YPS Koordinasyonu, kuruluşunun yıl dönümü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, toplumun direnişinin önünde hiçbir gücün duramayacağına dikkat çekilerek, öz yönetimi sürekli kılmak için YPS /YPS-JIN saflarında yer alma çağrısı yapıldı.
YPS’nin açıklaması şöyle:
“Yiğit Kürt Halkı ve Devrimci- Demokratik Tüm Halklara;
Mücadele tarihimiz içerisinde, dirilişin ve direnişin emsalsiz örneklerinden biri konumunda olan YPS’nin 6. kuruluş yıl dönümünü kutluyor, bu direnişin öncüsü olan kahraman şehitlerimiz şahsında bütün devrim şehitlerini saygı ile anıyor, şehitlerimizin bizlere miras olarak bıraktığı özgürlük savaşının büyük inanç, bağlılık, ısrar ve kararlaşmasının yeminlileri olduğumuzu bir kez daha vurguluyor, anı ve iddialarına bağlılığımız gereği ‘Özgür Önderlik ile Özgür Kürdistan’ hedefimizi zafer ile taçlandıracağımızın vazgeçilmez sözünü yineliyoruz.
‘HAKİKAT İÇİN DİRENECEK VE SAVAŞACAĞIZ’
Değerli halkımıza ve Kürt gençliğine;
Halkların özgürlüğü ideali üzerinden temellerini atmış olan mücadelemiz; ‘Kürdistan Sömürgedir’ hakikatinin dile getirilişi ile birlikte özgür insan iradesinin arayışlarıyla tarihi buluşmayı gerçekleştirmiştir. Bu buluşma ezilen, sömürülen, köleleştirilen, yok sayılan, katledilen, her türlü fiziki- kültürel-toplumsal saldırıya maruz bırakılan halkların ortak paydası haline gelmiştir. Mücadele gerekçemiz en yalın hali ile yaşamaktır. Yaşam ise arama ve kendini bulma ikilemi aradanlığındadır. Kendin olabilme, kendi tarihsel ve toplumsal kültürünün ışığında ilerleyebilme bütün insanlık açısından doğal refleks geliştiren bir savunma bilincini açığa çıkarmıştır. Bu savunma biçimi; ‘özünü savunma’ yani öz savunma olarak vuku bulurken toplumlar açısından yaşama ya da yaşamamayı ifade etmektedir. Bundan kaynaklı kendi ve varlık zemini olan toplumunu koruma, yaşamın zorunluluğudur. İktidarların bin yıllardır elde etmeye çalıştıkları şey ise bir şekilde insanların bu iradelerini ellerinden almaktır, yani özgür yaşam iradesini kırmaktır. Özelde Kürt halkı olarak tarihimizin ve toplumumuzun yarattığı değerleri, devletçi iktidar sisteminin tüm saldırılarına karşı korumak bizler açısından vazgeçilemez bir olgu olmuştur. Önderliğimizin belirttiği gibi ‘mücadelesi verilmeyen bir yaşamın anlamı yoktur.’ Kadim Kürt halkı olarak toplumsallığın mümkün kıldığı hakikat için yaşayacak ve bunun için direnecek, savaşacağız. Bu direnişimizin kaynağı hakikatimizin reddini imkansız kılan toplumsal hafızamızdır.
‘HİÇBİR GÜÇ TOPLUMUN ÖRGÜTLÜ DURUŞUNUN ÖNÜNE GEÇEMEZ’
Yurtsever Kürt Halkı ve Devrimci Gençliğe;
TC faşizmi demokratik ulus gerçekliğimiz karşısında 2021 yılı içerisinde de akla gelmeyecek insanlık dışı yönelimleri ile bizi yıldırmayı amaç edinmiştir. En büyük kozu ise bize ağır acılar yaşattıktan sonra bu acılarımızı sürekli canlı tutmak için insan ahlakı dışı yöntemleri kullanmak olmuş; bunun üzerinden bizi bastırmayı, kendi kontrolü altına almayı, bu durumu kabullenmemizi sağlamak istemiştir. Agit İpek’in cenazesini parçalar halinde annesine posta yolu ile göndermek, öz yönetim direnişleri sürecinde şehit olan diğer bir Agit’in parçaladıkları eşyalarını emanet diye 7 yıl sonra annesinin eline vermek, ihaneti kabul etmediği için yurtseverlerimizin yediği işkenceyi yeterli görmeyip herkesin duyup görebileceği bir yöntemle helikopterden atmak, Konya’da ve Deniz Poyraz örneklerinde olduğu gibi faşist Türk kesiminin çığırtkanlığını yaparak Kürt halkına saldırtmak, katlettirmek, gençlerimizi gözümüzün önünde yavaş yavaş erisinler diye uyuşturucuya mahkûm kılmak, toplumsal çöküşü yaşamamız için genç kızlarımızı kandırarak ya da zorla tecavüz etmek, fuhuşa sürüklemek ve buna benzer sayarak bitiremeyeceğimiz birçok olayı yakın tarihimizde, bu yıl içerisinde yaşadık. Halkımıza tek yol olarak ise bütün bunların faili kendisi olan devletten, AKP-MHP faşizminden hukuk arama dayatılmaktadır. Hukuk arayanlar da nihayetinde zindanlarda mahkûm edilmektedir. Bu, faşizmin bize dayattığı bir çıkmaz, kısır bir döngü olmaktadır. Diğer taraftan Şenyaşar Ailesi’ne yapılanlardan da görüldüğü gibi bir kısım Kürt ise bu faşizme yaranabilmek için düşmandan yana taraf belirleyerek kendi halkının soykırımına destek olmayı seçmiş; bunların sonları ise ya Tahir Güven gibi olmuş ya da tarihteki Rayber misali olmuştur.
