Maraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerden beri bölgede bulunan HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, bölgedeki durumu bir kez daha aktardı. Kendisi de Hataylı olan Hatimoğulları, devletin deprem enkazı altında kaldığını söyledi.
Depremin üzerinden 20 gün geçmesine rağmen devletin halen ortada olmadığını ifade eden Hatimoğulları, “Hatay, Maraş, Adıyaman bölgesinde yaşayan insanlarda bu nedenle şöyle bir duygu hakim; bugüne kadar gerek etnik gerekse farklı inançlardan dolayı bu bölgeler ihmal edilmiş, yok sayılmıştır” dedi.
Bu bölgelerin kamusal hizmetlerden de her daim mahrum bırakıldığının altını çizen Hatimoğulları, depremde bu kadar yalnız bırakılarak, terk edilmeyle kötülüğün dibini gördüklerini söyledi. Hatimoğulları, şöyle devam etti:
“Bir iktidarın, devletleşmiş bir siyasi anlayışın en dibini ve en kötüsünü gördük. Daha kötüsü var mı gerçekten bilmiyorum. Bu ayrımcılığı toplum hissediyor. Devlet yoktu, yardım ekipleri gelmedi, arama kurtarma çalışmalarına katılmak isteyen sivil inisiyatifler, belediye ekipleri, madencilerin çoğu hava limanlarında bekletilerek geç intikal ettirildi.”
Mahalleden uzaktaki çadırkentlere halk gitmiyor
Belli başlı yerlere çadırkentler kurulduğuna işaret eden Hatimoğulları, Expo’da, Stadyum’da kurulan çadırlara uzak olmasından ötürü kimsenin gitmediğini ifade etti. İnsanların mahallelerini, eşyalarını, hayvanlarını, bağı ve bahçesini bırakmadığını, kiminin halen canlarının enkaz altında olduğunu belirten Hatimoğulları, “Halk, kendi mahallelerinde, kendi evinin yakınında, depremden etkilenmeyecek bir bahçede çadırını kurmak istiyor. O yüzden tekil çadırların dağıtımının bu bölge için çok elzem ve önemli olduğunu defalarca vurguladık ama yine de insanları kendi mahallelerinden çıkartmak için kentin uzaklarında, kopuk yerlerde çadır kentler kuruldu” diye konuştu.
Hala çadırlar ulaştırılmıyor, sistematik yemek desteği yok
Hatimoğulları, AKP iktidarı döneminde Kızılay’da bir amblem kaldığını, AFAD’ın ise daha beter bir hale getirildiğini söyledi. AFAD önlükleriyle arama-kurturmaya gelen ekiplerin elinde ekipman olmadığını, donanım bulunmadığını belirten Hatimoğulları, şöyle konuşut:
“Oysaki ‘biz en büyük depreme hazırlıklıyız’ açıklaması yapıyordu devlet. Hiçbir şeye hazırlıklı olmadığını, vardıysa seferber etmediğini, insanları ölüme terk ettiğini, biz bu depremde canlı canlı yaşadık. Sadece enkaz altında kalanları mı ölüme terk etti, hayır. Hala çadırlar ulaştırılmıyor. Hala yeterince sistematik gıda desteği, yemek desteği, hijyen malzemeleriyle ilgili destek sağlanmıyor. Hala birçok yerde insanların tuvalet ve banyo yapacakları yer yok. 20 gün geçmesine rağmen çoğu insan hala banyo yapmadı. Bu da birçok hastalığa davetiye çıkarıyor bu zihniyet ve yaklaşım. Hala devlet görevini yerine getirebilmiş değil.”
Görmedikleri binalara hasar raporu vermişler
Hatay’daki yurttaşların kendi toprağından kovulacağı kaygısı da yaşadığının altını çizen Hatimoğulları, yurttaşların evlerinin hasarsız iken ikinci deprem sonrası ağır hasarlı olduğuna dair e-devletten rapor yazıldığına dair birçok örnek çıktığını söyledi.
Samandağ’daki yurttaşların ziyaretlerinde kendisine, “Benim binama gelip bakmadıkları halde e-devlet’ten daha önce az hasarlı görülürken, şimdi ağır hasarlı görülüyor” dediğini ve durumun birçok yere yayıldığını anlatan Hatimoğulları, şunları söyledi: “E-devlet’ten birileri bilgisayar başında oturup görmedikleri binalar hakkında yorum yapmış. Devlet adeta öyle çalışıyor. Ama gelip bir inceleme yapmadan insanların binalarını yıkmaya çalışıyor. Tabi ki ağır hasarlı ve yıkılması gereken binaları yıkmalılar. Fakat kolonları sağlam binaları da yıkma kararı, ‘AKP kendi kafasına göre yeniden bir kent kurmak istiyor’ söylemi toplumun kafasını karıştırmış.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı