fbpx

KCDK-E Eski Eşbaşkanı Yüksel Koç tutuklandı

Paylaş

Almanya’nın Bremen kentinde 20 Mayıs günü evine düzenlenen baskınla gözaltına alınan KCDK-E Eski Eşbaşkanı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Avrupa Kürdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi (KCDK-E) Eski Eşbaşkanı Yüksel Koç, bugün Karlsruhe’de hâkim karşısına çıktı.

Mahkeme, Alman Ceza Yasası’nın “terör örgütü üyeliği”ne ilişkin 129b maddesi kapsamında tutuklama kararı verdi. Kararın ardından Koç, Bremen Cezaevi’ne gönderildi.

Alman güvenlik birimlerinin, 2016 yılından bu yana Koç’u izlemekte olduğu bildirildi. Davanın esas duruşmasının ise Hamburg Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde görüleceği öğrenildi. 

Duruşmanın ardından Mahkeme önünde açıklama yapan KCDK-E ve Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB) temsilcileri tutuklamanın hukuksuzluğuna dikkat çekerek Kürt halkının temsilcilerinin kriminalize edilmesine son verilmesini istedi.

ADGB adına konuşan SYKP Kurucu Eş Başkanı Tuncay Yılmaz Alman devletinin 129B maddesiyle tüm muhalifler üzerinde terör uyguladığına dikkat çekerek Yüksel Koçun faaliyetlerinin tamamen demokratik ve meşru bir çerçevede olduğunu belirtti. Yılmaz, Koç’un kolaylıkla ulaşılabilir, adresi, faaliyeti açık bir siyasetçi olarak özgürce ifade vermeye çağrılması yerine tutuklanmasının tüm muhaliflere göz dağı vermek için tercih edildiğini söyledi. ADGB olarak Koç özgür kalıncaya kadar mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Yılmaz, Alman demokrasi güçlerini, enternasyonalist çevreleri de bu hukuksuzluğa karşı çıkmaya çağırdı.

ADGB Koç’a özgürlük istedi

Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB) Yüksel Koç’un tutuklanmasına ilişkin bir açıklama yayınlayarak Alman devletinin hukuksuz tutumunu protesto etti. ADGB açıklamasının tam metni şöyle:

YÜKSEL KOÇ’A ÖZGÜRLÜK!
Avrupa’da yaşayan Kürdistanlıların, demokratik haklar mücadelesinde uzun zamandır aktif yer alan ve 2016-2023 yılları arasında KCDK-E eş başkanlığı yapan Yüksel Koç, 20 Mayıs tarihinde evine sabah saatlerinde evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Yüksel Koç’un evi basıldıktan sonra 4 saat boyunca evde arama yapıldığı ve sonrasında tutuklanma talebiyle Karlsruhe’de mahkemeye götürüldüğü bilgisi paylaşıldı. Yüksel Koç’un gözaltına alınması Alman devletinin Kürtlerin demokratik mücadelesine yönelik düşmanca tutumunun bir parçasıdır.
Almanya’da Kürtlerin Örgütlenmesi Meşrudur, Kriminalize Edilemez!
Almanya’da Kürtlerin uzun yıllara dayanan demokratik örgütlenmeleri, 1993 yılından günümüze kadar sürekli yasaklamalarla karşı karşıya kalmıştır. Dernekler sürekli basılmış, federasyonlar yasaklanmış, yayın evleri basılarak yüzlerce kitaba el konulmuş, kültürel çalışmalar yürüten kurumlar sürekli basılarak yasaklanmış ve yüzlerce müzik eserine el konulmuştur. Binlerce defa yürüyüş ve mitingler yasaklanmış ve buralara katılanlara polis tarafından orantısız şiddet uygulanarak, birçok insan göz altına alınmıştır. Bu yasaklanma süreciyle birlikte her yıl bir düzine Kürt siyasetçi tutuklanıp, uzun yıllara varan cezalara çarptırılmıştır. Halen de birçok Kürt siyasetçi çeşitli hapishanelerde tutulmaktadırlar. Bu baskılar, Türk devletiyle karşılıklı bilgi alışverişi temelinde gerçekleştirilmiştir. Alman ve Türk istihbarat birimlerinin karşılıklı bilgi paylaşımı çerçevesinde, belgeler toparlanarak iddianameler hazırlanmıştır.  Birçok belgenin Türk devletinin Almanya’daki istihbarat birimleri tarafından kanunlar çiğnenerek toplandığı daha önce bir çok mahkeme süreçlerinde ispat edilmiştir.
Yüksel Koç Sürekli Hedef Gösterilmekteydi!
Yüksel Koç, Türk devleti tarafından sürekli hedef gösterilen bir Kürt siyasetçiydi. Önceki yıllarda kendisini öldürmeleri için MİT’den bir ekip gönderilmiş ve son anda bu ekip açığa çıkarılmıştır. Birçok defa basın yayın üzerinden teşhir edilerek, hedef gösterilmiştir. Aynı şekilde Alman devletinin de Yüksel Koç hakkında uzun yıllara dayalı bir kovuşturma olduğu bilgisi kamuoyuyla paylaşılmıştı. Yüksel Koç, Almanya’da Kürtlerin örgütlenme mücadelesinde büyük katkılar sunan bir emekçidir. Uzun yıllar Almanya federasyonlarının yönetiminde yer almış, sonrasında Avrupa merkezi örgütlenmesi olan KCDK-E’nin yönetiminde yer alarak Eş başkan olarak çalışmalarını sürdürmüştür.
Hakkında, Alman ceza yasasının 129 b paragrafı kapsamında PKK kadrosu olduğu iddiasıyla 4 Nisan 2025 tarihinde göz altı ve tutuklanma kararı alındığı avukatı tarafından kamuoyuna duyuruldu. Kürtlerin siyaset yapma, kendi dilini konuşma, kendi kültürünü yaşama ve demokratik hakları için mücadelesi yıllarca yasaklanmasına rağmen, bu yasaklar örgütlenmelerine engel olamamıştır. Yüksel Koç’un tutuklanması da bu mücadelenin gelişiminin önünde engel teşkil edemeyecektir. Uzun yıllara dayalı birleşik mücadelemizin gelişmesinde önemli katkılar sunan Yüksel Koç’un göz altına alınmasını ATİK olarak kınıyor, tüm yerli ve göçmen demokratik güçleri, bu tutuklanmaya karşı tavır alarak sahiplenmeye çağırıyoruz.
Yüksel Koç’a Özgürlük!
Baskıya, Sömürüye ve Faşizme Karşı Mücadele Meşrudur, Engellenemez!

