fbpx

MÖP’ten Talat Paşa Anıtı Girişimine Tepki: “Soykırım Suçlularını Aklamak Demokratikleşmeye Hizmet Etmez”

Paylaş

Mezopotamya Özgürlük Partisi (MÖP), Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Talat Paşa’ya anıt dikme girişimine sert tepki gösterdi. Parti tarafından yapılan açıklamada, bu girişimin “1915 Seyfo süreci ve diğer soykırımlarla yüzleşmekten kaçınma” anlamı taşıdığı vurgulandı.

Açıklamada, Osmanlı döneminde Ermeni, Asuri/Süryani/Keldani ve Rum/Pontus halklarına yönelik soykırımın baş aktörlerinden biri olarak gösterilen Talat Paşa’nın onurlandırılmasının, hem tarihî gerçeklerle hem de demokratik değerlerle bağdaşmadığı ifade edildi.

“İttihatçı Miras Sürdürülüyor”

MÖP, CHP’nin içinde demokrat bireylerin yer aldığını kabul etmekle birlikte, partinin tarihsel olarak İttihat ve Terakki zihniyetinin devamı olduğunu savundu.
Açıklamada, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Topal Osman’ı övmesi ve CHP milletvekili Cemal Enginyurt’un Talat Paşa’yı savunması da bu çizginin örnekleri olarak gösterildi.

MÖP, bu tutumların yalnızca tarihsel inkâr anlamına gelmediğini; aynı zamanda halklar arasında güvenin ve eşit yurttaşlık zeminlerinin zedelendiğini belirtti.

“DEM Parti Milletvekili Halkların Onurudur”

Açıklamada, DEM Parti milletvekili George Aslan’ın Meclis konuşmasında Seyfo’ya dikkat çekmesinin ardından bazı medya organları ve bireyler tarafından hedef alınması da eleştirildi.
MÖP, Aslan’ı Asuri/Süryani/Keldani halkının ve Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin “onurlu bir sesi” olarak tanımladı.

“Soykırımla Yüzleşmek Ortak Barışa Katkı Sunar”

MÖP, Türkiye’nin demokratikleşmesi için 1915 soykırımıyla yüzleşmenin şart olduğunu belirtti. Bu yüzleşmenin yalnızca Kürt halkıyla değil, Asuri/Süryani/Keldani, Ermeni ve Rum/Pontus halklarıyla da gerçek bir barış ve eşit yurttaşlık temelinde ilişki kurulmasını sağlayabileceği vurgulandı.

“Bu ülkede yalnızca iki halk yaşamıyor. Türkiye’de çok sayıda halk, inanç ve kimlik bir arada yaşıyor ve birlikte yaşamın güvencesi tarihsel adaletle mümkündür.”

“Talat Paşa Halklara Karşı Suç İşlemiştir”

MÖP açıklamasının sonunda, Talat Paşa gibi figürlerin halklara karşı suç işlemiş kişiler olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu tarihsel sorumluluğu tanıması ve tartışmaları inkâr değil, yüzleşme yönünde geliştirmesi gerektiğini ifade etti.

Partiden Çağrı: “Eşit, Özgür ve Demokratik Gelecek İçin Hakikatle Yüzleşin”

MÖP, tüm toplumsal kesimlere ve siyasal aktörlere, geçmişle cesurca yüzleşme çağrısında bulundu:

“Halkların eşit, özgür ve demokratik bir geleceği; ancak hakikatle yüzleşen, adaleti savunan bir siyasetle mümkündür. Soykırım inkârı değil, ortak barışa inşa edilmelidir.”

Açıklamanın tam metni şöyle:

MÖP: 1915 Seyfo’nun Faillerinden Talat Paşa’yı Lanetliyoruz!

Mezopotamya Özgürlük Partisi (MÖP) olarak, 1915’te gerçekleştirilen Seyfo/Asuri-Süryani-Keldani soykırımı ve Ermeni soykırımının baş mimarlarından Talat Paşa’nın anılması ve aklanması girişimlerini en güçlü biçimde kınıyor, lanetliyoruz.

CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Talat Paşa’ya anıt dikme girişimi, soykırım inkârının ve tarihsel suçlarla yüzleşmekten kaçışın açık bir göstergesidir. Milyonlarca insanın katledilmesinde birinci dereceden sorumluluğu bulunan bir kişiyi onurlandırmak; sadece tarihsel hakikate değil, insanlık vicdanına da ihanettir.


İttihatçı Zihniyetin Güncel Yansımaları

CHP içerisinde sol, demokratik değerleri savunan bireyler olabilir. Ancak CHP’nin kurumsal zihniyeti, tarihsel olarak İttihat ve Terakki’nin siyasal mirasını taşımaktadır. Bu nedenle zaman zaman halkların belleğini ve hakikat talebini yok sayan yaklaşımlar sergilemektedirler.

Mansur Yavaş’ın Talat Paşa’ya anıt dikme düşüncesi ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Pontus Rumlarına yönelik 1919 soykırım sürecinde aktif rol almış Topal Osman’ı “atası” olarak anması, aynı zihniyetin farklı tezahürleridir.
Bu tutumlar, yalnızca tarihsel körlük değil; aynı zamanda vicdani, ahlaki ve demokratik sorumluluktan uzaklıktır.


CHP Gerçekten Sol’dan Konuşacaksa…

CHP Milletvekili Cemal Enginyurt’un Talat Paşa’yı savunması, halkların soykırım hafızasına ve adalet talebine yönelik açık bir saygısızlıktır.
Bu tür söylemlerin bazı ulusalcı medya kuruluşları ve şahıslar tarafından da tekrar edilmesi, DEM Parti milletvekili George Aslan’ın Meclis’te yaptığı konuşma sonrasında yükselen ırkçı, inkârcı ve manipülatif reflekslerle birleşmiştir.

CHP eğer gerçekten demokratik, sosyal adalete dayalı bir siyaset iddiası taşıyorsa, kendi milletvekillerinin bu yaklaşımlarına karşı açık tutum almalı, yüzleşme cesaretini göstermelidir.


Türkiye’nin Demokratikleşmesi Yüzleşmeden Geçer

Türkiye eğer yeni bir demokrasi sürecine girecekse, bunun temel adımlarından biri 1915’le, Seyfo’yla, Ermeni Soykırımıyla, Rum/Pontus sürgünleriyle yüzleşmek olmalıdır.
Bu yüzleşme yalnızca Kürt halkı ile değil, Asuri/Süryani/Keldani, Ermeni, Rum/Pontus halklarıyla da gerçek bir barış ve eşit yurttaşlık zemini kurmanın yolunu açacaktır.

Unutulmamalıdır ki bu ülkede yalnızca iki halk yaşamıyor. Bu topraklarda çok sayıda halk, inanç ve kültür yüzyıllardır birlikte yaşamakta, varlık mücadelesi vermektedir.


Meclis Yüzleşme Yeridir, Katilleri Aklama Alanı Değil

Türkiye Büyük Millet Meclisi, halkların tarihsel yaralarının inkâr edildiği değil; gerçeklerin dile geldiği, adaletin inşa edildiği yer olmalıdır.
Talat Paşa ve benzeri isimler, halklara karşı suç işlemiş kişilerdir ve bu ülkenin demokratik geleceği, bu katillerle değil, onların karşısında duranlarla kurulabilir.

Bu nedenle DEM Parti milletvekili George Aslan Asuri/Süryani/Keldani halkının onurudur. O, Türkiye’nin çoğulcu ve demokratik geleceğinin anlamlı bir parçasıdır.


Birlikte, Eşit ve Özgür Yaşam İçin Yüzleşme Şarttır

Geçmişle yüzleşmek; yalnızca adaletin değil, barışın ve ortak geleceğin de ön şartıdır.
Tüm halkların eşit, özgür ve demokratik bir ortamda birlikte yaşayacağı bir Türkiye mümkün. Ancak bu, karanlık tarihsel figürleri aklayan değil; halkların acılarını tanıyan bir siyasal anlayışla mümkündür.

Mezopotamya Özgürlük Partisi (MÖP) olarak, bu yüzleşmenin ve hakikatin yanında durmaya, halkların eşitliği ve özgürlüğü için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.