fbpx

HDP ve Yeşil Sol’dan ortak açıklama: Sandığa eksiksiz gideceğiz

Paylaş

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri Çiğdem Kılıçgün Uçar, HDP ve Yeşil Sol Parti MYK’larının son günlerde yaşananlara ilişkin aldığı kararı kamuoyu ile paylaştı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Yeşil Sol Parti, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuyla ilgili tutumlarını Ankara’da düzenledikleri basın açıklaması ile duyurdu. Ortak açıklamayı Buldan yaparken, Sancar, Uçar ve Akın da değerlendirmelerde bulundu. Buldan tarafından okunan metinde şu ifadeler yer aldı:

“Çözümsüzlük oyunu bozulmadan, Cumhuriyet demokrasi ile bütünleşemeyecektir

28 Mayıs tarihinde yapılacak olan cumhurbaşkanı ikinci tur seçimine dair görüşlerimizi ve tavrımızı sizlerin aracılığıyla kamuoyuyla paylaşmak üzere bir araya geldik.

28 Mayıs’ta, önümüzdeki yılları sonuçları itibariyle şekillendirecek bir seçime giriyoruz. 21 yıl boyunca aşama aşama tek adama bağlı bir sistem inşa eden totaliter, mutlak iktidar yanlısı bir anlayış ve yapıyla karşı karşıyayız. İşte bu yüzden 28 Mayıs seçimi sisteme yönelik demokratik değişimden yana olanlarla bu tekçi rejimi sürdürmek isteyenler arasında bir referandum olma özelliğine sahiptir.

Öncelikle şunu belirtelim ki toplumdaki demokratik değişim direncini kıran, sömüren, sönümlendiren veya oyalayan hiçbir siyasi anlayışı doğru bulmayız. Bu tür yaklaşımlara karşı da demokratik mücadelemizi sonuna kadar sürdürürüz. Dün Zafer Partisi ve CHP arasında imzalanan protokolü de bu minvalde değerlendirdik ve eleştirilerimizi de kamuoyuyla paylaştık. Mücadelemizin ve Üçüncü Yol politikamızın temel hedefi devletin ve toplumun imkanlarına bir avuç rantçının çökmesini engellemek ve sistemi yurttaşların haklarını ve özgürlüklerini, toplumsal adaleti, demokrasiyi önceleyen bir evrensel standarda kavuşturmaktır. Bizi tavizsiz ve baş eğmez kıldıran tek şey ezilen mazlum halklarımızın bu talebi ve ihtiyacıdır. Israrla vurguluyoruz; Kürtlerin politik iradesine kayyımlar yoluyla ipotek koyanlar, aynı zamanda bütün Türkiye halklarının haklarına ve özgürlüklerine de ipotek koyanlardır. Kürt sorununun çözümsüzlüğü toplumun çıkarına değildir. Bu çözümsüzlük oyunu bozulmadan, Cumhuriyet demokrasi ile bütünleşemeyecektir.

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken, bizler her ne koşulda olursak olalım, halkın iradesini tüm iradelerin üstünde tutacağız. Ortak ve eşit bir demokratik gelecek için mücadelemizi sürdüreceğiz. Yine belirtelim ki; göçmen veya mültecileri siyasi çıkarların malzemesi haline getirmek yanlıştır ve insani değildir. Bu tablonun sorumlusu mağdur olan göçmen ya da mülteciler değil doğrudan doğruya savaş politikalarında ısrar eden, ekonomik ve siyasi rantı için sığınmacıları araçsallaştıran iktidardır. Mülteci ve göçmen sorunu ancak savaş politikalarına karşı güçlü bir barış mücadelesi verilerek çözülür.

Önemle altını çizmek isteriz ki; hiçbir siyasi hesap ve çıkar, yoksul ve emekçi halkların, kadınların ve gençlerin geleceğinden daha kıymetli olamaz. Cumhur İttifakının politikaları karşısında ancak demokrasi, adalet ve özgürlük ilkeleriyle durulabilir. Toplumun ortak çıkarları, demokratik, eşit ve özgür geleceği dışında başka hiçbir kaygısı olmayan, hiçbir gizli pazarlığı veya şartı gündemine almayan HDP/Yeşil Sol Partinin duruşunu da bu vesileyle kamuoyunun bilgisine bir kez daha sunmak istiyoruz. Bizler HDP ve Yeşil Sol Parti olarak, sadece ve sadece halkın eşitlik, adalet, hak, hukuk ve özgürlük mücadelesine kefiliz; tek ölçütümüz, şaşmaz bağlılığımız bu değerleredir. Hiçbir şart altında bu duruşumuzdan geri adım atmayacağımızın sözünü tekrarlıyoruz. Erdoğan ve ortakları tarafından yaratılan bugünkü ucube rejim, yaşanan toplumsal sıkıntıların da temel sebebidir. 28 Mayıs seçimlerinde oylanacak olan da bu ucube rejimin devam edip etmeyeceğidir. 14 Mayıs seçimlerinde demokratik değişim ve refah talebi güçlü bir şekilde sahiplenilmiş ve bu talep sandığa da yansımıştır. Bugünkü sistem karşısında birleşen milyonlarca oy, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha çok refah talebi içindir. Hedef, ayrımcılıktan arınmış, halkların yönetime katılabildiği, özgür, demokratik ve adaletli bir rejim inşa etmektir.

