
İktidarın keyfi uygulamalarının önünde hiçbir yargısal mekanizmanın olmadığını belirten Koca, “Bu, bizlere bekleme değil, daha fazla mücadele etme sorumluluğu yüklüyor” dedi.

Yeni ‘barış süreci’ni değerlendiren Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu Üyesi ve DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, “Sürecin başarısı, siyasal iktidarın adımlarına ya da Meclis’te alınacak kararlara indirgenmemeli, asıl belirleyici olan, halkın örgütlü ve kararlı mücadelesiyle kurulacak halkçı-demokratik bir zemin olmalı” uyarısında bulundu.
“Esas olan halkın örgütlü mücadelesi”
Meclis’teki siyasi parti turları ve yürütülen müzakerelerin halkın örgütlü mücadelesinin önüne geçmemesi gerektiğini vurgulayan Perihan Koca, “Oluşacak yeni dönemin nasıl şekilleneceğini birlikte göreceğiz. Ancak bekleyip görmektense sosyalist ve halkçı tüm güçler olarak doğru bir şekilde konumlanmamız gerekmekte. Bir halkçı demokrasi bir demokratik cumhuriyet mücadelesi ihtiyacı her zamankinden daha yakıcı bir biçimde kendisini hissettiriyor. Bu noktada baskın olan bir eğilim mücadelenin hattını bulanıklaştırıyor. Kürt hareketinin öznelerinin düzen partileriyle yaptıkları zorunlu ve son derece meşru müzakereleri sürecin ana öğesi değil tamamlayıcı öğesi olmalı, ana öğe halkın örgütlü mücadelesi olmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Devlet elitleri bu adımları atmaz”
AKP-MHP iktidarına çözüm konusunda iyimser bir rol biçmenin yanıltıcı olacağını söyleyen Koca, “Demokratikleşmenin öznesi de muhatabı da halk güçleridir. Devlet elitleri oturup demokratikleşme kararı almaz, bunu uygulamaz. Bunun kararını alıp uyguladıkları tarihsel özel anlar vardır ancak bu kararları almaya zorlayan koşullar vardır, halkın bir strateji etrafında örgütlenmiş gücünün varlığıdır” dedi.
1917 Şubat Devrimi örneği
Koca, Rusya’da 1917 yılında gerçekleşen iki devrimin ilki olan Şubat Devrimi’ni hatırlattı. Bu esnada egemen sınıfların iktidarlarını büsbütün kaybetmemek için işçi sınıfı ve köylülerin o dönemki ortak mücadelelerinin sonucu olarak demokratik cumhuriyeti ilan etmek zorunda kaldıklarını söyledi.
“Koşullar son derece uygun”
“Koşullar büsbütün farklı olsa da strateji değişmiyor” diyen DEM Parti Milletvekili Koca, şöyle devam etti:
“Bir değişimin öznesi, öncüsü ancak ve ancak ezilenler olabilir. Egemen sınıfların, burjuvazinin devrimci barutu daha 1848 Avrupa’sından itibaren bitmiştir. O dönemden bu yana toplumsal değişimin ana yürütücüsü merkezinde işçi sınıfının olduğu ve müttefiklerinin de anlık tarihsel koşullara göre şekillendiği bir özne olmuştur. Bugün bu özne inşa edilmeyi beklemektedir. Örgütlenme ve demokratik cumhuriyet mücadelesini yürütmek için koşullar son derece uygun.”
“Düzen her bakımdan krizde”
İktidarın her açıdan krizde olduğunu belirten Koca, “Kürt hareketinin özneleri ile devlet arasında gerçekleştirilen müzakereler ülkede faşizmin koyulaştığı bir dönemde gerçekleşiyor. Yoksulluk ve kapitalist soygunun düzeyi de tarihte görülmemiş bir düzeyde. Her bakımdan krizde olan bir düzen içerisindeyiz. Bir yanda rejim krizi bir yanda ekonomik kriz. Halkçı demokratik öznenin inşası için son derece elverişli bir dönemin içerisine girdik” tespitinde bulundu.
“Hiçbir adımın garantisi yok”
Koca, Meclis’te komisyon kurma önerisini ve atılması gereken adımlara ilişkin deşöyle konuştu:
“TBMM’de atılacak adımların sürecin tamamlayıcı bir parçası olacaktır. Hangi adımların atılması gerektiğine dair birçok şey sıralanabilir. Kürt halkının kimliğinin anayasal güvenceye alınması, kayyım politikasının engellenmesi ya da bir infaz düzenlemesiyle siyasi tutukluların serbest bırakılması gibi. Ancak bu beklenti içerisinde olan halkımıza şunu sormak isterim. Örneğin kayyım düzenlemesi zaten yasalarla belirlenmemiş mi? Ya da on binlerce tutuklunun hukuksuz bir şekilde içeride tutulduklarını bilmiyor muyuz? Yasal düzenlemeleri önemsizleştirmek için söylemiyorum. Mevcut düzende iktidarın keyfi uygulamalarının önünde hiçbir yargısal mekanizmanın olmadığını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla mecliste atılacak hiçbir adımın garantisinin olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu, bizlere bekleme değil, daha fazla mücadele etme sorumluluğu yüklüyor.”
“Hasta mahpuslar için acil çözüm”
Koca son olarak, kamuoyunun gündemindeki hasta mahpuslar ve infaz rejimi tartışmalarına da değindi. “Mevcut yasalara göre bile tahliye edilmesi gereken siyasi tutuklular cezaevlerinde tutuluyor. Bu bir hukuk meselesinden çok siyasi bir keyfiyet meselesi” dedi. Hasta mahpusların durumunun pazarlık konusu yapılmaması gerektiğini vurgulayarak ‘acil çözüm’ çağrısı yaptı.
Kaynak: Bianet