
Birleşmiş Milletler’in en yüksek mahkemesi olan Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) başlayan tarihi duruşmalar, dünyanın geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Pazartesi günü başlayan davada, Vanuatu adına konuşan Ralph Regenvanu, duruşmanın sonuçlarının “gelecek nesiller üzerinde yankılanacağını” belirterek, “Bu dava, insanlık tarihindeki en önemli davalardan biri olabilir” dedi.
Vanuatu’nun iklim değişikliği temsilcisi Regenvanu, 15 yargıçtan oluşan mahkeme heyetine hitap ettiği konuşmasında, davanın ülkeler üzerinde bağlayıcı olmasa da yasal bir çerçeve oluşturabileceğini ifade etti.
Rekor Katılım
Duruşmalarda, 100’den fazla ülke ve organizasyonun görüşlerini paylaşması bekleniyor; bu katılım, ICJ tarihindeki en yüksek sayı olarak kayıtlara geçti. Aktivistler, mahkemenin vereceği danışma görüşünün iklim değişikliğiyle mücadelede önemli yasal sonuçlar doğuracağını ve hem yerel hem uluslararası düzeyde iklim davalarını etkileyeceğini umut ediyor. Ancak bazı uzmanlar, bu görüşün sınırlı etkisi olacağını ve kararın açıklanmasının aylar, hatta yıllar alabileceğini düşünüyor.
Barış Sarayı’nda Protestolar
Lahey’deki Barış Sarayı’nda düzenlenen duruşmalar sırasında, bina dışında da küçük çaplı bir protesto gerçekleşti. “En büyük sorun, en yüksek mahkemeye”, “Geleceğimizi finanse edin, iklim finansmanı şimdi” yazılı pankartlar dikkat çekti. Pasifik Adaları Öğrencileri İklim Değişikliğiyle Mücadele Grubu üyesi Tonga’dan Siosiua Veikune, “Bu duruşma, iklim adaleti hareketi için her şey demek” ifadelerini kullandı.
COP29 Anlaşmazlıklarının Gölgesi
Duruşmalar, Azerbaycan’da yapılan COP29 İklim Zirvesi’nde varılan tartışmalı anlaşmaların hemen ardından başladı. Zirvede, zengin ülkeler, daha yoksul ülkelerin temiz enerjiye geçişine destek olmak ve iklim değişikliğinin etkilerine hazırlanmaları için 2035’e kadar yıllık en az 300 milyar dolar sağlamayı kabul etmişti. Ancak gelişmekte olan ülkeler, bu taahhüdü yetersiz ve geç kalınmış bir adım olarak değerlendirdi.
Vanuatu’nun İki Temel Soru Talebi
BM Genel Kurulu, geçen yıl aldığı bir kararla iki temel iklim sorusunu ICJ’ye sevk etmişti:
- Devletler, uluslararası hukuk uyarınca, sera gazı salınımından kaynaklanan kirliliğe karşı Dünya’nın iklim sistemini korumakla hangi yükümlülüklere sahiptir?
- Devletlerin, iklim sistemine ve çevrenin diğer unsurlarına önemli zarar verdikleri durumlarda, bu yükümlülüklerin yasal sonuçları nelerdir?
Bu sorular, özellikle yükselen deniz seviyeleri ve aşırı hava olayları nedeniyle tehdit altındaki Pasifik Adaları gibi savunmasız ülkelere yapılan zararlarla ilgili yasal sorumluluklara odaklanıyor.
Duruşmaların sonucunda ICJ’nin sağlayacağı hukuki görüşün, önümüzdeki yıllarda iklim davalarında bir yol haritası oluşturması bekleniyor. Ancak kararın, dünya çapında artan sera gazı emisyonlarının önlenmesi için yeterli olup olmayacağı sorusu hâlâ yanıt bekliyor.
Kaynak: AFP