
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’da tutuklu bulunan PKK’lilerle birlikte, 19 Haziran 2025’te İmralı Cezaevi’nden bir video aracılığıyla kamuoyuna seslendi. Yayınlanan görüntülerde, “Barış ve Demokratik Toplum” başlıklı yeni bir sürece ilişkin görüşlerini aktaran Öcalan, PKK’nin ulus-devlet hedefini ve silahlı mücadele stratejisini sonlandırmasının gerekçelerini ve sürece yaklaşımını açıkladı.
Yaklaşık 50 yıllık bir politik mücadeleyi değerlendiren Öcalan, bu süreci yeni bir “Demokratik Toplum Manifestosu” ile taçlandırdığını belirtti. Açıklamasında, bu manifestonun yalnızca Kürt halkı için değil, bölgesel ve küresel ölçekte tüm ezilen halklar için tarihsel-toplumsal bir içerik taşıdığına dikkat çekti.
PKK’nin Silahlı Dönemi Sona Erdi
Öcalan açıklamasında, PKK’nin ulus-devlet inşasına dayalı stratejisini ve buna bağlı silahlı mücadele hattını sona erdirdiğini net ifadelerle dile getirdi:
“Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir.”
Bu sözlerle PKK’nin misyonunu tamamladığını ve örgütsel biçimiyle miadını doldurduğunu ifade eden Öcalan, yeni dönemin temelini demokratik siyaset, hukuk ve barış olarak tanımladı.
Demokratik Modernite ve “Pozitif Entegrasyon” Vurgusu
Öcalan, “Barış ve Demokratik Toplum” başlıklı çağrının, pozitif entegrasyonist bir perspektifle yürütülmesi gerektiğini belirtti. Ulus-devletçi amaçtan vazgeçmenin, toplumsal barış ve demokratik çözüme dayalı yeni bir stratejik hatta geçiş anlamına geldiğini ifade etti.
Silah Bırakma Süreci: “Bu Bir Kaybetme Değil, Tarihi Bir Kazanım”
Video açıklamada, silahların gönüllü biçimde bırakılmasına yönelik sürecin netleşmekte olduğunu belirten Öcalan, bu adımı bir “kaybetme” değil, halklar ve demokrasi açısından tarihi bir kazanım olarak değerlendirdi:
“Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir.”
TBMM ve Komisyon Önerisi: Yasal ve Meşru Çözüm Arayışı
Yeni dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde kurulacak kapsamlı bir komisyonun, sürecin ilerlemesi açısından önemli olduğunu vurgulayan Öcalan, “önce sen-ben” tartışmalarına girilmeden, sürecin sorumlulukla ele alınmasını talep etti. Demokratik siyasetin güçlendirilmesi için tüm kesimlere çağrıda bulundu.
DEM ve Diğer Siyasi Yapılara Mesaj: Ortak Çaba Şart
Öcalan, TBMM çatısı altındaki DEM Parti başta olmak üzere, tüm siyasi partilerin süreci sahiplenmesini istedi. Özellikle silah bırakma ve demokratik geçiş sürecinde, meclis içinde oluşacak siyasi mutabakatın belirleyici olacağını vurguladı.
“Kişisel Özgürlük Değil, Toplumsal Özgürlük Önemlidir”
Kendi özgürlüğüne ilişkin tartışmalara da değinen Öcalan, özgürlüğü bireysel değil, toplumsal bir mesele olarak ele aldığını belirtti:
“Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.”
Yeni Dönem Çağrısı: Teori, Strateji ve Taktik Yenilenme
Video mesajın sonunda Öcalan, 2025 sürecinin yalnızca Türkiye değil, bölgesel ve küresel ölçekte yeni bir teorik ve stratejik evre olduğunun altını çizdi. Tüm mücadele odaklarını, Demokratik Modernite perspektifiyle yeni döneme hazırlanma çağrısında bulundu:
“Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.”
Analiz: Bu Açıklama Ne Anlama Geliyor?
- PKK liderinin bu açıklaması, örgütün resmen silahlı mücadele dönemini kapattığını ilan ettiği ilk video olarak kayıtlara geçti.
- Ulus-devlet fikrinden ve silahlı stratejiden vazgeçildiğinin kamuoyuna ilan edilmesi, özellikle Kürt hareketinin ulusal ve uluslararası ilişkilerinde yeni bir safhaya geçildiğini gösteriyor.
- Bu açıklamanın ardından Türkiye iç siyasetinde, TBMM’de ve özellikle seçim sürecine yaklaşılırken önemli tartışmaların fitilini ateşlemesi bekleniyor.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sürece ilişkin yayınladığı video mesajın tam metni şöyle:,çteki yaklaşımına ilişkin video mesajın tam metni şöyle:
“Değerli yoldaşlar
Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım.
- 27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim.
- Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim.
- Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır.
- Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘’Kürdistan Devriminin Yolu’’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım.
- Tüm bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir.
- Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır.
a-Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.
b-Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, ‘’demokratik siyaset’’ stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz.
c-Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.
d-Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır:
- Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç: PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir.
- Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir.
- Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.
- Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir.
Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.
Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.
Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim.
Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.
Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın.
19 Haziran 2025
Abdullah Öcalan”