
DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonu, Suriye’deki son gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, radikal grupların artan saldırıları ve nefret söylemleri nedeniyle halklar ve inanç gruplarının ciddi bir tehdit altında olduğunu vurguladı. Açıklamada, uluslararası topluma harekete geçme çağrısında bulunuldu.
Komisyon, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) çatısı altındaki radikal grupların, 8 Aralık’ta Şam’a yönelmesiyle bölgede yeni bir kriz dalgasının başladığını belirtti. HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani’nin azınlık grupları hedef alan açıklamalarının, sahadaki tehditlerle somutlaştığı ifade edildi. Savaşın etkisiyle on binlerce insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığına dikkat çeken açıklamada, “Arap Aleviler, Kürtler, Süryaniler, Rum-Ortodokslar, Rum-Katolikler ve diğer azınlıklar ciddi tehlike altındadır” denildi.
SMO’dan Alevilere Yönelik Baskı ve Şiddet
Açıklamada, AKP’nin kontrolündeki Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Alevilere yönelik baskı ve şiddet uyguladığı aldı. On binlerce Alevinin, can güvenliği kaygısıyla göç etmek zorunda kaldığı ifade edildi. Ayrıca, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nde yaşayan Kürtler ve diğer halkların SMO’nun saldırıları nedeniyle ağır kayıplar verdiği vurgulandı.
Nefret Söylemleri Artıyor
DEM Parti, Suriye’deki savaşın yarattığı korku ortamının nefret söylemlerini artırdığına işaret etti. Özellikle Aleviler, Süryaniler, Rum-Ortodokslar ve Êzidîlerin hedef alındığı nefret söylemlerinin hem Suriye’de hem de Türkiye’de yaygınlaştığı belirtildi. Sosyal medyada azınlıklara yönelik hakaret ve tehditlerin arttığına dikkat çeken açıklamada, yetkililerin bu duruma karşı sessiz kalmasının saldırganları cesaretlendirdiği ifade edildi.
Uluslararası Topluma Çağrı
DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonu, açıklamasında uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı. “Suriye’de yaşayan halkların barış içinde bir arada yaşayabilmesi için uluslararası dayanışma şart. Olası katliamların önüne geçmek için gerekli tüm çabalar gösterilmelidir” ifadelerine yer verildi.
Parti, Arap Aleviler, Kürtler, Süryaniler, Êzidîler, Türkmenler, Ermeniler ve diğer azınlıkların güvenliğini tehdit eden oluşumlara karşı mücadeleye devam edeceklerini belirtti.