fbpx

Şebnem Korur Fincancı davası: İki yıl sekiz ay 15 gün ceza ve tahliye

Paylaş

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’ta kimyasal silah kullandığına ilişkin iddiaların araştırılması gerektiğini söyledikten sonra iktidarın hedef gösterdiği Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın yargılandığı davada hüküm açıklandı.

Heyet, Fincancı’ya ‘örgüt propagandası yapmak’ suçundan iki yıl sekiz ay 15 gün hapis cezası verdi ve tahliyesine hükmetti. Fincancı 76 gündür tutukluydu.

Heyet, kararda Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesini de uyguladı. Bu maddeye göre mahkeme, karar onanırsa Fincancı’nın ceza süresi boyunca doktorluk mesleğini icra etmemesine hükmetti. Fincancı mesleğini icra edemezse TTB başkanı olarak göreve devam edemeyecek.

İstanbul 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma nedeniyle adliye binasının önündeki meydan, bariyerlerle kapatılırken, duruşma salonunun bulunduğu katta da kask ve kalkanlarıyla çevik kuvvet polisleri bekletildi.

Duruşmayı CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Züleyha Gülüm ve Oya Ersoy, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Avrupalı Doktorlar için Daimi Komite, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu temsilcileri ve Avrupa Birliği Delegasyonu’ndan Sema Kılıçer de izledi. Salonda çok sayıda avukat ve seyirci yer alırken, salonun küçük olması nedeniyle birçok kişi duruşmayı ayakta takip etti. 

Bakanlık yine davaya katılmak istedi

Duruşma başında mahkeme başkanı Murat Erten, Milli Savunma Bakanlığı’nın diğer duruşmalarda olduğu gibi yine davaya katılma talebi olduğunu duyurdu. Başkan Erten, duruşma savcısı Doğan Emre Kılıç’a esas hakkındaki mütalaasında bir değişiklik olup olmadığını sordu. Savcı Kılıç, mütalaasını tekrar ettiğini söyledi. 

‘Bu korku niye?’

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, duruşma salonunun küçük olmasına karşın heyetin duruşmayı burada yapmaya devam etmesinin ve üç avukat sınırlamasının adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu söyledi. 

Avukat Özkan Yücel de mahkeme heyetine adliyenin önündeki meydandan bahsederek “Çağlayan adliyesinin önü teslim alınmış durumda bu dava nedeniyle. Bu korku niye” diye sordu. Mahkeme başkanı Erten, usulle ilgili talepleri daha önce reddettiği için yine reddettiğini söyledi ve Fincancı’ya ‘daha önce konuşma hakkı verdiğini ama bu duruşma yine söz hakkı vereceğini‘ söyledi.

‘Kolektif varoluş’

Başkan Erten’den sonra söz alan Fincancı, salonda bulunanlara teşekkür ederek konuşmaya başladı. Dayanışmanın çok kıymetli olduğunu belirten Fincancı “Kolektif bir varoluşun öznesi olmayanlar varsa biz de yurttaş olmak yeteneğimizi yitirmiş oluruz. Herkesin özne olmasını sağlamak amacımız. Meslek örgütüm de bunu sağlamaya çalışan bir örgüt” dedi.

‘Şaşırmaya devam edeceğiz’

Tutuklandıktan sonra TTB üyeleri hakkında görevden alma davasını açıldığını hatırlatan Fincancı, hedefin TTB olduğu söyledi ve “Meslektaşlarımız bunu şaşkınlıkla izliyor. Nasıl kararlar verirseniz verin biz şaşırmaya devam edeceğiz” dedi. TTB’nin hedef alınmasının hiç şaşırtıcı olmadığını aktaran Fincancı, “Toplum öyle düşünmüyor. Toplum bu süreçte özellikle salgın döneminde en güvendiği kurumlar arasına yerleştiriyor TTB’yi” dedi.

