1991 yılında yüzbinlerce İsviçreli kadının “Eşit işe eşit ücret” talebiyle gerçekleştirdikleri “Kadın Grevi” 2019 yılından bu yana “Feminist Grev” olarak bütün İsviçre’de her yılın 14 Haziran’ında yineleniyor. Bu yıl da 200 bini aşkın kadın ‘daha fazla ücret, daha fazla zaman ve saygı, dayanışma, barış ve ırkçılık karşıtlığı” içeriğiyle feminist grevdelerdi.
İsviçre Kadın Grevi örgütlenmeleri öncülüğünde (https://feministischerstreik.ch/ , https://www.14juni.ch/) Bern, Basel, Zürich, Lozan, Cenevre, Delemont, Neuchatel, Fribourg, başta olmak üzere çok sayıda kentte alanlara çıkan kadınlar, ‘daha fazla ücret, daha fazla zaman ve saygı, dayanışma, barış ve ırkçılık karşıtlığı” taleplerini öne çıkarttılar.
Talepler
Bakım işi için ödeme yapılması ve haftalık çalışma saatlerinin 30 saate düşürülmesi gibi başlıkların da yer aldığı taleplerin tamamı şöyleydi:
- Eşitlik ve daha sosyal bir İsviçre talep ediyoruz – hemen!
- Aynı zamanda daha yüksek katkı paylarıyla emeklilik fonu emekli maaşlarının düşürülmesine hayır; 22 Eylül’de BVG21’e hayır
- Eşit işe eşit ücret
- Bakım işleri için daha fazla zaman ve para; Çocuklar yoksulluk riski taşımamalı
- Standart bir sağlık sigortası şirketi ve adil primler
- Cezasız ücretsiz kürtaj
- Irkçılığın ve ayrımcılığın olmadığı bir toplum
- Cinsiyete dayalı, cinsel ve aile içi şiddeti durdurun
- Şiddetten kaçan FLINTAQ’a sığınma ve koruma
- Dünya çapında barış ve şiddetin sona ermesi; Sivillerin korunması ve insan haklarına saygı
Savaşlara dikkat çektiler
Yetkilileri ayrımcı politikalara karşı bir kez yine uyaran kadınlar, aynı zamanda dünyanın birçok merkezinde yaşanan savaşlara da dikkat çekerek, “kadınlar savaş istemiyor” mesajı verdi. Tüm alanlarda İsrail’İn Filisinin halkına karşı sürdürdüğü soykırım savaşı protesto edildi ve Filistinli kadınlarla dayanışma mesajı verildi.
Düzenlenen mitinglerde yapılan konuşmalarda cinsiyetçi politikaların merkezinde patriarkal (erkek egemen) sistemin olduğuna dikkat çeken kadınlar, feminizmin gelecek açısından bir umut olduğuna vurgu yaptı.
Mücadele vurgusu
14 Haziran 2019 yılında yarım milyonu aşkın kadının katılımıyla düzenlenen ulusal kadın grevinin üzerinden geçen zamana rağmen ülkede hala birçok alanda ayrımcı politikalara devam ettiğine dikkat çekilen eylemlerde, kadınların asla mücadele etmekten geri durmayacağına vurgu yapıldı. Birçok kentte düzenlenen eylemlerde Avrupa’da artan göçmen karşıtlığı ve yükselen sağ politikalara da dikkat çekilerek, bu politikalara karşı feminist mücadelenin daha da yükseltilmesi gerektiği kaydedildi.
Göçmen kadınlar da katıldı
Her kesimden göçmen kadınların da katıldığı eylemlere, Türkiyeli ve Kürdistanlı göçmen kadınlar da kendi talepleriyle katıldılar. Hem kadın olmalarından ama bunun yanı sıra hem de göçmen olmalarından dolayı cinsiyetçi ve ırkçı muamelelerle karşı karşıya kaldıklarını belirtken göçmen kadın örgütleri patriyarkaya ve ırkçılığa karşı mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundular.
‘Jin jiyan azadî’ sloganının dillerdeydi
Kürt Kadın Hareketi’nin dünya kadın mücadelesine mal ettiği “Jin Jiyan Azadî” sloganı feminist grev meydanlarında yerini aldı. Bu sloganla hem Kürt kadın hareketinin mücadelesi ve kazanımları selamlandı, hem de geçtiğimiz yıl İran polisi tarafından katledilen Jîna Emînî anıldı.
Federal Parlamento’ya kadar yürüyüş
Feminist Kadın Grevi kapsamında düzenlenen en büyük eylemlerden birisinin adresi de başkent Bern’di. Parlamento Meydanında gerçekleştirilen 2 saatlik “Feminist Piknik”in ardından Reitschule meydanında “Dayanışma, feminizm ve ırkçılık karşıtlığı” temel sloganları altında bir araya gelen kadınlar, buradan İsviçre Federal Parlamentosu önüne kadar bir yürüyüş gerçekleştirdi.
35 bini aşkın kadının katıldığı yürüyüşte kent adeta kadının rengi mora bürünürken, yürüyüş boyunca sık sık “Kadın durursa dünya durur”, “Eşit işe eşit ücret istiyoruz”, “Yaşasın feminist mücadele”, “Grev Grev Grev feminist”, “Faşizme ve patriyarkaya karşı ayaktayız” sloganları atıldı.
Yürüyüşün ardından parlamento önünde bir miting düzenlendi. Burada yapılan konuşmalarda kadınların ülkede karşı karşıya kaldığı ayrımcı politikalara dikkat çekilerek, kadınların mücadelen asla vazgeçmeyecekleri kaydedildi. Ataerkil sisteme karşı evde, işyerinde, okulda her alanda mücadele edilmesi gerekliliğinin altı çizilen konuşmalarda, feminist mücadelenin büyütülmesi gerektiği ifade edildi.