fbpx

Olaf Scholz Ukrayna’ya ağır silahlar gönderilmesine yanaşmaması nedeniyle baskı altında

Paylaş

Almanya’nın Ukrayna savaşındaki temkinli tutumu Başbakan Scholz’u eleştirilerin odağına oturttu. Muhalefetten Hristiyan Birlik, haftaya meclise getirmeyi planladığı önergeyle koalisyonda çatlak yaratmayı hedefliyor.

Ukrayna savaşındaki temkinli tutumu nedeniyle son haftalarda muhalefet, Sosyal Demokrat Parti’li (SPD) Başbakan Olaf Scholz’u sert biçimde hedef alıyordu. Şimdi onlara, koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti (FDP) ile Yeşiller de eklendi.

Scholz’u eleştirilerin hedefi haline getiren, Ukrayna’ya ağır silahlar gönderilmesine yanaşmaması. Ana muhalefeti oluşturan Hristiyan Birlik (CDU/CSU) ittifakı, 16 yıl boyunca ülkeyi yönetmemiş gibi Rusya’ya özellikle enerji alanındaki bağımlılıktan şimdiki Başbakan Scholz ile partisi SPD’yi sorumlu tutuyor.

Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz ve ekibi, Başbakan Scholz üzerindeki baskıyı gün geçtikçe artıyor. CDU ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partilerinin oluşturduğu Hristiyan Birlik Meclis Grup Başkan Yardımcısı Johann Wadephul, eleştirinin dozunu daha da artırarak, Başbakan Scholz’un Ukrayna’ya ağır silahlar gönderme kararı almaması halinde haftaya parlamentoya bu konuda önerge sunacaklarını ve açık oylamayla önergenin çoğunluğu sağlayacağından emin olduklarını savundu. Wadephul’un hesaplarına göre, CDU/CSU’nun 197 vekiline ilaveten hükümet ortağı Yeşiller ile Hür Demokratlar da Ukrayna’ya ağır silahlar yollanmasına ilişkin önergeye destek verecek ve böylece 736 koltuklu mecliste 407 kabul oyuyla önerge başarılı olacak.

Muhalefetin hedefi hükümette çatlak yaratmak

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasından birkaç gün sonra, ülkesinin onlarca yıldır izlediği pasif dış politikayı radikal şekilde değiştirmiş ve Ukrayna’ya silah gönderileceğini duyurmuştu. Scholz, Almanya ordusundaki eksikliklerin tamamlanması için 100 milyar euro ilave savunma bütçesi ayrılacağını da açıklamıştı.

Bu durum, Merkel dönemini kapatıp kendini yeniden bulmayı hedefleyen, seçimlerde yaşadığı hezimetle muhalefete düşen Hristiyan Birlik’te varoluş krizi yarattı, hükümetin izlediği ve izlenecek en makul çizgi olarak görülen politikayı desteklemekten başka şansı kalmadı. Ve muhalefet, muhalefet yapamadı. Şimdiyse SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan koalisyon hükümeti Ukrayna’ya ağır silah vermeyi reddederek, bunun nedenlerini kamuoyuna açıklayamayarak muhalefetin eline koz vermiş oldu. Muhalefet de atağa geçti.

Ordunun içinde bulunduğu durumdan Hristiyan Birlik sorumlu

Oysa Almanya’da ordunun içinde bulunduğu kötü durumdan Hristiyan Birlik sorumlu. Askerlik hizmetinin kaldırıldığı, orduda radikal tasarruf önlemlerine gidildiği Merkel’in başbakanlığında kurulan hükümetler döneminde Savunma Bakanlığı hep Hristiyan Birlik’in elindeydi. Ayrıca yıldan yıla savunmaya ayrılan bütçe de NATO’nun öngördüğü oranın altında kalmıştı.

Şimdi ise Hristiyan Birlik bunu unutmuş görünüyor, Almanya’nın kendi envanterinden Ukrayna’ya ağır silah vermesi için bastırıyor. Ancak askeri kaynaklar Almanya’nın yeterli ağır araç ve silahı olmadığını ve Ukrayna güçlerinin kullanabildiği silahların zaten gönderilmiş olduğunu belirtiyor.

Merkel’in tutumu

Hristiyan Birlik’in görmezden geldiği bir diğer nokta da 2008’de Budapeşte’de yapılan NATO zirvesinde Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya alınmasını Merkel’in reddetmesi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy geçen günlerde bunu Almanya’ya bir kez daha hatırlatarak, ülkesinde yaşanan sivil kayıplarını göstermek amacıyla Merkel’i davet etti. Budapeşte zirvesinden sadece üç ay sonra ise Rusya Gürcistan’a girmişti.

2014’te Kırım’ın ilhakı sonrasında da Ukrayna’ya silah verilmesine karşı çıkanların başında yine Almanya geldi. Dönemin Merkel hükümeti, sonraki süreçte de Ukrayna’yı devre dışı bırakarak Rus doğal gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya’ya getirilmesini sağlayan Kuzey Akım 2’nin düğmesine bastı.

Şimdi ise Hristiyan Birlik, Rusya politikasından, Sosyal Demokratları sorumlu tutuyor. Sosyal Demokrat Partili eski başbakan Gerhard Schröder başta olmak üzere kimi lider kadrolarının Moskova ile yakınlığı parti tarafından da inkar edilmiyor, aksine parti yönetimi söz konusu eski kadrolarıyla arasına uzun süredir mesafe koyup, eleştiriyor.

Ukrayna’nın Berlin Büyükelçisi Andriy Melnik’in Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’i “Rusya ile örümcek ağı gibi” yakın ilişkiler kurmakla suçlaması ve ardından Sosyal Demokrat Parti kökenli Steinmeier’in Ukrayna’ya yapacağı ziyaretin Kiev yönetimi tarafından istenmemesi ile partiye yönelik olumsuz algı daha da perçinlendi.

Ayrıca, ülkenin kuzeyindeki Mecklenburg-Vorpommern eyaletinin SPD’li Başbakanı Manuela Schwesig de Rus doğal gazı alımının ABD yaptırımları kapsamına girmeden sağlanması için kurulan bir vakıf nedeniyle eleştirilerin odağında ve Hristiyan Birlik istifa etmesi için bastırıyor.

Kaynak:DWT