5 Kasım 2024 gününden bu yana çok sayıda öğrenci Tolbiac’ta (Paris 13) Gazze’deki soykırımı ve Paris 1 Panthéon-Sorbonne’un İsrail ile ortaklığını kesmeyi reddetmesini protesto ediyor.
“İsrail katil, Paris 1 suç ortağı!” Bu slogan, bu hafta Paris 1 Üniversitesi’ndeki PMF (Tolbiac) merkezinde yankılanan birçok slogandan biriydi. Salı gününden Perşembe gününe kadar çok sayıda öğrenci Filistin ve Lübnan’da devam eden katliamlara ve üniversitelerinin sömürgeci devletle suç ortaklığına karşı yürüdü.
5 Kasım’dan itibaren Tolbiac kulelerinin üst katlarında verilen tüm dersler engellenirken, salon ve bazı amfilere protesto için el konuldu. Salonun duvarlarına “İsrail üniversitelerini boykot edin” ya da “Paris 1’in suç ortaklığını durdurun” gibi, Filistin halkını ezmek için kullanılan silahların mükemmelleştirilmesine katılan Tel Aviv ve Kudüs üniversiteleri ile Paris 1 arasındaki anlaşmalara atıfta bulunan, elle boyanmış pankartlar asıldı.
Avluda, merkezin başkanı tarafından birkaç hafta önce Le Poing Levé kolektifine Filistin’in renklerini sokakta sergilemeleri için getirilen yasağa karşı Filistin bayrakları sergilendi.
Üniversite Yönetimi baskıyı arttırıyor
Aslında rektörlük, sadece İsrail üniversiteleriyle değil, aynı zamanda üniversitenin bilim kürsülerinde yer alan Thalès gibi silah şirketleriyle olan ortaklıklarını korumak için bir yılı aşkın süredir baskı uyguluyor. Filistin konulu stant ve toplantıları yasaklayan ve geçen aya kadar seçilmiş öğrenci temsilcileri ve personelin baskısı altında Filistin halkını destekleyen herhangi bir önergeyi oylamayı reddeden yönetim, Tolbiac amfisinde dersi olmayan öğrencilere merkezi kapatmaya karar verdi. Bu, seferberliği genişletmeye yönelik her türlü ivmeyi kırmanın bir yoluydu.
Perşembe günü gerçekleşen Genel Kurul’da Poing Levée aktivisti Lyno “Bu baskı yeni bir şey değil; bunu geçen yıl da yaşadık. İlkbaharda 86 öğrenci Sorbonne’da bir amfi tiyatroyu işgal ettikleri için tutuklanmıştı, ancak Paris 1’in Filistin halkıyla dayanışma gösterme kararlılığı bizim kararlılığımızı güçlendiriyor ve bir yıldan fazla süren soykırımın ardından bugün Genel Kurul’da birkaç yüz kişiyiz,” dedi.
Filistin’e desteğin kriminalize edilmesi, Patrick Hetzel’in Yüksek Öğretim Bakanlığı’na atanmasıyla hız kazandı. Geçtiğimiz hafta Science Po Paris’ten geçen yılki eyleme katılan dört öğrenci, okul yönetiminin haklarındaki disiplin soruşturmasının kaldırılmasından yana olduğunu açıklamasına rağmen, Bakan tarafından okuldan atılmakla tehdit edildi.
Filistin yanlısı öğrencilere yönelik bu avlanmaya rağmen, Salı gününden bu yana her gün düzenlenen Genel Kurullar, hareketin devamını organize etmek ve talepleri tartışmak üzere 200 kadar kişiyi bir araya getiriyor. Gündemde: Cumhurbaşkanlığı ile ortaklıkların kesilmesinin nasıl dayatılacağı, Filistin destekçilerine yönelik baskılarla nasıl başa çıkılacağı, hareketin diğer üniversite merkezlerine nasıl yayılacağı vs. var.
Poing Levée aktivisti ve Paris 1’de siyaset bilimi öğrencisi olan Carolina, “Harekete geçtik çünkü soykırımcılar için çalışmayı reddediyoruz, harekete geçtik çünkü bilgimizin İsrail’in savaş çabaları için kullanılmasına izin vermeyi reddediyoruz!” dedi ve toplantı tarafından alkışlandı. Aslında, kimin için ve neden eğitim sorusu harekete geçen öğrencilerin düşüncelerinin merkezinde yer alıyor ve Filistin’in arkasında, daha geniş anlamda, kişinin becerilerini sömürgeci ve emperyalist güçlerin ihtiyaçları yerine nüfusun çoğunluğunun ihtiyaçlarının hizmetine sunma arzusu ifade ediliyor.
