fbpx

Türkiye’de LGBTİ+ çalışan olmak: Ağızlarından yine yaralayıcı bir şey çıkacak diye korkuyorum

Paylaş

DW Türkçe’den Burcu Karakaş, Kaos GL ve Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi tarafından yürütülen “Özel Sektör ve Kamu Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu 2021 Araştırması”nı derledi.

Haberde Türkiye’de LGBTİ+’ların iş yeri ortamında karşılaştıkları zorluk ve ayrımcılıklar dikkat çekiyor.

Bir çevrimiçi anket platformu üzerinden tamamlanan araştırmaya katılan özel sektör çalışanlarının yüzde 10,3’ü, kamu çalışanlarının ise yüzde 4,1’i işe alım sürecinde tamamen açık olduğunu beyan ettiğini söylüyor. İşyerinde tamamen açık olduğunu beyan eden özel sektör katılımcılarının oranı ise yüzde 17,2. Bu oran, kamu çalışanlarında ise yüzde 5.

Özel sektör araştırmasında işe alım süreçlerinde ayrımcılıkla karşılaştığını beyan edenlerin oranı yüzde 6,8. Kamu çalışanları arasında ise işe alım sürecinde ayrımcılıkla karşılaşıp karşılaşmadıkları sorusuna, “Karşılaşmadım çünkü kimliğimi gizledim” cevabını verenlerin oranı, yüzde 47,5. Avukat bir gey erkek, iş görüşmesi sırasında maruz kaldığı ayrımcılığı, “Öncelikle kız arkadaşım olup olmadığı soruldu. ‘Yok’ cevabını verdiğimde, ‘Erkeklerden hoşlandığın için mi’ şeklinde bir yanıtla karşılaştım” sözleriyle anlatıyor. 

“Saçımı kız gibi niye uzatmadığım soruldu”

Bankacılık alanında uzman olarak çalışan gey erkek, “Önceki şirketimde mülakatı yapan yöneticinin kendi yöneticisine ‘İyi bir aday ama biraz efemine’ şeklinde yorumu olduğunu o işe girdikten sonra öğrendim” derken, eğlence sektöründe organizasyon sorumlusu olarak çalışan interseks lezbiyen, “Saçımı kız gibi niye uzatmadığım gibi bir soru sorulmuştu. Daha önceki iş görüşmelerinde de bu tarz durumlar yaşamıştım” diye anlatıyor. Kamu çalışanı gey öğretmen, “Çok naifsiniz sizinle çalışmayız’ dediler ve bu travma hala etkiliyor beni” sözleriyle açıklıyor.

Özel sektör çalışanlarının yüzde 12’si, kimlik ya da yönelimi nedeniyle işyerinde ayrımcılığa maruz kaldığını ifade ediyor. “Benimle çalışmak istemeyen kişiler oluyor”, “Genel müdür tarafından istifa etmem için psikolojik şiddete maruz kaldım”, özel sektörde ayrımcılığa uğrayan çalışanların ifadelerinden bazıları… Öte yandan, araştırma, LGBTİ+’ların uğradıkları ayrımcılık karşısında genelde herhangi bir resmi kanala başvurmadıklarını gösteriyor. Ayrımcılığa maruz kalan 76 özel sektör çalışanından yalnızca 2’si kurum yetkililerine resmi yolla bildirimde bulunurken, kamuda resmi bildirimde bulunan yok. 

Türkei LISTAG Mitglieder bei einer Demo in Istanbul 2012

“Gökkuşağı bez çantam üzerinden uyarı aldım”

Özel sektörde, çalışanlarının yüzde 30,5’i, çalıştığı kurumda LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemiyle karşılaştığını belirtirken bu oran kamuda yüzde 59,7. Araştırma editörlerinden Kaos GL’den Murat Köylü, artan nefret söylemleri ile birlikte çalışanların kendilerini daha güvencesiz hissettiklerini dile getiriyor. “İş ortamının kötüleştiğini, taciz ve mobbingin daha fazla olduğunu söyleyenler var. Meslek odası, sendika gibi örgütlere de güven son derece düşük” diyor. Köylü’ye göre, kamu daha fazla nefret söyleminin olması, hükümetin negatif tutumundan kaynaklanıyor. “Gökkuşağı bez çantam üzerinden uyarı aldım”, “Genel olarak iş arkadaşlarımın kendi aralarındaki konuşmalarında aşağılayıcı ve ötekileştirici ifadeler duydum”, iş ortamında maruz kalınan nefrete örnek teşkil ediyor. 

