Türkiye, Mali ve Ürdün, Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından gri listeye alındı. Türkiye’nin listeye alınma gerekçesi kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadele yaklaşımındaki eksikler olarak belirtildi.
Türkiye, Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (FATF-Financial Action Task Force) tarafından “kara para aklama” ve “terörizmin finansmanı ile mücadele” konusunda “gri liste”ye alındı. Fransa’nın başkenti Paris’te üç günlük toplantılarının ardından karar çıktı.
Karar 21 Ekim akşamı Paris’te gerçekleştirilen basın toplantısı ile açıklandı. Yapılan incelemelerin neticesinde Botswana ve Mauritius listeden çıkarıldı. Ürdün, Mali ve Türkiye ise gri listeye alındı.
FATF Başkanı Marcus Pleyer, ağır ifadeler kullandı. Pleyer Türkiye’deki insan hakları gruplarının, Türkiye’nin, bu alanda getirdiği önlemlerin, kar amaçlı gütmeyen sivil toplum kuruluşlarına (STK) dönük uygulamalarına ilişkin endişeler dile getirdiğini belirterek “Türkiye, kara paranın aklanması ve terörün finansmanı mücadelesinde ‘gerçek bir risk temelli yaklaşım’ uygulamalı ve yetkililerin, STK’ların faaliyetlerini kesintiye uğratmadığından veya meşru faaliyetleri üzerinde caydırıcı olmadığından emin olmalıdır” diye konuştu.
Listeye alınan ülkelere işaret eden FATF Başkanı Marcus Pleyer, şöyle devam etti: “Üç ülke listeye ekleniyor. Bunlar Ürdün, Mali ve Türkiye. Hepsi, FATF’in eylem planında mutabık ve aktif olarak sistemlerinde tespit edilmiş olan stratejik noksanlıkları gidermeye çalışıyorlar. Türkiye konusunda birçok soru aldığımız için, daha fazla detay vereceğim. Türkiye ortak değerlendirmeye sahip. 2019’un sonlarına ait ülke değerlendirmesi. Rapor, Türkiye’nin kara para aklama ve terör finansmanıyla mücadeleye dair çabaları noktasında çok sayıda ciddi meseleyi irdeliyor. O zamandan beri FATF, Türkiye’nin bütün endişe uyandıran alanlarda, belirli ölçüde ilerleme kaydettiğini görüyor fakat, ciddi sorunlar bulunuyor. Bankacılık, altın ve değerli taş ticareti ve emlak gibi yüksek riskli sektörlerin denetimi bunların içinde. FATF, Türkiye’nin insan hakları örgütlerinin, hükümet destekli olmayan organizasyonlara yönelik kaygılarının da farkında. Türkiye, kara para aklama vakalarını, El Kaide ve IŞİD gibi BM tarafından terörist olarak tanınan gruplarla bağlantılı para transferlerini takibe almalı. Türkiye’nin; kara para aklamayı önlemede, terörün finansmanını engellemede, suç şebekeleri ve yolsuzluklarla mücadelede adımlar attığını göstermesi hayati önem taşımaktadır. Türk hükümeti, gereken adımları atacağı yolunda son derece yüksek düzeyde siyasi taahhütlerde bulundu. Onları bu taahhütleri somut eylemlere dönüştürmeye çağırıyorum.”
Projektörler üzerinde olacak
Bu karar sonrası Türkiye’nin bu alandaki faaliyetleri yakın ve detaylı bir incelemeye alınacak. Türkiye’nin kara para ve terörizmin finansmanı konusundaki faaliyetlerini güçlendirmesi beklenecek.
Daha önce de AKP döneminde 2011 yılında “gri liste”ye giren Türkiye, yapılan düzenlemelerin ardından dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek zamanında 2014 yılında listeden çıkmıştı.
