fbpx

Ölüme de sıtmaya da razı değiliz!

Paylaş

Son zamanlarda her şey çok hızlandı. Hayatlar altüst oldu, olmaya devam ediyor. Binlerce insan enkaz altında canından oldu. Evler yıkıldı. İnsanların dişlerinden tırnaklarından arttırarak yaptığı birikimler uçtu gitti. On binlerce insan göç etmek zorunda kaldı. Şehirler yerle bir oldu. Ama bu hercümerç içerisinde değişmeyen şeyler de var, örneğin kadın düşmanlığı. Kokuşmuş, miladını çoktan doldurmuş ama tedavülden kalkmamış cinsiyetçi kadın düşmanlığı adeta zombi gibi her yerden karşımıza çıkmaya devam ediyor. 

Milyonlarca insan adeta yaşam savaşı verirken cinsiyetçi iktidar kadınların canları pahasına elde ettiği kazanımlara gözünü dikmiş vaziyette.

21 yıllık Erdoğan iktidarında kadına yönelik ayrımcılık, şiddet, tecavüz, katliam, LGBTİ+lara yönelik nefret suçu ve çocuk istismarı kat be kat arttı.  İstatistikler bu artışı yüzde 1400 olarak işaret ediyor, yani tam 14 kat!

Kadına yönelik şiddetin artmasının nedenlerinin başında erkek egemen, cinsiyetçi toplumsal yapı geliyor elbette. Bunun sebep olduğu eşitliğe dayalı olmayan aile yapısı, kültürel ve sosyo-ekonomik faktörler ise erkek şiddetini tüm toplumda tırmandırıyor. Bu cinsiyetçi zeminin üzerine bir de AKP-MHP bloğunun kadın düşmanı fıtratları eklenince hayat bizler için iyice kabusa dönüyor.

Cinsiyetçi iktidar kadın ve LGBTİ+ katillerini, çocuk istismarcılarını neredeyse sırtlarını sıvazlayıp cezasız bırakarak, ceza indirimleri uygulayarak, takipsizlik kararı vererek cesaretlendiriyor. Şiddetin, katliamların, tacizin, tecavüzün ve istismarın son yıllarda bu kadar artmasının sebebi tam da iktidarın cinsiyetçi fıtratı oldu.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi, seçimlere giderken AKP-MHP ittifakı etrafına ülkenin en azılı kadın düşmanı oluşumlarını toparlamaya başladı. Hüda-Par’ın, Menzil Tarikatının, BBP’nin Cumhur İttifakına katılmalarındaki en önemli faktörlerden biri kadın düşmanlığındaki fikir birlikleridir. Belli ki, Cumhur İttifakına katılmak için önce kadın düşmanlığı yemini etmek gerekiyor!  

Önce İstanbul Sözleşmesi şimdi 6284!

Zaten “Türk aile yapısına uymuyor” diyerek bir gece ansızın İstanbul sözleşmesinden çekilen İktidar, şimdi de 6284 No’lu “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”u kaldıracağı vaadinde bulunarak yeminli kadın düşmanlarına “kadınları dövmek, öldürmek isteyen etrafımda toplansın” çağrısı yapıyor.

Peki, Cumhur İttifakının birleştirici unsurlarından biri olarak şimdi gündeme getirilen 6284 numaralı kanun nedir? Bu kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Yani esasında bu kanunun kaldırılmasını isteyenler erkeklerin kadınları dövmesinin, öldürmesinin, çocuklara evlilik adı altında tecavüz edilmesinin önündeki yasal engellerin kaldırılmasını istiyorlar. Durum bu kadar net!

Cumhur İttifakı bu konunda net ama Millet İttifakındaki kadın düşmanlarını da görmezden gelmemek lazım. Millet İttifakı içerisinde de İstanbul Sözleşmesine karşı olanlar, 6284 nolu yasanın kaldırılmasını isteyenler var. Yani kadın düşmanlığı iktidarıyla muhalefetiyle erkek egemen ve kapitalist düzeni savunan tüm kesimlere sirayet etmiş durumda.

Öyleki bu baylar kadınları, Kürtleri, Alevileri yok sayıp, onlara ölümü, şiddeti layık görüp yine de bu kesimlerin oylarını labileceğini var sayıyorlar. Ama büyük yanılıyorlar.

Evet, faşist Erdoğan’dan kurtulmak istiyoruz ama bu Millet İttifakındaki cinsiyetçiliğe göz yumacağımız anlamına gelmeyecektir. Kadınlar, LGBTİ+lar cinsiyetçiliğe karşı mücadelelerini bu iki erkek egemen blok dışında Kürt Halkıyla, sosyalistlerle, gerçek demokratlarla, Alevilerle birlikte üçüncü yolu güçlendirerek sürdürecekler. Ölümü görüp sıtmaya razı olmayacağız. Özgür yarınları mutlaka yaratacağız.

Biz biliyoruz,

baharın bir ütopya olmadığını. 

Kış ne kadar çetin, amansız geçerse geçsin

biliyoruz ki bahar gelecek. 

Cemreler düşecek.

Kardelenler inatla baharı müjdeleyecek.

Yediverenler açacak.

Portakal ağaçları çiçeğe duracak.

Tanrıçalar el birliği ile doğayı yine yeniden özene bezene rengarenk yaratacak.

Bahar gelecek…

Diktatörler gidecek!

23.03.2023