fbpx

Erdoğan’dan Demirtaş ve Kavala açıklaması: Avrupa Birliği’nin aldığı kararları tanımıyoruz

Paylaş

Cumhurbaşkanı, Katar ziyareti sonunda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Uçakta yer alan gazetecilerden NTV Genel Yayın Yönetmeni Nermin Yurteri, Erdoğan’ın açıklamalarını aktardı.

NTV’de yer alan haberin bir bölümü şöyle:

‘Biz bir defa yüksek faize kesinlikle inanmıyoruz’

(Yeni ekonomi politikasının etkileri ne zaman görülmeye başlanacak?) Biz bir defa yüksek faize kesinlikle inanmıyoruz. Düşük faiz politikasıyla kuru da enflasyonu da aşağı çekeceğiz ve bunu düzenleyeceğiz. Kesinlikle yüksek faizin, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir anlayış olduğuna inanıyorum. Buna asla müsaade edemeyiz. Dolayısıyla da bu işi bir defa bu güzergahta, bu düzlemde devam ettireceğiz. Bizim derdimiz düşük faizle yatırımı teşvik etmek suretiyle istihdamı artırmak; istihdamı artırmak suretiyle üretimi ve ihracatı artırmak… Bunu sağladığımız zaman bu bize büyümeyi getirecek. Kaldı ki bu zaten OECD içinde de görülüyor. OECD’nin en yüksek oranda büyüyen ikinci ülkesiyiz. Türkiye’nin 2021 yılı büyüme tahminlerini yüzde 10 olarak ifade eden uluslararası kurumlar var. Biz de zaten şu anda o oranı yakalayacağımızı ifade ediyoruz. Şu anda üçüncü çeyrekte malum yüzde 7,4’ü hamdolsun yakaladık. Yıl sonunda da inşallah bunun fazlası olacak, azı olmayacak. Bu konuda da kendimizden eminiz.

‘Hem ellerindekine el koyacağız hem de cezai müeyyideleri yüksek tutacağız’

Tabi şu anda kimi ürünlerde görülen fiyat artışlarının bir sebebi küresel emtia fiyatlarının yükselişiyken, bir sebebi de maalesef piyasadaki açgözlü fırsatçılardır. Bu özellikle de stokçuluktan kaynaklanıyor. Şimdi bu bütçe müzakerelerinden sonra hemen bir yasal düzenleme yapacağız ve bu stokçuların üzerine ciddi manada gideceğiz. Bundan sonraki süreçte cezai müeyyidelerin çok daha yüksek olacağının sinyalini şimdiden veriyorum. Bunu bilsinler ve bu stokçuluğa tevessül etmesinler. Hem ellerindekine el koyacağız hem de cezai müeyyideleri yüksek tutacağız. Stokçuluk bizim dinimizde de haramdır. Bunun adı ihtikardır. Buna fırsat veremeyiz. Kimse yaptığı işle vatandaşımıza zulüm edemez. Vatandaşımıza yaptıkları bu zulümle, oradan kazandıklarıyla helal lokma yediklerini zannetmesinler. Fakir fukaranın hakkını gasp ediyorlar, bunu yiyorlar, buna fırsat vermeyeceğiz. Bunu da bilmelerini istiyorum. Yeni ekonomik düzenin en önemli adımlarından bir tanesi de bu olacak. Çalışsın, kazansın. Şu anda Türkiye, imkanlarıyla buna çok büyük fırsatlar veren bir ülke. Niye helalinden çalışmıyorsun arkadaş? Niye haram yollara başvuruyorsun? Stokçuluğu bırakacaksın bir defa. Kim olursa olsun, her alanda stokçuluk yapanın tepesindeyiz.

‘Böyle bir adama nereye kadar sabredeceksiniz?’

