve görevsizlik kararına itiraz süreçlerinin beklenmesini kararlaştırdı ve dava 8 Eylül’e ertelendi.
Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşma avukatların beyanlarıyla başladı.
Davacı Eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve diğer iki parti delegesinin avukatı Onur Yusuf Üregen bir kez daha “mutlak butlan” ifadesini kullandı.
Kurultayda divan başkanının tarafsız davranmadığını savunan Üregen, bu kapsamda genel başkanlık seçiminin şaibeli olduğunu iddia etti.

Üregen, olağan ve olağanüstü kurultayın geçersiz olduğunu savunarak bu davada sözlü yargılamaya geçilmesini istedi.
CHP’nin avukatı Çağlar Çağlayan ise davacı avukatının Özgür Özel’e yönelik “gayri meşru” ifadesine tepki gösterdi.
Çağlayan, “Amaç sandık koymaktır, sonuç ortaya çıkmıştır, haliyle de dava konusuz kalmıştır.” dedi. Daha sonra mahkeme heyeti davayı 8 Eylül’e erteledi.
İplerin gergin olduğu CHP’de, Genel Başkan Özgür Özel ve yönetiminde “mutlak butlan kararıyla Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden partinin başına geçmesi”, Kılıçdaroğlu cephesinde ise “kayyum” en kötü seçenek olarak görülüyor.
Sürecin partide “bölünmeye yol açabileceği” endişesini dile getiren birçok partili ise her iki seçeneğin sıkıntısını “kırk katır mı kırk satır mı tercihiyle karşı karşıyayız” sözleriyle dile getiriyor.
“Kurultaylar partisi” olarak anılan CHP, bu kez kozların kurultay salonunda değil, mahkemede paylaşılması tablosuyla karşı karşıya.
Partinin 4-5 Kasım 2023’de yapılan yapılan ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 yıllık genel başkanlık koltuğunu Özgür Özel’e devrettiği 38. Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan davanın ikinci duruşmasından önce mahkemeden “mutlak butlan” kararı çıkması ihtimali konuşuluyordu.
- CHP’de ‘mutlak butlan’ olasılığına karşı Kılıçdaroğlu ve Özel’in hesapları ne?
Böyle bir durumda, 2023 kurultayında genel başkanlık koltuğunu Özel’e devreden Kılıçdaroğlu’nun bu kez mahkeme kararıyla partinin başına geçmesi söz konusu olacak.
Dava neden açıldı ve ne isteniyor?
Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler tarafından kurultaya şaibe karıştığı, delegelerin oylarının rüşvet karşılığı satın alındığı gerekçesiyle farklı mahkemelerde açılan davalar, 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleştirilmişti.
Dava dilekçesinde, 38. Olağan Kurultay ile kayyum tehlikesine karşı yapılan ve Özel’in yeniden genel başkan seçildiği 21. Olağanüstü Kurultayın iptali talep ediliyordu.
Davacılar ayrıca, 38. Olağan Kurultay’da delege iradesinin sakatlandığını savunarak bu kurultayın yok hükmünde (mutlak butlan) sayılarak Özel ve ekibinin görevden uzaklaştırılıp, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminin görevine iade edilmesi gerektiğini savunuyor.
- CHP’de en az 12 vekil Kılıçdaroğlu’nu savundu: ‘Sessizlik fitnenin ortağı olmaktır’
Genel merkez, hangi ihtimallere göre nasıl hazırlık yaptı?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partinin hukukçu kurmayları, yöneticileri, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin mutlak butlan kararı alamayacağı ve mahkemenin davayı reddetmesi gerektiği görüşünde.
Böyle bir karar çıksa bile, eski yönetimin karar kesinleşmeden partinin başına geçemeyeceği, temyiz aşamalarının beklenmek zorunda olduğu savunuluyor.
İstinaf ve Yargıtay aşamasının en az iki yıl süreceğini hesaplayan parti yönetimi, olağan kurultay sürecini hızla başlatıp, 39. Olağan Kurultayı toplayarak, davayı konusuz bırakma hesabı yapıyor.
Parti yönetimi mahkemeye de bu talebi iletmeyi planlıyor.
Bir başka beklenti ise mahkemenin bu duruşmada karar vermeyeceği, savunma için partiye bir süre vereceği ve davanın yeni adli yılın başlayacağı Eylül’e kalacağı yönünde.
Mutlak butlanda kayyum ataması zorunluluk mu, hukuki seçenekler neler?
“Hukuken mutlak butlan çıkması mümkün değil” görüşündeki CHP yönetimi, davanın “siyasi” olduğunu ve arkasında da iktidarın CHP’yi “iç kargaşaya sürükleme” hesabının yattığını savunuyor.
Yine de mutlak butlan çıkması ihtimaline karşı da hazırlık yapıldı.
CHP’nin birinci planı, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetiminin parti genel merkezine sokmamak.
Parti yönetimi, mahkemeden böyle bir karar çıkma olasılığına karşı, genel merkeze destek veren il başkanlarını genel merkeze çağırdı.
CHP yönetimi, partililerin, örgütün, kamuoyu baskısı nedeniyle partinin başına geçse de yönetemeyeceğini savunuyor.
‘Kayyum mu, Kılıçdaroğlu mu’ ikilemi: Taraflar ne diyor?
