fbpx

Doğal gaz ve nükleer artık AB Taksonomisi’nde: Avrupa’dan ‘yeşilmiş’ gibi yapma ihaneti – Pelin Cengiz

Paylaş

AB’nin içinde bulunduğu durum, enerji güvenliği bahanesiyle, ‘Sorarlarsa yeşil dersiniz’ kisvesi altında aslında tüm küresel iklim mücadelesi açısında büyük bir ihanet.

Geçen hafta alınan bir kararla gezegenin geleceği için kara bir gün daha tarihe geçti.

Avrupa Parlamentosu, aylarca süren yoğun tartışmaların ardından geçen hafta itibariyle doğal gaz ve nükleer enerjinin AB Taksonomisi adı verilen sınıflandırma sistemine sürdürülebilir faaliyetler olarak dahil edilmesinden yana karar verdi.

Avrupa Komisyonu’nun önerisine 328 onay, 278 ret ve 33 çekimser oy kullanıldı.

Bu mevzuat değişikliği ile birlikte Avrupa Birliği’nin “uzun vadeli iklim kriziyle mücadele hedeflerini yakalamasına katkı sağlayacağı” iddia edilen ve “çeşitli koşulları yerine getirdiği” iddiasında olan nükleer ve doğal gaz projeleri sürdürülebilir yatırım listesinde yer alacak.

AB üyesi ülkelerden 20’si reddetmediği takdirde doğal gaz ve nükleer enerjiye ilişkin kurallar 2023 yılından itibaren uygulamaya girecek.

Geçtiğimiz haftalarda Avrupa Parlamentosu’ndaki bazı komiteler tarafından reddedilen fakat kesin veto için geçen hafta içinde tekrar oylanan karar çoğunluk oyuyla kabul edildi.

Avrupa Parlamentosu’nun Ekonomi ve Mali İşler (ECON) ile Çevre (ENVI) komitelerindeki milletvekilleri doğal gaz ve nükleerin taksonomi içinde yer almasını veto etmişti.

Son yapılan oylama ile milletvekilleri, doğal gaz ve nükleerin “yeşil yatırım” olarak etiketlenmesine izin vererek, bu alana milyarlarca euroluk yatırım yapmayı bekleyen potansiyel yatırımcıların önündeki büyük engellerden birini kaldırmış oldu.

Yapılan açıklamada, “Komisyon, yeşil geçişte gaz ve nükleer faaliyetlerde özel yatırımın rolü olduğuna inandığından, belirli fosil gaz ve nükleer enerji faaliyetlerinin iklim değişikliğinin hafifletilmesine katkıda bulunan geçiş faaliyetleri olarak sınıflandırılmasını önermiştir. Bu belirli gaz ve nükleer faaliyetlerin dahil edilmesi, zamanla sınırlıdır ve belirli koşullara ve şeffaflık gereksinimlerine bağlıdır” denildi.

Ne kadar bir zamanla sınırlı olduğunun ya da sınırlı denilen zamanın uzatılmayacağının bir garantisi var mı?

Şimdilik yok gibi görünüyor…

AB Taksonomisi temelinde, yatırım yapılabilecek çevresel açıdan sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin bir listesini oluşturan; özel ve kamu yatırımcılarının iklim bilincine sahip yatırımlar hakkında bilinçli seçimler yapmasına yardımcı olmayı hedefleyen bir katalog.

Taksonomide halihazırda yeşil olarak etiketlenenler arasında güneş enerjisi, jeotermal, hidrojen, rüzgar enerjisi, hidroelektrik ve biyoenerji var.

Kısaca, taksonomi, neyin yeşil olarak kabul edilebileceğini ve neyin olamayacağını açıklayan bir mekanizma. Ancak, şimdi bu mekanizmanın içeriği ve niteliği netlikten uzak, epey ve tartışmalı bir yapıya dönüşmüş durumda.

Bu karar, Avrupa Birliği’nin iklim değişikliği ve enerji bağımsızlığına yönelik eylemleriyle çelişiyor.

Bu konudan daha önce iki farklı yazıda bahsetmiştik:

Nükleer ve doğalgazı ‘yeşile boyayan’ AB, ‘greenwashing’in yeni merkezi mi oluyor?

Avrupa’nın enerji ikilemi: Rus gazından kaçarken, nükleere tutulmak

Bir grup milletvekili, kararın “birincil mevzuata aykırı olduğu” gerekçesiyle doğal gazın AB Taksonomisi’ne dahil edilmesine karşı mücadeleyi mahkemede sürdürecek.

Avusturya ve Lüksemburg da daha önce kararı mahkemeye götürme niyetlerini açıklamıştı.

Greenpeace’in hukuka başvuracağını ilan etmesiyle sivil toplum da bu yönde bir adım atmış oldu.

Avrupa Birliği, Rus petrol ve gazına bağımlılığını sona erdirmek için enerji alanında 300 milyar euroluk yatırım yapmayı planlıyor.

AB, tahsis edilen bu kaynağın 290 milyar eurosunu yenilenebilir enerjiye ve enerji verimliliğine, geri kalan 10 milyar euroyu ise bir geçiş yakıtı olarak doğal gaza yatıracak olan REPowerEU (2030’a kadar Rusya’dan tüm enerji ithalatını son erdirecek plan) planı da dahil olmak üzere, uzun vadeli enerji bağımsızlığı planları hazırlığında.

Sadece bir hafta önce AB, Fit for 55’i (AB’nin 2030 yılına kadar yüzde 55 sera gazı emisyonu azaltım hedefine ulaşmasını sağlamak için tasarlanan yasama paketi) uygulamaya koymak için, 2035’e kadar fosil yakıtlı otomobillerin yasaklanmasını ve 2030 yılına kadar küresel ısınmaya neden olan emisyonları azaltmak için diğer önlemleri de içeren bir yeşil politika paketini onayladı.

AB Taksonomisi, finansal sistemde “yeşil badanayı önlemek” amacının çok çok gerisinde kalıyor.

Uzmanlara göre, yatırımcılar, şirketler ve tüketiciler artık ihtiyaç duydukları bilime dayalı netliği ve güvenilirliği artık başka yerlerde arayacak. Diğer yandan, AB’de enerji arzı güvenliğini sağlamak için fosil yakıtların kullanımında artış yaşanacak.

AB’nin içinde bulunduğu durum, enerji güvenliği bahanesiyle, “Sorarlarsa yeşil dersiniz” kisvesi altında aslında tüm küresel iklim mücadelesi açısında büyük bir ihanet….

Kararın siyasi olmasının ötesinde bilime yönelik de ciddi bir ihanet içerdiğini zaten söylemeye gerek yok…

E3G Sürdürülebilir Finans Politika Danışmanı Johannes Schroeten, “Bu karar, Avrupa Birliği’nin Fit for 55 ve RePowerEU paketlerinin gittiği yönle açıkça çelişiyor. Avrupa, mevcut jeopolitik zorluklarla mücadele etmeyi desteklemek veya iklim değişikliğine karşı dönüşümü hızlandırmak için, AB içerisinde veya uluslararası hiçbir şey yapmıyor” diyor.

AB Komisyonu Kıdemli Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, Guardian gazetesine yaptığı açıklama, Avrupa’da enerji kaynaklı yaşanacak çatışma ve çekişme tehdidini ortadan kaldırmak için fosil yakıtlara kısa vadeli dönüşün gerekli olduğunu söylüyor.

Timmermans’a göre, Putin’in Ukrayna’yı işgalinin kasıtlı bir sonucu olarak bu kış yaşanabilecek bir huzursuzluk tehdidi iklim krizinden önce gelmeli.

Avrupa’da iklim hedefleri artık tamamen kontrolden çıkmış görünüyor, Rusya’nın enerji tehdidi herseye silbaştan yaptıracak ama işin kötüsü silip baştan yapmaya bir gün bile vaktimiz yok, çünkü ortak evimiz dünya yanıyor…

Kaynak: Artı Gerçek