Bir yandan da yatırımla, üretimle, istihdamla ve ihracatla ekonomimizi daha da güçlendireceğiz. Ama tabi bunu anlamayan bir ana muhalefet var. İşte Meclis’teki konuşmasında Meclis’in kutlu diyebileceğim kürsüsünde ana muhalefetin başındaki adamın el kol hareketlerini izlediniz, gördünüz. Türkiye Cumhuriyeti’nde ana muhalefetin başındaki bir adamın yaptığı hareketlere bakın. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde böyle bir olay yaşandı mı? Bundan sonra da yaşanmaz herhalde. Bu, tam bir ibret vesikası. CHP’ye gönül veren tüm kardeşlerime de özellikle sesleniyorum, acaba böyle bir adama nereye kadar sabredeceksiniz? Yani ülkedeki iktidar partisine ve oraya gönül veren insanlara bu şekilde küfür eden bir ana muhalefetin başına nereye kadar sabredeceksiniz? Herhalde 2023’e kadar.

Kim öğrettiyse buna bunları… Sen zaten kasetle geldin’

(Kılıçdaroğlu’nun el hareketi) Bir taraftan “helalleşmek” diyeceksin, öbür taraftan milletin Meclisinde bu edepsiz el kol hareketini yapabilme cüreti göstereceksin. Kim öğrettiyse buna bunları… Sen zaten kasetle geldin. Kasetle gelen bir adam olarak şimdi yerini bu şekilde mi koruyacaksın? Bu millet bu tür ahlaksızlara, böyle bir yolu “hadi yürü” demez. Ona başka türlü “yürü” der. O ne kadar böyle yaparsa yapsın, biz aynı dille ona cevap vermeyiz. Çünkü biz iktidar olarak, onun gibi edepsiz, ahlaksız bir yapıya, bir karaktere sahip değiliz. 

‘Rezervlerde son rakam 124 milyar dolar’

(Kur operasyonu iddiası) Bu konuda Devlet Denetleme Kurulu’na talimatımızı verdik. Devlet Denetleme Kurulu bu işin arkasında kimlerin olduğu konusunda araştırmalarını yapıyor, yapacak. Buralardan kimler çıkacak onları da görme fırsatımız olacak. Ayrıca tabi şunu yine çok açık, net söyleyeyim; bizim rezervler noktasında ciddi bir sıkıntımız söz konusu değil. İnşallah rezervlerimizi de yine tırmandırmaya devam edeceğiz. Rezervlerimiz inşallah daha da artacak. Rezervlerde son rakam 124 milyar dolar. Şu anda bu rezerv miktarı, herhangi bir korkuya yer olmadığının bir alametidir. Bu rezerv, bundan sonraki süreçte daha da artacak inşallah. Dolayısıyla bir rezerv sıkıntımız söz konusu değil. Yeter ki yatırımcı bulalım. Yeter ki bu konuda yatırımcılarla beraber geleceğe daha güçlü bir şekilde yürüyelim. Şu anda Merkez Bankamız birçok ülkenin Merkez Bankalarıyla da dayanışma içerisinde. Onlarla da birçok görüşmeler yapılıyor. Buralardan da tabi çok daha büyük güç kaynaklarını inşallah elde edecektir. Bizim bu noktada da herhangi bir sıkıntımız söz konusu değil. Ben bu kur ataklarını da tersine çevireceğimize inanıyorum. Her zaman söylediğim gibi, inşallah bu da bizi teğet geçecektir. Bunu herkes böyle bilsin. 

‘Siirt, Mersin’den daha kalabalıktı… Çok zavallı bu adam’

(Mitingler) Meydanların dili bana “AK iktidar, ak günlere yürüyüşünü aynen devam ettirsin” diyor. Geçen gün çok rahatsız olmuş Bay Kemal. Biz Siirt’te köprü, baraj, fabrika ve diğer projelerin toplu açılış törenini yaptık. Siirt’teki o meydan yıllar önce bana cezaevi yolunu göstermişti. Biz oradan cezaevine yürümüştük. Fakat o gün baktım ki Siirt’te o meydan neredeyse iki katı dolu. Aynı anda bu beyefendi de Mersin’deydi. Ama tabi Siirt, Mersin’den daha kalabalıktı. Oradan bize bir laf attı; “Herhalde bu rakamı TÜİK’ten aldı” dedi. Çok zavallı bu adam. TÜİK neyle uğraşır, Emniyet neyle uğraşır, bundan da haberi yok. Emniyet’ten aldığımız rakamlarla Siirt’teki katılımın Mersin’e göre daha yüksek olduğunu öğrenmiş olduk. Kıskanma, çalış senin de olur. Biz çalışıyoruz, bunun neticesinde de Siirt’te elhamdülillah meydanlar tıklım tıklım doluyor. Halbuki ondan öncekileri de takip etmiş olsa; Mersin’e biz de gittik, Mersin’de nasıl bir katılım olduğunu öğrenirdi. Ama tabi takip edemiyor zavallı. Aynı şekilde Adana’yı bir takip et bakalım, neredeydik, nasıl oldu… Bundan sonraki süreçte de bunlar aynı şekilde evelallah devam ediyor, devam edecek. Hiç endişemiz yok. Meydanların dili şu anda çok çok olumlu bir şekilde gelişiyor. Bundan sonraki süreçte de böyle gelişecek. Yağmur, çamur demeden evelallah meydanlar bizimle hemhal oluyor, bizimle bütünleşiyor.