Bu davadan mutlak butlan kararı çıkması ihtimali, genel merkez ile Kılıçdaroğlu’nu karşı karşıya getirdi.
Kılıçdaroğlu, mutlak butlan kararı çıkması halinde, partiyi “kayyuma teslim etmemek” için partinin başına geçeceğini açıkladı.
CHP yönetiminin endişesi ise böyle bir durumda Kılıçdaroğlu’nun “hemen kurultay” yerine bir, bir buçuk yılı bulabilecek bir olağan kurultay sürecini başlatması.
“Seçilmemiş birisinin partiyi yönetemeyeceğini” savunan parti yönetimi, Kılıçdaroğlu’nun il, ilçe kongreleri süreçlerini zamana yayarak, parti örgütleri ve delegeleri kendisine göre dizayn edeceğini, kurultaya “şaibe” karıştırdığı iddia edilen veya hakkında soruşturma başlatılan belediye başkanlarına da “mahkemede aklan da gel” diyerek, sahip çıkmayacağını savunuyor.
Bu nedenle de Kılıçdaroğlu’nun başa gelmesindense partiyi 40-45 günlük sürede kurultaya götürmek zorunda olduğu vurgulanan kayyum veya Özel’in ifadesiyle “çağrı heyeti”nin bile daha iyi bir seçenek olabileceği ifade ediliyor.
Kılıçdaroğlu’nun ‘güvenli liman’ hesabı
Duruşma öncesinde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Parti Meclisi Üyesi Engin Özkoç’tan oluşan heyetin, genel merkezle uzlaşma arayışı sonuç vermediği gibi karşılıklı açıklamalar Kılıçdaroğlu ile Özel arasındaki gerginliği daha da tırmandırdı.
Ankara İl Başkanı Ümit Erkol’un, “İki genel başkan siz uzlaşın, biz o karara uyalım” çağrısı da sonuç vermedi ve Kılıçdaroğlu, mutlak butlan kararı çıkması halinde partinin başına geçeceğini bildirdi.
“Partiyi kayyuma teslim eden genel başkan olmak istemediğini” belirten Kılıçdaroğlu, 2023 kurultayında delegenin iradesinin “sakatlandığı” gerekçesiyle, olağan kurultay sürecini başlatmayı hedefliyor.
Kendisine yakın bazı milletvekillerine göre Kılıçdaroğlu, il, ilçe kongresi süreçlerini “hızla tamamlayıp, 90 gün içinde partiyi kurultaya götürebilir”.
Ancak, bu görüşün tersini savunanlar da var ve eğer görevi devralırsa, partiyi “güvenli limana götürene kadar partinin başında kalacağını” belirtiyorlar.
Bazı partililer bu “güvenli limana ulaştırma” sürecinin bir, bir buçuk yıl sürebileceğini ifade ediyor.
Kılıçdaroğlu’nun bu kurultayda aday olmayacağı, başka bir ismi de işaret etmeyeceği yakın çevresi tarafından iddia ediliyor.
CHP’de bölünme yaşanır mı?
Genel merkez de, Kılıçdaroğlu kanadı da bugünkü duruşmadan somut bir karar beklemiyor.
Mahkemenin, parti yönetimine savunma süresi vereceği ve bu sürenin 15 günü geçmeyebileceği iddia ediliyor.
Bu nedenle mahkemenin 15 Temmuz’a kadar olan sürede ikinci duruşmayı yapıp savunmaları dinledikten sonra mutlak butlan kararı verme ihtimalinden söz ediliyor.
Böyle bir durumda partide bölünme yaşanması ihtimali, parti kulislerinde konuşuluyor.
Kılıçdaroğlu’nun, mahkeme kararı sonrasında Özel ile konuşarak çözüm bulabileceği, partililer “birkaç gün tepki gösterdikten sonra” suların durulacağı açıklamaları basına yansıdı.
Kılıçdaroğlu’nun, genel merkeze alınmayacağı iddialarına ise “Genel başkan neredeyse genel merkez orasıdır” sözleriyle tepki gösterdiği belirtiliyor.
Böyle bir durumda CHP’deki bölünmenin “genel merkezden” başlayıp, yeni parti seçeneği ile devam etmesi ihtimal dahilinde görülüyor. Özel ve ekibinin, yeni bir partiyle yola devam seçeneğini de gündeme alabileceği parti kulislerinde konuşuluyor.
İktidar kanadında ne bekleniyor?
AKP ve MHP kulislerinde ise davanın yeni adli yıla kalması ihtimali daha yüksek görülüyor.
Kurultaya şaibe karıştığının delillendirilmesi halinde, davadan mutlak butlan ihtimali çıkması da olasılık dahilinde değerlendiriliyor.
AKP’nin Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Recep Özel ise mahkemenin mutlak butlan kararı verme yetkisi olmadığını söyledi.
Mahkemenin olası kararına ilişkin konuşan YSK Temsilcisi Recep Özel, 38. Olağan Kurultay sonuçlarının YSK tarafından kesinleştiğini, YSK kararlarına itiraz hakkı da bulunmadığına işaret ederek, “YSK’nın kararını mahkeme bozamaz. Eğer mahkeme bu kararı bozarsa bütün sistem allak bullak olur” diyerek bu ihtimale karşı çıktı.