Son araştırmalara göre, Omicron varyantı akciğerlerden çok boğazı etkiliyor. Uzmanlar, bu durumun yeni varyantın daha hızlı yayılmasına rağmen daha az öldürücü olmasını açıklayabileceğini düşünüyor.
Korona virüsünün çok sayıda mutasyon içeren son varyantı Omicron’un, çok hızlı yayılmasına rağmen daha az öldürücü görünmesinin sebebi aydınlanıyor. Son haftalarda yayımlanan altı araştırma, Omicron’ın akciğerlerden çok boğazı etkilediğine işaret ediyor. Bilim insanlarına göre bu durum, Omicron’un niçin daha bulaşıcı ama daha az öldürücü olduğunu açıklayabilir.
The Guardian gazetesinin derlediği altı araştırmada, Omicron’un akciğerlere Delta ve daha önceki varyantlar kadar büyük zarar vermediğini ortaya koydu. İngiltere’nin prestijli üniversitelerinden University College London (UCL) öğretim üyesi Deenan Pillay, bu sonuçları şöyle yorumladı: “Omicron’u önceki tüm varyantlardan farklı kılan tüm mutasyonların sonucunda, farklı tür hücreleri etkileme becerisi değişmiş olabilir. [Omicron] Esas itibarıyla, üst solunum yollarını, yani boğazdaki hücreleri daha fazla enfekte edebiliyor gibi görünüyor. Dolayısıyla akciğer kadar derinlere kıyasla, boğazdaki hücrelerde daha kolay çoğalıyor. Bunlar aslında ön sonuçlar ama araştırmalar aynı yöne işaret ediyor.”
Uzmanlar, Omicron’un boğazda çoğalması bulaşıcılığı artırdığına dikkat çekiyor. Akciğer dokularını enfekte etme becerisi olan bir virüsün ise potansiyel olarak daha tehlikeli olduğu ama daha az bulaşıcı olduğu belirtiliyor.
Söz konusu araştırmalardan biri, Liverpool Üniversitesi Moleküler Viroloji Araştırma Grubu tarafından, fareler üzerinde gerçekleştirildi. Buna göre, Omicron’la enfekte olan farelerde Covid-19 hastalığı daha hafif seyretti. Fareler daha az kilo kaybetti, daha az viral yük taşıdı ve zatürreyi daha hafif geçirdi. Araştırma ekibinden Prof. James Stewart, “Bu, yapbozun bir parçası. Hayvan modeli, hastalığın Delta’ya ve orijinal Wuhan virüsüne kıyasla daha hafif olduğunu gösteriyor. Bünyeden daha hızlı atılıyor. Hayvanlar daha hızlı iyileşti; bu da, elde edilen klinik verilerle uyuşuyor” dedi.
Bununla birlikte Stewart, önlemlerin hafifletilmemesi için de uyarıda bulundu: “İlk göstergeler bunun iyi haber olduğu yönünde ama bu, gardımızı düşürme yönünde bir sinyal de değil. Zira klinik açıdan riskli gruptaysanız, sonuçların hâlâ harika olduğu söylenemez. Omicron’dan ölenler var. Herkes maskesini atıp partiye gidemez.”
Belçika’daki Leuven Üniversitesi’ne bağlı Neyts Laboratuvarı da, hamsterlar üzerinde yaptıkları deneylerde benzer sonuçlara ulaştı. Testlerde, hamsterların akciğerlerinde diğer varyantlara kıyasla daha az viral yük saptandı. Prof. Johan Neyts, bu sonuçlara göre virüsün ya insanları hayvanlardan daha fazla etkilediğini, ya daha çok üst solunum yollarını enfekte ettiğini ya da hastalığın ağırlığının hafiflediğini söyledi.
The Guardian’ın haberinde, ABD ve İskoçya’da da geçtiğimiz hafta yapılan benzer araştırmalara dikkat çekildi. ABD’deki araştırmada farelerin Omicron enfeksiyonunda daha az kilo kaybettiği ve daha düşük viral yük taşıdığı saptanırken, İskoçya’da Glasgow Üniversitesi Virüs Araştırmaları Merkezi’nin de virüsün insan vücuduna girme yöntemini değiştirdiği belirlendi.
Geçtiğimiz haftalarda Hong Kong Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada Omicron’un akciğerlerde daha az enfeksiyona yol açtığı saptanmış, Cambridge Üniversitesi’nde aşılı hastaların kan örnekleri incelemesinde de Omicron’un aşılardan kaçabilse bile akciğer hücrelerine girme becerisinin azaldığı tespit edilmişti.
Öte yandan uzmanlar, bu araştırmaların birçoğunun hakem heyeti incelemesinden henüz geçmediğini ve ön sonuçlara dayandığını, bu nedenle özellikle aşısız ve riskli grupların önlemleri bırakmaması gerektiğini vurguluyor. Aynı zamanda, varyantın çok hızlı yayılması nedeniyle sağlık sistemleri üzerindeki yükün yeniden artması, bunun da ölüm oranlarını yükseltmesinden endişeleniliyor.
Kaynak : Duvar