fbpx

Fransa’da seçimler: Macron bir kez daha kaybetti; NUPES ana muhalefet

Paylaş

Fransa’da milletvekili seçimlerinin ikinci (ve son) turu dün yapıldı. Oy kullanma oranı bu kez 2017 seçimlerinden biraz daha yüksek. İçişleri bakanlığının açıklamasına göre saat 17:00’ye kadar yüzde 38,11 olmuş. 

İlk turda elenen adayların sandık başına giden seçmenleri, kendi istedikleri olmasa da, ikinci tura kalanlar arasında bir tercih yaptıkları için şimdiki oy oranları partilerin gerçek gücünü yansıtmıyor. Burada önemli olan artık kimin kazandığı ve kimin kaybettiği.  

Kazanan sol ittifak NUPES (Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birligi) oldu. Fiili önderi Melenchon’un koyduğu meclis çoğunluğunu elde etme ve başbakan olma hedefine erişemedi ama İçişleri Bakanlığı’nın bu sabah verdiği geçici (düzeltilebilir) resmi sonuçlara göre 131 vekillik elde etti. Bakanlık, tıpkı birinci turdan sonra yaptığı gibi, 22 milletvekilini de “muhtelif sol” başlığı altında sınıflandırmış. Oysa bunlardan en az 10 tanesi denizaşırı illerdeki yerel partilerce aday gösterilip NUPES tarafından desteklenen vekiller. Metropolde de Sosyalist Parti adına seçime girip NUPES tarafından desteklenen bazı adaylar vardı. Bunlar meclise gelince NUPES grupları içinde yer alacaklar. NUPES’in toplam vekil sayısının 140-150 arasında olduğu o zaman net olarak görülecek. Böylece NUPES 2017 seçimlerine ayrı ayrı giren sol partilerin toplam iki katı kadar sandalye kazanmış bulunuyor.

Daha iki aydan kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı seçilen Macron’un oluşturduğu blok Ensemble (Birlikte) ise kaybeden taraf. Hem de çok büyük ölçüde! 2017 seçimlerine gore 105 vekillik kaybederek ancak 245 sandalye kazanabilmiş ve mecliste mutlak çoğunluk olan 289 sayısının çok gerisine düşmüş bulunuyor. Bu durum V. Cumhuriyet döneminde ilk kez ortaya çıktı. Macron hükümet kurabilmek için herhalde geleneksel sağcı parti LR (Cumhuriyetçiler) ile koalisyon yapmak zorunda kalacak. 

Eski De Gaulle’cu partinin kalıntısı LR (Cumhuriyetçiler) ve müttefikleri 74 vekil ile meclisteki dördüncü güç oldu. Bu rakam 2017 seçimlerinde elde ettiğinin yarısı ama genel sonuçlar onu Macron’un merkez sağ ittifakı için yedek lastik olarak hükümet ortaklığına aday haline getirdi. 

Marine Le Pen’in aşırı sağcı-faşist partisi RN (Ulusal Derleniş) ise büyük bir sürpriz yaparak 89 sandalye ile üçüncü sıraya yükseldi. Biraz da Macroncu blok sayesinde, çünkü onlar NUPES’in RN ile düello yaptığı 61 seçim bölgesinden 56’sında “cumhuriyetçi cephe”yi yıktılar, solcu adayı desteklemeyip RN’in kazanmasına yardımcı oldular. Le Pen’in partisi, bu sonuçla, 1986’da nispi temsil sistemine göre yapılan ilk ve tek seçimde elde ettiği 35 vekillikten sonra, ilk kez mecliste grup kuracak ve güçlü bir şekilde temsil edilecek.

Macron’un başbakanlığa getirdiği eski çalışma bakanı Elizabeth Borne seçimi çok az farkla kazabildi ve şimdiden zayıflamış oldu. Mevcut bakanlarından ikisi (Denizcilik Bakanı Justıne Benin ve Ekolojik Geçiş Bakanı Amélie de Montchalin) NUPES adayları karşısında, biri (Sağlık Bakanı Brigitte Bourguignon) faşist partinin adayı karşısında yenilgiye uğradı. Macron’un koyduğu koyduğu yazılı olmayan bir kural uyarınca bu bakanların  makamını terketmesi gerekecek. Ayrıca, onların yanı sıra, Macron’un ağır toplarından meclis başkanı Richard Ferrand ile partisinin meclis  grup başkanı ve eski içişleri bakanı Christophe Castaner de NUPES adaylarına yenildi. 

Macron’un ikinci turdan üç gün önce Almanya ve İtalya başbakanları ile birlikte yaptığı gösterişli Ukrayna ziyareti partisine hiçbir fayda sağlamadı. 

Fransa’da Bu seçimle merkez-sağcı neoliberal politikanın 20 yılı aşkın bir süredir hiç teklemeyen  istikrarı sona erdi. Sadece o değil, 1958’de ülkeyi merkez-sağ ve merkez-sol partiler eliyle, yani iki iki partili bir düzenle yönetmek üzere olarak kurulan V. Cumhuriyet de fiilen sona ermiş oldu. Fransa artık bir siyasi, iktisadi ve toplumsal çalkantı dönemine giriyor. Macron şimdi bir koalisyon hükümeti ile yoluna devam etse bile ilerde tekrar çoğunluğu yitirebilir ve meclisi feshedip erken seçime gitmek zorunda kalabilir. Ama böyle bir seçimin istikrarsızlığı daha da arttırıp arttırmayacağı da bir soru işaretidir.