Koç’un avukatları, yargılamanın siyasi saiklerle yapıldığı tepkisinde bulunarak tutuklamaya itiraz edeceklerini belirtti.

Yüksel Koç’un tutuklanmasının PKK’nin 12’inci kongresinde fesih kararı almasından sonrasına denk gelmesi dikkat çekti. 

129a ve 129b sayılı yasalar, Alman devletine, başka bir yerde yasadışı olarak değerlendirilen bir örgüte üye olan kişileri kovuşturma yetkisi veriyor. Bu yasalar esas olarak Kürtlere ve sol gruplara karşı kullanılıyor. 

Avrupa Özgürlük ve Barış Formu’ndan kınama

Avrupa Özgürlük ve Barış Formu (EFFP) da bir açıklama yayınlayarak Yüksel Koç’un tutuklanmasını kınadı. EFFP’nin açıklaması şöyle:

#YükselKoç’un Tutuklanmasını Kınıyor, Alman ve Uluslararası Demokratik Kamuoyunu Dayanışmaya Davet Ediyoruz!

Alman yargısının Kürt siyasetçi Yüksel Koç’u “terör” suçlamasıyla tutuklamasını hem hukuki hem siyasi bir garabet olarak değerlendiriyor ve en güçlü biçimde kınıyoruz.

Bu tutuklama, Türkiye ile Kürt hareketi arasında barış müzakerelerinin yeniden gündeme geldiği, PKK’nin kendini feshedeceğini ve silahlı mücadeleyi sonlandıracağını ilan ettiği bir dönemde gerçekleşmiştir. Tam da demokratik çözüm umutlarının filizlendiği bu kritik süreçte Koç’un tutuklanması, Kürt meselesinin barışçıl çözümüne yönelik ciddi bir müdahaledir.

Yüksel Koç, yıllarca Avrupa Kürt Dernekleri Federasyonu (KCDK-E) eş başkanlığı görevini yürütmüş, son dönemde ise Avrupa Özgürlük ve Barış Forumu’nun (EFFP) kuruluş çalışmalarına gönüllü olarak büyük emek vermiştir. Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi için gösterdiği çabalarınin tanığıyız. Sayın Koç’un tek “suçu”, düşüncelerini açıkça ifade etmesi, barış talebini örgütlemesi ve halkların eşit, özgür ve onurlu bir gelecek inşasına katkı sunmasıdır.

Bu nedenle Yüksel Koç’un tutuklanması yalnızca bireysel bir hak ihlali değil, aynı zamanda Kürt halkının demokratik siyaset yapma hakkına, ifade özgürlüğüne ve barış arayışına yönelik açık bir saldırıdır.

Alman yargısını bu hukuksuzluktan vazgeçmeye, Yüksel Koç’u derhal serbest bırakmaya ve Kürt meselesinin kriminalize edilmesine alet olmamaya çağırıyoruz. Barışa giden yol, baskı ve tutuklamalarla değil; diyaloğu ve demokratik siyaseti güçlendirmekle mümkündür.