fbpx

ADGB Ulm ve Augsburg’da Aralık ayı katliamlarını andı

Paylaş

Almanya’nın Ulm ve Augsburg şehirlerinde, “Tarihsel Olaylardan Güncel Gelişmelere” başlığı altında düzenlenen paneller, Maraş Katliamı, hapishanelerdeki insan hakları ihlalleri ve Roboski Katliamı gibi konulara odaklandı. Etkinlikler, bölgedeki Türkiyelilerin büyük ilgisini çekti ve tarihsel süreçlerin günümüzdeki etkileri üzerine önemli tartışmalara sahne oldu.

Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB)’nin bölgedeki bileşenleri tarafından organize edilen etkinlikler, hem Neu-Ulm hem de Augsburg’da gerçekleşti. Paneller, Rojava’da yaşamını yitiren gazeteciler Nazım ve Cihan şahsında yapılan saygı duruşuyla başladı. Bu anlamlı anma, etkinliklere duygusal bir derinlik kattı ve katılımcıları bir kez daha geçmişten bugüne süregelen mücadelelere odaklanmaya teşvik etti.

Neu-Ulm Paneli

Neu-Ulm’da İşçi Gençlik Kültür Derneği (AJK e.V.) salonunda düzenlenen panelde, Maraş Katliamı tanığı Ahmet Değer, o dönemde yaşadığı trajik olayları detaylı bir şekilde paylaştı. Aylarca süren zorlu yaşam koşullarını anlatırken, katılımcılar oldukça duygusal anlar yaşadı. Değer’in aktarımları, katliamın vahşetini bir kez daha gözler önüne serdi.

Panelde söz alan Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) yöneticilerinden siyasetçi ve araştırmacı yazar Aziz Tunç ise Maraş Katliamı’nın bir devlet politikası olduğunu vurguladı. Tunç, MİT’in bu katliamı doğrudan organize ettiğini ve faşist ülkücü grupların tetikçi olarak kullanıldığını belirtti. Ayrıca, bu ideolojinin bugün Alevilere ve diğer topluluklara yönelik baskı ve zulüm politikalarıyla devam ettiğini ifade etti. Tunç’un konuşması, dinleyiciler tarafından büyük bir dikkatle takip edildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekili Ferhat Encü de paneldeki konuşmasında Kürt halkına yönelik baskılara odaklandı. Encü, konuşmasının bir bölümünü Kürtçe yaparak anadilinin önemine dikkat çekti. Roboski Katliamı’ndan başlayarak günümüze kadar süren Kürt düşmanlığı ve zulmüne dair önemli tespitlerde bulundu. Encü’nün konuşması, panelin diğer katılımcılarının görüşleriyle birleşerek kapsamlı bir tartışma zemini oluşturdu.

Demokratik Güç Birliği (DGB) adına konuşan Hasan Çelik ise, bu üç katliamın farklı dönemlerde ve farklı siyasi iktidarlar altında gerçekleşmesine rağmen, ortak bir devlet ideolojisine dayandığını vurguladı. Çelik, bu ideolojinin, faşist bir yapının sürekliliği olduğunu belirtti ve özellikle 19 Aralık Katliamı’nın politik arka planına dair önemli analizler sundu.

Panelin sonunda, katılımcılardan gelen sorular yanıtlandı ve güncel meseleler üzerine yapılan tartışmalarla etkinlik sona erdi.

Augsburg Paneli

Augsburg’da aynı konseptte düzenlenen etkinlik, ATİF’e bağlı Enternasyonal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Buradaki panel de büyük bir katılımla yapıldı ve yoğun bir ilgi gördü. Özellikle 19 Aralık Hapishane Katliamı’nda Bursa Hapishanesi’nde yaşamını yitiren dernek üyesi Ali İhsan Özkan anısına yapılan özel anma, etkinliğin duygusal anlamını daha da derinleştirdi.

Bu etkinlikte de canlı ve yoğun tartışmalar yaşandı. Konuşmacılar, tarihsel olayların güncel etkilerini ve geleceğe yönelik mücadele stratejilerini masaya yatırdı. Katılımcılar, hem anıların canlı tutulmasının hem de bugüne yönelik somut adımlar atılmasının önemine vurgu yaptı.

Her iki şehirde düzenlenen etkinlikler, yalnızca geçmişi anmakla kalmadı; aynı zamanda tarihten dersler çıkararak günümüzdeki mücadeleleri nasıl sürdürebileceğimiz konusunda da değerli bir platform sağladı. Katılımcılar, faşist ideolojilere karşı mücadelenin sürekliliğini ve birlikteliğin önemini bir kez daha vurguladı.

Etkinlikler, tarihsel travmaların unutulmaması gerektiği ve gelecek nesillere bu bilincin aktarılmasının önemi konusunda güçlü bir mesaj verdi.

Kaynak: Avrupa Demokrat