Almanya’da bugün cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Halen bu görevde bulunan eski Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor, nitekim Sosyal Demokrat Parti kökenli Steinmeier’in adaylığı pek çok parti tarafından da destekleniyor. Geçen sonbaharda yapılan seçimlerle muhalefete düşen Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve onun kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) bile Steinmeier’i desteklediklerini açıkladılar.
Böylece Frank-Walter Steinmeier, hükümette olan Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) ile ana muhalefeti oluşturan Hristiyan Birlik (CDU ve CSU) ittifakı tarafından destekleniyor. Dolayısıyla da seçimlerin favorisi. Zira SPD’nin 391, Yeşiller’in 233, FDP’nin 154, Hristiyan Birlik ittifakını oluşturan CDU ve CSU’nun da 445 delegesi bulunduğu dikkate alınırsa Steinmeier’in ikinci görev dönemi için salt çoğunluğu sağlaması kesin görünüyor.
AfD’nin CDU’lu aday göstermesi ortalığı karıştırdı
Bir işçi aileden gelen Steinmeier hukuk okudu ve cumhurbaşkanlığı öncesinde müsteşarlıktan dışişleri bakanlığına çok sayıda görevde bulundu. Ancak Steinmeier tek aday değil. Son seçimlerde parlamentoya girmeyi kıl payı başaran Sol Parti, yine geleneğini bozmadı ve bu sefer de yoksullukla mücadeledeki çalışmalarıyla tanınan bir hak savunucusunu, hekim Gerhard Trabert’i aday gösterdiğini açıkladı.
En çok tartışmaya neden olan isim ise İslam ve göç karşıtı, sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin adayı oldu. Nitekim AfD bu sefer taktiksel bir adım attı ve kendi partisinden bir siyasetçiyi değil, Hristiyan Demokrat Birlik’ten (CDU) Max Otte’yi aday gösterdi. AfD, son yıllarda sağ popülist ve aşırı sağcı söylemleri ile dikkat çeken CDU’lu Otte’yi aday göstererek, muhalefete düşen, Merkel’in partisi CDU’yu sadece yıpratmakla kalmadı, bir nevi alay da etmiş oldu. ABD ve Alman vatandaşı olan Otte’nin aday gösterilmeden önce AfD’ye en az 30 bin euro bağış yaptığı da ortaya çıktı. CDU, Otte’nin partiden ihracı için soruşturma başlatırken, tedbir amacıyla onun sonucunu beklemeden üyeliğini geçici olarak da iptal etti.
Bir diğer aday da Hür Seçmenler’in (Freie Wähler) gösterdiği kadın astrofizikçi Stefanie Gebauer.
Adaylardan hangisi ilk iki turda salt çoğunluğu sağlarsa seçilmiş oluyor. Her iki turda da salt çoğunluğun sağlanamaması halinde basit çoğunluğu elde eden aday cumhurbaşkanı seçiliyor.
Cumhurbaşkanı partili mi?
Almanya’da cumhurbaşkanlığı için partiler kendi sıralarından kıdemli ve saygın siyasetçileri aday gösterdiği gibi siyaset dışındaki alanlarda başarılı olan ve kabul gören şahsiyetleri de aday yapabiliyor. Cumhurbaşkanı da beş yıllık bir dönem için federal vekiller ile eyalet parlamentolarına önerilen siyasetçi veya sivil delegelerden oluşan bir seçiciler kurulu tarafından seçiliyor.
Yasal düzenlemeler cumhurbaşkanının partili olmasını yasaklamıyor. Ancak şimdiye kadar bu görevi üstlenen ve parti kökenli olan cumhurbaşkanları görev süresince tarafsızlık ilkesi gereği parti üyeliklerini dondurmayı tercih etti. Cumhurbaşkanına ilişkin Almanya Anayasası’nın 55’nci maddesinde ise onun federal veya eyaletler düzeyinde hükümet üyesi olmaması, kamu tüzel kişiliğine sahip yasa koyucu bir organda yer almaması, cumhurbaşkanlığı dışında başka hiçbir yerden maaş almaması, bir ticarethane işletmemesi, bir yerde maaşlı çalışmaması, bir şirketin yönetim veya denetim kurullarında yer almaması şart koşuluyor.
Cumhurbaşkanı nerede yaşıyor?
Almanya’da cumhurbaşkanlığının ofis olarak kullandığı iki yerleşkesi bulunmakta. Berlin’de Bellevue Sarayı’nı en son 1999’da cumhurbaşkanlık süresi biten, Hristiyan Birlik ittifakı kökenli Roman Herzog konut olarak kullandı. Ona müteakip cumhurbaşkanı seçilen, Türkiye kökenlilerin de değer verdiği politikacı Sosyal Demokrat Johannes Rau döneminden bu yana cumhurbaşkanlığı yerleşkesi konut olarak kullanılmıyor. Resmi yerleşke olan Bellevue Sarayı sadece resmi temaslar, kabuller, toplantılar ve ofis amaçlı kullanılıyor. Cumhurbaşkanı ise Berlin’in kent sınırında bulunan bir konutta kalıyor.