‘Senin tabanının şu anda miting yapacak mecali kaldı mı?’

Diğer taraftan Edirne’de cezaevindeki zat bunlara diyor ki “bir araya gelin, birlikte mitingler yapın.” Bunu söyleyeceğine sen bir tane miting yap bakalım orada. Sen önce kendi tabanına bir sinyal ver bakalım. Senin tabanının şu anda miting yapacak mecali kaldı mı? Biz tabi bunlarla muhatap olacak durumda değiliz. Böyle bir derdimiz yok. Eğer hala bunlar oradan idare ediliyorsa, benim milletimin özellikle bu konudaki tavrı çok açık, net ortaya çıkacaktır ve ortadadır. Milletim teröristlere veya terörizme asla taviz vermeyecektir.

‘Biz, Avrupa Birliği’nin Kavala’yla, Demirtaş’la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz’

Buna yorum yapmaya gerek yok ki. Biz, Avrupa Birliği’nin Kavala’yla, Demirtaş’la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz. Olay bu kadar basit. Yok farz ediyoruz. Bizim indimizde bunlar yok hükmündedir. Bunları kaç kez açıkladık. İster anlasınlar ister anlamasınlar. Bizim yargımızın vermiş olduğu kararın üzerinde biz, Avrupa Birliği kararı tanımıyoruz. Ne biliyorlarsa onu yapsınlar.

(Seçim yasası çalışması) Bununla ilgili Cumhur İttifakı olarak yapılmış bir çalışma var. Bu çalışmaya bizim taraftan Hayati Bey riyasetinde bir ekip, MHP tarafından da Feti Bey riyasetinde bir ekip katıldı. Bu çalışmaların neticesini paylaşıp adımı atacağız. Mevcut durumu inşallah daha adil bir konuma getireceğiz. 

‘Böyle bir süreç İsrail’le ilgili de niye olmasın?’

(BAE gibi Mısır ve İsrail’le de adım atılacak mı?) Abu Dabi yönetimiyle, böyle bir talep, teklif geldiği için tabi ki biz de bu işi memnuniyetle kabullendik ve görüşmeleri istihbaratımızı, Dışişleri Bakanımızı göndermek suretiyle kademe kademe yürüttük. Burada şimdi de yine Dışişleri Bakanımız, istihbarat, Abu Dabi ile ilgili ilişkilerde aktif rol oynayacaklar. Böyle bir süreç İsrail’le ilgili de niye olmasın? Çünkü biz bir barış dünyası içerisinde, barışın egemenliği için çalışıyoruz ve bölge barışı için de bunu isabetli buluruz, hayırlı buluruz. Geçmişte benim İsrail ile görüşmelerim oldu. Fakat İsrail’in bu noktada, bölgede Filistin politikası üzerinde daha hassas davranması gerekir. Kudüs üzerinde, Mescid-i Aksa üzerinde hassas davranması gerekir. Buradaki hassasiyetleri gördüğümüz anda biz de elimizden geleni yaparız, adımlarımızı da atarız.

(Büyükelçiler yeniden görevlendirilir mi?) Bunların hepsi olur. Bizim hassas olduklarımız nelerdir bunu zaten İsrail tarafı biliyor. Biz de İsrail’in hassasiyetlerini biliyoruz. Dolayısıyla bu hassasiyetlerden hareketle işi çözeriz.

Kaynak: SolHaber