Bir kez daha belirtmeliyiz ki; Erdoğan rejiminin bu beklentileri ve talepleri karşılayamayacağı açıktır. Gelecekte de bu taleplerin hayata geçmesinin önündeki en büyük engel yine Erdoğan ve bu rejimin ta kendisi olacaktır. Bu yüzden Erdoğan bizler açısından asla bir seçenek değildir ve tek seçenek onu ve temsil ettiği iktidarı değiştirmektir. O nedenle bir kez daha belirtiyoruz ki; Kürt halkının ve bir bütün olarak Türkiye toplumunun demokrasi, hukuk, adalet, eşitlik ve özgürlük beklentisi ve özlemini, demokratik sandık iradesini tanımak son derece önemli ve bizler için önceliklidir. 28 Mayıs’ta milyonlarla birlikte başarabileceğimize, tarihin akışını hep birlikte demokratik değişim yönünde çevirebileceğimize dair umudu büyütüyoruz.

Bizler inanıyoruz, sizler de inanın. Sandığa eksiksiz gideceğiz ve hep birlikte tek adam rejimini değiştireceğiz. Kendi gücümüz ve milyonların değişim arzusu en büyük ilham kaynağımızdır. Israrla ve inatla mücadelemizi sürdüreceğiz, asla ve asla pes etmeyeceğiz. Mutlaka, ama mutlaka bizler kazanacağız.

Akın: Rejimi değiştirmeye karalıyız ve hep birlikte başaracağız

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, siyaseten ortaya koydukları tutumlarında herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını belirterek, “14 Mayıs’ta yaptığımız çalışma açısından bakıldığında toplumda daha güçlü bir motivasyon ve istek vardır ve Saray rejimi hiçbir zaman bu durumu engelleyemeyecektir. Bu gücümüzü, bu enerjimizi 28 Mayıs’ta daha güçlü sandığa giderek koruyalım ve etkili bir şekilde sandıktan sonuç alalım. Türkiye’nin tarihsel ve kader seçimi olan bu seçim bir kişi seçimi değildir, bir rejim tercihidir. Bu rejimi değiştirmeye karalıyız ve hep birlikte başaracağız.” dedi.

Uçar: Siyaseti şoven ve milliyetçi dilden arındıracağız

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar,

konuşmasında yeniden başlayan kayyum tartışmalarına değinerek, “Kayyum üzerinden siyaset yürütenlere dün de cevap olduk bugün de cevap olacağız. Bu siyaseti şoven ve milliyetçi dilden arındıracağız” dedi.
Kılıçgün Uçar, “Kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı dil ile siyasetin mertebesini düşürenleri, iktidarda kalabilmek için her türlü yolu mübah görenleri uzun süredir birlikte takip ediyoruz. Partimiz ilk tur seçimlerinde aldığı kararla bir değişimi, dönüşümü ve demokrasiyi esas aldığını, kullandığı oyun da bu yönlü olacağını ifade etmişti. Bunu yaparken protokollere ve pazarlıklara ihtiyaç duymayan en ilkeli tutumunu en başından koyan ve bunu savunan tavrını sürdürdü” ifadelerini kullandı.

Sancar’dan sandığa gitme çağrısı

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise seçim politikalarını şeffaf ve ilkesel yürüttüklerini, ortaya çıkan bazı gelişmeler sebebiyle tutumlarını yeniden paylaşma gereği duyduklarını ifade etti. Gelişmelerin bir kısmının “ortamı bulandırmak ve halkların sandığa gitme isteğini kösteklemek amacına dönük olduğuna” dikkat çeken Sancar şunları söyledi:

Tuzaklar kuruluyor, bunları da görüyoruz. Ama bizler demokratik dönüşüm, adalet, refah ve özgürlük hedefimizden vazgeçmiyoruz. Bizler tercihimizi Saray rejimini değiştirme yönünde ortaya koymuştuk, aynı kararlılıkla bu tercih ve politikamızı sürdürüyoruz. Halklarımıza, özellikle birinci turda sandığa gitmeyen yurttaşlarımıza da açık çağrımızdır; sandığa gidelim, sandıkları koruyalım, irademizle Saray rejimi değiştirelim, irademize de sandıklarımıza da sahip çıkalım. Buna inanalım ve hep birlikte değiştirelim.