Savcı belgeselciliği de öğretmiş

Fincancı, kendisi hakkında iddianame hazırlayan savcı Murat Yıldırım’ın kendisine işine öğretmeye çalıştığını hatırlattı ve “Savcı meğer belgesel çekmeyi de biliyormuş, koğuş arkadaşım belgesel sinemacı Sibel Tekin’e de belgeselciliği öğretmeye çalışıyormuş” dedi.

‘Vatan hainleri yargılanacak’

Fincancı, Türkiye’deki siyasi cinayetlere de değinerek “Bu ülkede, insan öldürmek insanları cezaevinde tutmaya yetmiyor ama bilimsel görüşünü vermek insanların cezaevine girmesine neden oluyor” dedi ve şöyle devam etti:

“Çıkar karşılığı bu ülkenin yazgısını birilerinin ellerine teslim eden gerçek vatan hainleri de yargılanacak! Emre itaat etmek kimseyi sorumsuz kılmıyor. Bizim karşı duruşumuz budur; kötülük hiç kimseye bulaşmasın diye.”

Hep aynı savcı

Fincancı’nın avukatlarından Meriç Eyüboğlu, davanın iddianamesini hazırlayan savcı Murat Yıldırım’ın TTB Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınmasına yönelik davanameyi de hazırladığını söyledi. Aynı savcının merkez konseyi üyeleri hakkında ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla soruşturma başlattığını hatırlattı.

Avukat Özkan Yücel de Fincancı’nın hakkında soruşturma başlatıldıktan sonra yurtdışından döndüğünü, ifade vermek için adliyeye gittiğini ancak ifadesinin alınmadığını söyledi.

Avukatların savunmalarından sonra mahkeme, Fincancı’nın son sözlerini sordu. Fincancı şunları söyledi:

“Bu hukuki bir dava değil, siyasi bir dava. Siyaseten TTB’yi, demokratik ilkeleri yok etmek üzere bir dava.“

Mahkeme, yaklaşık bir saatlik aradan sonra hükmünü açıkladı. Heyet, Fincancı’ya ‘örgüt propagandası yapmak‘ suçundan 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası verdi. Fincancı’nın cezaevinde kaldığı süre, yargılama sonunda aldığı cezayı gözeten heyet, tahliye edilmesine hükmetti.

Kitap delil olarak saklanacak

Heyet, Fincancı’nın ev aramasında el konulan Bejan Matur’un Dağın Ardına Bakmak kitabının dosyada delil olarak saklanmasına karar verdi.

Ne olmuştu?

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’ta kimyasal silah kullandığına ilişkin iddiaların araştırılması gerektiğini söyledikten sonra iktidarın hedef gösterdiği TTB Merkez Konseyi Başkanı Fincancı hakkında Ankara başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı.

Fincancı, 26 Ekim Salı İstanbul’da gözaltına alınarak Ankara Adliyesi’ne götürülmüş, orada ‘terör örgütü propagandası yapmak’tan tutuklanmıştı.

Ankara başsavcılığı, Fincancı hakkındaki soruşturmayı tamamlayarak 9 Kasım’da iddianameyi hazırladı. ‘Örgüt propagandası yapmak’ suçlamasının yöneltildiği üç sayfalık iddianameye göre, Fincancı’nın tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen Medya Haber TV yayını ‘uluslararası ölçekte’ bir yayındı ve ‘çok geniş kitlelere ulaşabilecek ana haber bülteni kapsamında’ydı. İddianamede, Fincancı’nın Medya Haber TV’de ‘resmi bir unvanı terör örgütü propagandası yapmak için kullandığı’ savunuldu.

23 Aralık’ta görülen ilk duruşmada savcı Doğan Emre Kılıç, esas hakkındaki mütalaasıyla birlikte gelmiş, Fincancı’nın ‘örgüt propagandası yapmak’ suçundan cezalandırılmasını istemişti. Fincancı’nın tutukluluğunun devamına hükmedilmişti. 29 Aralık’ta görülen duruşmada ise Fincancı’nın avukatları mahkeme heyetiyle ilgili ret talebinde bulunmuş, talep reddedilmişti.