Hiçbir güç toplumun örgütlü ve bilinçli duruşunun üstesinden gelemez. Bu tarihin ispatladığı bir gerçekliktir. Bunun bilincinde olan gençlerimiz ve halkımız 2015-2016 yılında öz yönetim direnişlerinin, kendi öz savunmasını kurma hareketinin, yani YPS’nin etrafında kenetlendi. Cizre’de, Surda, Şırnak’ta, Nusaybin’de, Gever’de, Hezex’te, Farqîn’de, Varto’da, Silopi’de, Derik’te, Wan’da, Stewrê’de, Kerboran’da, Şemzînan’da, Bismil’de, Siirt’te ve diğer alanlarda yürütülen bu emsalsiz mücadelenin Kürt halkına büyük kazanımları olmuştur. Evet ağırdı; fakat onurlu ve kararlı Kürt halkının düşman için en tehlikeli çıkışı, toplumun devlet karşısındaki en büyük reddiydi. Bu sürecin düşmanda yarattığı büyük kırılma ve korkuya bütün dünya tanıklık etti. Özcesi komutan Çiyager’in belirttiği gibi ‘Ne Olursa Olsun Son Muhteşem Oldu.’
YPS-YPS JIN direniş çizgisi yukarıda birkaç örnekle belirttiğimiz ve Kürt halkı karşısında tarihten itibaren sistematikleşen saldırıların sonucu olarak öz savunma bilinci üzerinden gelişmiştir. Bütün özverisi ile 2014 yılındaki çözüm sürecine katılmaya çalışan Kürtlere karşı Lozan’ın yıl dönümü olan 24 Temmuz 2015’te topyekûn saldırılar başlatıldı. Bilinçli tasarlanmış bu tarih ve saldırılar Osmanlı saray entrikalarının devamıydı. Tam 30 yıllık bir mücadele sonrasında Kürt halkı ve gençlerinde Önderliğimizin rehberliğinde gelişen özgürlük özlemini tekrardan kursakta bırakma çabasıydı bu. Tam da böylesi bir süreçte bu hainane saldırıların karşısında ‘seninle olmayacaksa sensiz olacak’ politik duruşuydu öz yönetim direnişleri. TC faşizminin şehir direnişlerinde yaşayarak gördüğü gerçeklik bunu yapabilecek güç ve kararlılığımızın olduğuydu ve bugün de her an bu direnişin sendromu, korkusu ile yaşamaktadır. YPS direnişi, yılmaz şehitleri ve direngen halkı, gençleri ile toplumlar tarihinde sarsılmaz bir yer edinerek, açığa çıkardığı kutsal duruşu altı yıllık bir gelişim seyri ile günümüze taşıdı. Hepimize düşen görev bu kutsal ve değerli direnişe bütün inanç ve gücümüz ile sahip çıkarak artık bir direniş kültürü olan YPS örgütlü ve eylemsel gücünü kurtuluşun ve zaferin teminatı olarak görmektir.
‘ÖZ YÖNETİMİ SÜREKLİ KILMALIYIZ’
Gelinen noktada halkımız tarafından öz yönetim direnişlerine daha büyük bir anlam yükleme, öz savunmanın vazgeçilmezliğinde karar kılma gerçekleşmiştir. Artık gün öz yönetim direnişlerini süreklileştirmek için bulunduğumuz her alanda öz savunma bilinci temelinde örgütlenme ve bunun öncü gücü olan YPS /YPS-JIN savunma saflarında yer alma günüdür. Gün bir ölü misali omuzlarımıza çökmüş olan Tc işgalci faşizmini artık üzerimizde taşımayı bırakıp gömme günüdür.
Bu inanç ve kararlılık üzerinden halk öncülerimiz Mehmet Tunç, Sêvê Demir ve Pakize Nayır’larla; kahramanlık direnişinin unutulmaz komutanları Çiyager Batman, Rûken Xoserî, Çeko Çatak, Xebatkar Bingöl, İslam Gever ve Zeryan Amed’lerle kazandığımız mücadele onurunu Önderlikle Özgür Kürdistan nihai sonucu ile taçlandıracağımızın sözünü veriyoruz.
Bu temelde YPS’nin 7. mücadele yılında bütün halkımızı ve yurtsever Kürt gençliğini bulundukları alanlarda YPS-YPS JIN örgütlü gücüne katılmaya, oluşturmaya ve özgürleşme mücadelesinde fiili bir şekilde yer almaya çağırıyoruz.”
Kaynak: ANF