fbpx

Avrupa’da Sağlık Asistanlarının Maaş Eşitsizliği Sağlık İşgücü Krizini Derinleştiriyor

Paylaş

Avrupa genelinde sağlık asistanları, hem ülkeler arasında hem de kamu ve özel sektörler arasında belirgin maaş eşitsizlikleriyle karşı karşıya. Bu durum, halihazırda devam eden sağlık işgücü krizini daha da kötüleştiriyor.

2021 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde bulunan Christiansborg Kalesi Meydanı’nda maaş artışı talebiyle protesto düzenleyen hemşireler, son yıllarda Avrupa genelinde sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını protesto etmek için gerçekleştirdiği birçok grevden birine örnek oluşturuyor.

Sağlık Asistanlarının Maaşları En Düşük Seviyelerde

Sağlık asistanları, Avrupa sağlık sistemlerinin temel bir parçası olmasına rağmen, sektör içerisindeki en düşük maaşları alan çalışanlar arasında yer alıyor. Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu (EPSU) tarafından yayımlanan yeni bir rapor, sağlık asistanlarının maaşlarında enflasyonun gerisinde kalan ve artan yaşam maliyetleri karşısında giderek eriyen bir tabloyu ortaya koyuyor. Artan iş yükü ve görev kaydırma uygulamalarıyla birleşen bu durum, çalışanlar için son derece güvencesiz bir ortam yaratıyor.

EPSU’nun 15 Avrupa ülkesini kapsayan araştırması, sağlık asistanlarının maaşlarında ciddi eşitsizlikler olduğunu gösteriyor. Maaşlar, ülkeler arasında dört katına kadar farklılık gösterebiliyor. Örneğin, Almanya’da bir sağlık asistanının ortalama saatlik ücreti yaklaşık 20 euro iken, Romanya’da bu rakam 5 euro’nun altında. Romanya’da diplomalı hemşirelerin bile ortalama olarak ulusal medyan ücretin %22 altında maaş alması, ülkedeki sağlık çalışanı beyin göçü sorununu açıkça ortaya koyuyor.

Ulusal ve Sektörel Maaş Eşitsizlikleri

Sorun yalnızca uluslararası maaş farklarıyla sınırlı değil. Sağlık asistanlarının maaşları çoğu zaman ulusal ortalama gelirlerin çok altında kalıyor. İngiltere, İrlanda ve İspanya gibi ülkelerde bazı sağlık asistanları ulusal asgari ücret düzeyinde maaş alıyor. Buna rağmen, hasta hijyenine yardımcı olmak, yemek desteği sağlamak ve hayati parametreleri izlemek gibi önemli sorumluluklarla yükümlüler.

Bu görevlerin çoğu başlangıçta hemşirelerin iş tanımına dahildi, ancak iş yükünün yeniden dağıtılması kapsamında sağlık asistanlarına devredildi. Bu süreç, özellikle İngiltere’de bir hemşire olmak için gereken üç yıllık eğitime kıyasla yalnızca bir ay süren sağlık asistanı eğitimleriyle dikkat çekiyor.

Görev Kaydırma ve İşçi Hakları

EPSU’dan Can Kaya, görev kaydırmanın sağlık çalışanlarının hakları açısından göz ardı edilemeyecek bir boyutu olduğunu vurguluyor. Kaya, bu uygulamanın genellikle bir maliyet düşürme yöntemi olarak kullanıldığını belirtiyor. “Görevlerin daha az eğitimli ve düşük maaşlı çalışanlara devredilmesi, masrafları azaltmak için kullanılan bir yöntem haline geliyor,” diyor. Bu durum, sağlık asistanlarının iş gücü açığı ve kemer sıkma politikalarının kesiştiği bir noktada sıkışıp kalmasına neden oluyor.

Sendikaların Rolü

Sendikaların varlığı, hem maaş düzeylerini hem de iş yüklerini düzenlemede önemli bir fark yaratabiliyor. Özellikle özel sektörde sendikaların bulunduğu durumlarda maaş farklarının daha az belirgin olduğu gözlemleniyor. Örneğin, İskandinav ülkelerinde özel sektördeki sendika oranlarının yüksek olması maaş eşitsizliklerini daraltırken, İtalya gibi ülkelerde sendikalar daha çok kamu sektöründe güçlü durumda.

Bazı durumlarda, kamu sektöründeki sağlık asistanları özel sektördeki meslektaşlarına göre %30 veya daha fazla maaş alabiliyor. Kamu ve özel sektör arasındaki en büyük maaş farkları İtalya, İrlanda, İspanya ve Kıbrıs’ta gözlemleniyor. Kaya, “Özel sektör bir işletmedir ve kar maksimizasyonu hedefiyle çalışanlarına daha az maaş ödeyerek tasarruf yapar. Ticarileşme, düşük maaşların önemli bir nedenidir,” diye ekliyor.

Avrupa Sağlık Stratejisindeki Başarısızlıklar

Bugün sağlık asistanlarının karşı karşıya olduğu durum, Avrupa’nın sağlık işgücü stratejisindeki eksiklikleri gözler önüne seriyor. Kaya, “Mevcut personel krizi hem ulusal hem de Avrupa çapında bir krizdir,” diyor. Ulusal hükümetlerin sağlık ve bakım sektörlerini koruma sorumluluğu taşıdığını belirten Kaya, Avrupa Birliği’nin de mali kurallarını gözden geçirmesi gerektiğini vurguluyor. “Kemer sıkma politikaları, mevcut iş gücü krizini daha da derinleştirecek,” uyarısında bulunuyor.

Kaya, iş gücü açığını durdurmak ve güvenli personel seviyelerini sağlamak için tüm yönetim kademelerinde daha kararlı adımlar atılması ve yatırımlar yapılmasının şart olduğunu belirtiyor.