Cumhurbaşkanı’nın Berlin’deki yerleşkesi Bellevue Sarayı’nın yanı sıra Bonn’da da bir resmi yerleşkesi var, eski başkentteki yerleşkenin adı Hammerschmidt Villası.
Her iki saray da yılın belli dönemlerinde halkın ziyaretine açılıyor ve hatta orada çalışanların da katılımıyla rehberli geziler düzenleniyor.
Almanya Cumhurbaşkanı’nın maaşı
Almanya’da 2020’de belirlenen hazine bütçesine göre ülkenin en üst düzey memuru olan cumhurbaşkanı yılda yaklaşık 254 bin euro brüt maaş alıyor. Personel ve benzeri giderleri için de cumhurbaşkanına yıllık 78 bin euro ilave gider bütçesi ayrılıyor.
Görevi sonrasında veya sağlık sebepleriyle görev süresini tamamlamadan cumhurbaşkanlığından ayrılması halinde de yıllık gelirini almayı sürdürüyor, ilave masrafları için ayrılan 78 bin euro hariç.
Cumhurbaşkanının maaşı her türlü vergiye tabi olup net maaş olarak belirlenmiyor.
Cumhurbaşkanı seçimi
Almanya’da cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçilmiyor. Federal Meclis’te yer alan milletvekilleri ile yine onların sayısı kadar 16 eyalet parlamentosuna önerilen ve belirlenen delegelerden oluşan bir kurul cumhurbaşkanını seçiyor. Federal Meclis son seçimlerle de büyüyerek 736 vekil sayısına ulaştı. Bir o kadar da eyaletler tarafından belirlenen delege olduğu göz önünde bulundurulursa cumhurbaşkanını seçecek toplam delegeler kurulu 1472 kişiden oluşuyor.
Eyaletlerin belirlediği ve cumhurbaşkanını seçmek üzere Berlin’e gönderilen delegeler arasında aktif veya emekli siyasetçiler olduğu gibi sanatçılar, bilim insanları, yazarlar, müzisyenler, sporcular veya işçiler de olabiliyor. Bu sefer örneğin eski seçim bölgesi tarafından cumhurbaşkanını seçmek üzere delege olarak belirlenen eski Başbakan Angela Merkel de seçiciler kurulunda yer alacak. Onun dışında yazar Saša Stanišić, oyuncu Fritzi Haberlandt, astronot Alexander Gerst, piyanist Igor Levit, tanınmış virologlar Sandra Ciesek ile Christian Drosten da var.
Almanya’da cumhurbaşkanını seçecek kurula vekiller ve partiler Türkiye kökenli kişi ve şahsiyetleri de delege olarak öneriyor ve gönderiyor. Önceki Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un seçici kuruluna örneğin Solingen’de 1993 senesinde ırkçıların düzenlediği kundaklamada beş aile üyesini kaybeden Mevlüde Genç giderek oy kullanmıştı.
Pazar günü yapılacak seçimlerde ise Federal Meclis’e farklı partilerden giren 18 Türkiye kökenli vekile ilaveten, eyalet parlamentolarında yer alan bazı Türkiye kökenli vekiller de oy kullanacak. Onlara ilaveten eyalet parlamentolarının önerisiyle seçilen delegeler arasında çok sayıda sivil de var. Bunlar arasında 8’i Türkiye kökenli 10 kişiyi katleden aşırı sağcı terör örgütü NSU’nun ilk kurbanı çiçekçi Enver Şimşek’in kızı Semiya Şimşek ve Hanau’da bir ırkçının 2020’de düzenlediği ve dokuz göçmen kökenliyi katlettiği saldırıda oğlu Ferhat Unvar’ı kaybeden Serpil Temiz Unvar da var. İlaveten NSU mağdurlarının avukatlarından Mehmet Daimagüler ile kendisi de aşırı sağcı tehditlere maruz kalan Frankfurtlu avukat Seda Başay-Yıldız da delege.
Kültür sanat ve bilim alanlarından da başarılı kadınların seçici kurulda yer alacağı görülüyor. Korona aşısını geliştiren BioNTech’in kurucusu Dr. Özlem Türeci, ödüllü oyuncu Sibel Kekilli, Nürnberg Kliniği’nde yoğun bakımda çalışan bakıcı Ayşe Yeter ve daha pek çok Türkiye kökenli delege de cumhurbaşkanı seçimlerinde oy kullanacak.
Sayısı 1472 olan delegeler pandemi koşulları nedeniyle bu sefer Federal Meclis’in büyük salonunda değil, yine meclise ait olan Paul Löbe Binası’nın farklı katlarına dağılarak oy kullanacaklar.
Kaynak: DW Türkçe