Özel sektörde, “Çalıştığınız kurumda LGBTİ+ çalışanlara yönelik ayrımcılığa yol açan kurallar, teamüller, uygulamalar var mı” sorusuna katılımcıların yüzde 54,2’sinin “Evet” yanıtı verdiği görülüyor. Kamu çalışanlarının yüzde 52,5’si ise bu konuda bilgi sahibi olmadıklarını ifade ediyor. Araştırmaya göre, ayrımcılık sadece çalışanların psikolojisini değil, iş performansını da doğrudan etkiliyor. “Bazı insanların yanında çalışmak ve odaklanmak beni zorluyor. Ağızlarından yine yaralayıcı bir şey çıkacak diye korkuyorum, “Mutsuzum, verimli olmak istemiyorum” ifadeleri, bu bulguyu destekleyen açıklamalardan bazıları.

“Kız gibi’ görünmediği için aile ile muhatap edilmiyor”

LGBTİ+’ların çalışma hayatındaki zorlukları mercek altına alan araştırmaya göre, her 4 çalışandan 3’ü işe alım süreçlerinde ve her 5 çalışandan 4’ü çalışma hayatında ya ayrımcılığa maruz kalıyor ya da açık olmadığı için ayrımcılığa maruz kalmadığını düşünüyor. “Çalıştığınız kurumda diğer LGBTİ+ çalışanlara yönelik ayrımcı tutum, söylem ya da uygulamalara tanık oldunuz mu” sorusuna “Evet” diyenlerin özel sektör katılımcıları arasındaki oranı yüzde 14,5 iken, aynı oran kamuda yüzde 22,6. 

Sağlık sektöründe anestezi teknikeri olarak çalışan lezbiyen bir kadın, tanıklığını, “Kadın doğum hastanesinde beraber çalıştığım trans erkek ‘kız gibi’ görünmediği için bebekler doğduktan sonra aile ile fazla muhatap edilmiyor” sözleriyle anlatırken, iletişim alanında müdür olan bir gey erkek, “Terfi komisyonunda adayın ardından ‘Kaşlarını aldırmış, bu kesin gey’ söylemi olmuş ve tepki vermiştim” diyor. Memur gey erkek, “İbne, ‘top’, ‘Sen ne bilirsin ki’ gibi sözel saldırı ve homofobik davranışlar sergilenmek doğal bir şeymiş gibi davranılıyor” diye anlatıyor.

Araştırmada, pandeminin LGBTİ+ çalışanları üzerindeki etkisi de ele alınıyor. “Homofobik bir ailem var, onlarla kalmak zorundayım”, “Ailemin yanına dönmek zorunda kaldım, dönmez olaydım” diyenler varken, “Evden çalışmaya başlayınca iş yerindeki insanları fiziksel olarak daha az görmeye başladığım için kendimi giyimim ve hareketlerim konusunda daha özgür hissediyorum” ifadesini kullananlar da var. Kaos GL’den Murat Köylü, pandemi sürecinde LGBTİ+’ların evli olmamaları nedeniyle haklarının daha kolay ellerinden alınabildiğine de dikkat çekiyor.

Köln - Christopher Street Day Parade 2018

“Kapalılık stratejisi var”

Kamu çalışanı katılımcıların yüzde 95’i görev yaptıkları kurumda kimlik ya da yönelim konusunda tamamen açık davranamadıklarını söylüyor. Araştırmacılardan Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Reyda Ergün’e göre, araştırmanın en önemli bulgulardan biri, hem işe alım sürecinde hem de çalışma hayatında sürdürülen “kapalılık stratejisi”… “LGBTİ+ çalışanların iş ortamında tamamen açık olma oranları çok düşük. Fakat ayrımcılığı engellemek konusunda mekanizmaların bulunduğu yerde belli bir güven ortamı hissettiklerinde daha açık davranabiliyorlar. Bu nedenle işverenlerin yapabileceği çok şey var” diyor.

Araştırma, LGBTİ+ çalışanlarının çalışma hayatında güçlendirici mekanizmalara ihtiyaç duyduğunu ortaya koyuyor. Ankete katılan LGBTİ+ çalışanların ayrımcılığa karşı alınmasını istedikleri önlemlerin ilk sırasında, ulusal mevzuata ayrımcılık yasağı getirilmesi… Dr. Ergün, Anayasa’nın eşitlik ilkesini düzenleyen 10. maddesini hatırlatarak, “Hukuken baktığınızda eşitlik var ama bu şekilde yorumlayacak yargıçlar olmayınca uygulama da olmuyor” diyor.

Kaynak: DW Türkçe – Burcu Karakaş