MASAK bünyesinde ekipler
Türkiye, bir daha FATF uygulamaları kapsamında “gri liste”ye girmemek için Emniyet ve Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) bünyesinde ekipler kurmuş, adli makamlara eğitimler vermiş ve çeşitli uygulamaları devreye sokmuştu. Ayrıca Polis bünyesinde oluşturulan özel ekip hızlı bir şekilde taşra teşkilatlanmasını gerçekleştirerek “kara para ve terörün finansmanı konusunda” çalışmaya başlamıştı.
“Gri liste”ye giren Türkiye’nin çekmekte zorlandığı dış sermaye yatırımlarının daha da azalabileceği kaydediliyor.
Financial Times, son IMF raporunu hatırlatarak FATF’nin gri liste kararının sıcak para akışında negatif etki yaratacağını belirtiyor.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) mayıs ayında yayınladığı bir rapora göre Mali Eylem Görev Gücü tarafından gri listeye alınan ülkelere sıcak para girişinde milli gelirin yüzde 3’üne denk gelen miktarda azalma meydana gelebiliyor.
Varlık barışı
Türkiye’nin “gri liste”ye girme konusunda adının geçmesinin bile çok büyük bir itibar kaybına neden olduğunu söyleyen eski ekonomi bakanlarından Ufuk Söylemez, “gri liste”nin Türkiye için kabul edilemez olduğunu kaydetti.
Söylemez, “Türkiye ‘varlık barışı’ gibi istisna olan bir uygulamayı normalleştirdi. 7 defa yapılan varlık barışı uygulamalarında, sadece beyana dayanan milyarlarca dolarlık para hareketleri oldu. Ödemeler dengesinde net-hata ve noksan kaleminde, kaynağı belirsiz milyarlarca dolar var. Sadece ağustos ayında 4.5 milyar dolarlık bir para giriş-çıkışı olmuş. Ondan önceki aylarda 2-3 milyar dolarlık giriş ve çıkışı var. Önceden bir yılda yapılan giriş şimdi bir ayda yapılıyor. Kara para cirit atıyor.”
Gri liste uygulaması
Paris’teki Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) bünyesinde faaliyetlerini yürüten FAFT, bağımsız bir statüye sahip.OECD bünyesinde kurulan Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force – FATF), ‘kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı’ ile mücadelede uluslararası standartlar oluşturmakla görevli.
Kararlar FATF’in kendi sitesindeki tanıma göre, gri liste kapsadığı ülkelerin artırılmış bir izlemeye tabi olmasını öngörüyor.
FATF’nin gri listesinde Arnavutluk, Bahamalar, Babardos, Kamboçya, Gana, İzlanda, Jamaika, Moğolistan, Myanmar, Pakistan, Nikaragua, Mali, Panama, Suriye, Uganda, Ürdün, Yemen ve Zimbabve gibi ülkeler bulunuyor.
Rusya da bir dosyayı BMGK’ye sunmuştu
Rusya Nisan 2016’da Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vitaliy Çurkin, Türkiye’nin Suriye’de IŞİD’in kontrolü altında bulunan bölgelere “yasadışı yollardan silah ve mühimmat gönderdiğine” ilişkin bir dosyayı, BM Güvenlik Konseyi’ne sunmuştu.
Dosyada, Türkiye’den “IŞİD militanlarına gönderildiği” öne sürülen, silah ve mühimmatın yanısıra, yiyecek ve lojistik desteklerine ilişkin bilgiler de yer aldı.
Türkiye’deki Hak ve Özgürlükleri Koruma Vakfı, İyilikler Vakfı ile, Beşar Vakfı üzerinden, IŞİD’e, Suriye’deki Türkmenler üzerinden “silah, ekipman ve yardım” gönderildiği belirtildi.
Dosyada, MİT, bu vakıfların ardındaki “gizli sponsor” olmakla suçlandı.
Dosyada yer alan bir başka Rus iddiası ise, Türkiye’nin Suriye’ye “kimyasal silah” göndermesi oldu. Azez, Kamışlı ve Cerablus’taki sınır hattı üzerinden Suriye’ye “patlayıcı madde ve kimyasal madde gönderildiği” dosyada yer alan başlıkalrdan oldu.
Kaynak: Yeni Yaşam Gazetesi