2018’de aşırı sağcı “İtalya’nın Kardeşleri” sadece yüzde dört oy alabilmişti. Eylül’deki erken seçim öncesi yapılan anketlerde ise yüzde 22 ile birinci durumda. Liderleri Meloni, İtalya’nın ilk kadın başbakanı olabilir.
Via della Scrofa Caddesi, 39 numara, Roma… Bu adres, 1946 yılından buyana İtalya’daki neo-faşist partilere ev sahipliği yapıyor. Önce MSI hareketi, ardından Ulusal İttifak ve şimdi de adını, İtalyan milli marşının ilk kıtasından alan “İtalya’nın Kardeşleri” (Fratelli d’Italia). Parti başkanı Giorgia Meloni, eski faşist lider Benito Mussolini’nin takipçilerinin gelip gittiği tarihî binada kalmaya özen gösterdi. Tarihle kesintisiz bir bağı olduğunu her fırsatta tekrarlıyor. Diktatör Mussolini’nin “çok yönlü bir kişilik” olduğunu söylüyor.
Faşizme mesafeli değil
Meloni, faşizmle arasına net bir mesafe koymuyor. Otobiyografisinde, politik olarak mayınlı bir alana girdiğinin farkında olduğunu yazıyor: “Biz tarihimizin çocuklarıyız. Tüm tarihimizin. Diğer tüm uluslar gibi, kat ettiğimiz yol çetrefillidir, pek çok kişinin anlatmak istediğinden çok daha karmaşıktır.” Parti liderinin reddettiği sadece faşizmin lider kültü. Giorgia Meloni, parti merkezinde basın toplantıları düzenlediği esnada faşistlerin bir sembolü mutlaka bulunuyor. Arkasında da parti logosu yer alıyor: İtalyan bayrağının renklerinde tasarlanmış bir alev. Aynı alev, sembolik olarak Mussolini’nin mezarında da yanmaya devam ediyor. “Hayatımda özür dileyecek hiçbir şeyim yok. Ancak televizyondaki her üç açık oturumdan ikisinde güncel siyasetten değil, tarihten bahsetmem isteniyor. Bunu doğru bulmuyorum.”
Artık Roma selamı yok
Yaklaşan seçim kampanyasına hazırlık olarak Giorgia Meloni, geçen sonbaharda parti teşkilatlarına gönderdiği yazılı talimatta, artık aşırı söylemlerde bulunmamaları, faşizme herhangi bir atıf yapmamaları ve hepsinden önemlisi sağ kolun uzatıldığı “Hitler selamına” benzeyen “Roma selamını” kullanmamaları talimatını verdi. Başbakan çıkarmak için iddialı olan parti, syasi yelpazenin en uç köşesinden “merkez sağa” doğru konumlanmayı hedefliyor. Giorgia Meloni, 25 Eylül’deki erken seçimlerin ardından, diğer iki sağcı parti olan Matteo Salvini liderliğindeki “Lega” ve Silvio Berlusconi yönetimindeki “Forza Italia” ile koalisyon kurmanın hesaplarını yapıyor.
Uzun yıllardır İtalya’daki sağcı hareketleri inceleyen İspanyol gazeteci Alba Sidera, sağ popülist politikacının yükselişiyle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor: “Meloni’nin İtalya’da bu kadar ilerlemiş olması, onu allayıp pullayanlar sayesindedir. Salvini ve Meloni’yi merkez sağ olarak adlandırmakta ısrar eden medyadan, onları iktidara getiren Berlusconi ve Grillini’ye, onları hafife alan ve meşrulaştıran yönünü kaybetmiş merkez sola kadar herkes sorumlu. Meloni bir anda ortaya çıkmadı. Yıllardır başbakan olmak için hazırlanıyor.”
Neo-faşist lider
1977 doğumlu Giorgia Meloni, henüz 15 yaşında bir öğrenciyken İtalya’da o yıllarda hüküm süren aşırı sol teröre tepki olarak neo-faşist MSI partisinin Gençlik Cephesi’ne katıldı. Daha sonra aşırı sağcı “Ulusal İttifak” partisinin öğrenci derneğini yönetti ve 2006 yılında İtalyan Parlamentosu’nun alt kanadı Temsilciler Meclisi’ne seçildi. 2008 yılında henüz 31 yaşında, Silvio Berlusconi hükümetinde gençlik bakanlığı yaparak İtalya’nın en genç bakanı oldu. Giorgia Meloni on yıl önce, 2014 yılından bu yana başkanlığını da yürüttüğü “İtalya’nın Kardeşleri” partisini kurdu. 2020 yılında ise Polonya iktidar partisi PiS’in de üye olduğu ve Avrupa Parlamentosu bünyesinde yer alan “Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular Partisi” (ECR) başkanlığını üstlendi.
Her daim popülist
Meloni, seçim kampanyasında hayli popülist bir sloganla taraftar bulmaya çalışıyor: “Önce İtalya ve İtalyanlar! ” Aile dostu daha çok sosyal yardım, daha az Avrupa bürokrasisi, düşük vergiler ve göçün durdurulması gibi halkın sevdiği söylemleri dillendiriyor. AB anlaşmalarını ve İtalya’nın Euro Bölgesi üyeliğini yeniden müzakere etmek istiyor. “Herkes için evlilik” olarak adlandırılan LGBTI+ bireylerin birbirleriyle evlenmesini ve kürtajı reddediyor. Hayatı boyunca parlamento üyesi ve parti görevlisi olarak çalıştığı için ekonomi ve dış politika gibi bilgi birikimi ve uzmanlık gerektiren işlerde nispeten deneyimsiz olduğu söylenebilir.
Aşırı özgüvenli
Giorgia Meloni, Facebook hesabından yaptığı paylaşımda, şahsına yönelik sol siyasi cenahtan gelen sert eleştirilere sakin bir şekilde tepki gösteriyor. Yazar Ginevra Bompani, La7 televizyonuna verdiği demeçte “Meloni tam bir aptal ve Naziler tarafından kuşatılmış durumda” ifadesini kullanmıştı. Meloni, bu saldırıya sosyal medya üzerinden verdiği cevapta, sürekli “kara kadın” olarak tasvir edilmekten bıktığını, çok başarılı olduğu için aciz kalan rakipleri tarafından kıskanıldığını söyledi. Ayrıca sürekli olarak Mussolini, Hitler ya da Putin ile ilişkilendirilmesinin gülünç olduğunu belirterek, “Nihayetinde Ukrayna’yı destekliyorum” dedi. Bir televizyon röportajında kendisini eleştirenlere Fransa ya da Almanya’yı örnek almalarını tavsiye etti. Bu ülkelerde de sağ popülist partilerin başarılı olduğunu ve kimsenin bunu bir skandal haline getirmediğini savundu ve ekledi: “İtalya’da durum neden farklı olsun ki?”
Meloni, İtalya önderliğinde AB’yi “gevşek bir ekonomik birliğe” dönüştürebileceğine inanıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un parlamentoda çoğunluğa sahip olmaması nedeniyle elinin zayıfladığını vurgulayan Meloni, Almanya Başbakanı Scholz’un ise “öz güvenden yoksun” olduğunu savunuyor. Ona göre Olaf Scholz, kesinlikle selefi Angela Merkel’in gücüne sahip değil. Bir televizyon gazetecisiyle evli olan ve ciddiyete dayanan yeni imajına çok dikkat eden Meloni, işte tam da bu noktada kendisin ön plana çıktığını düşünüyor.
Kaynak: DW Türkçe