fbpx

Berlin’de Gezi Parkı protestosu: Sarayın kararı hükümsüzdür

Paylaş

Gezi Parkı davasında Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet alması, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise 18’er yıl hapis cezası alması Berlin’de protesto edildi.

Berlin Boğaziçi Dayanışması çağrısıyla Oranienplatz’da toplanan yüzlerce insan verilen mahkeme kararını protesto etti.

Eyleme Can Dündar, Berlin Sol Parti eski eyalet Milletvekili Hakan Taş, Yeşiller Partisi Berlin Eyalet Milletvekili Susanne Kahlefeld katılarak birer konuşma gerçekleştirdiler.

Aynı zamanda SYKP, NAV-DEM Berlin, TİP, TKP, Barış için Akademisyenler Almanya, Sosyalist Kadınlar Meclisi, CHP Berlin temsilcileri birer konuşma gerçekleştirdiler.

Okunan bildirinin tam metni;

Gezi’yi savunuyoruz!

Bundan tam 9 yıl önce Türkiye’de AKP iktidarı, İstanbul’un en önemli merkezlerinden biri olan Taksim’de kalan son yeşil alan olan Gezi Parkı’nı yok ederek yerine Topçu Kışlası inşa etmek istedi. Parkın yıkılmasına karşı çıkan on binlerce insana ise polis biber gazı, tazyikli su ve plastik mermiyle saldırdı. İstanbul’da başlayan bu direniş tüm Türkiye’ye yayıldı, polis saldırılarında 8 arkadaşımız hayatını kaybetti, 9063 arkadaşımız ise yaralandı. Tüm saldırılara, gözaltılara ve tutuklamalara rağmen Gezi parkı direnişi kazanımla sonuçlandı ve bu park 1 Haziran – 15 Haziran tarihlerinde büyük bir komüne dönüştü.

Gezi Parkı’nda iktidarin söz geçiremedikleri vardı.  Gezi eylemlerinde yaşamının her alanına müdahale edilenler ve artık yeter diyenler vardı. Siyasi iktidar, İşçilerin, Alevilerin, Kürtlerin, LGBTİQ+’ların, gençlerin ve daha nicelerinin tüm renkleriyle katıldığı tüm Türkiye’yi saran bu direnişi mahkeme eliyle cezalandırmaya çalıştı. İnsan hakları savunucuları ve Gezi eylemlerini en başından beri barışçıl ve demokratik şekilde örgütlemeye çalışan Taksim Dayanışmasını hedef alarak muhalefeti her alanda sindirmeye çalıştı. 

25 Nisan 2022’de, daha iki gün önce görülen Gezi Parkı davasında mahkeme, Osman Kavala’yı hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırırken, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verdi. Daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala’nın mahkumiyetine yönelik verdigi hak ihlali kararı yok sayıldı, Taksim Dayanışması hakkında verilen beraat kararı ise 2 kez bozuldu. İktidar, milyonlara olan öfkesini bu skandal kararlarla  8 arkadaşımıza yöneltti. 

Gezi davası kararının verilme süreci ve Selahattin Demirtaş davası tüm hukuk sisteminin iktidarın bir aygıtına ve insan haklarını yok etmenin aracına dönüştüğünü gösteriyor.  Davayı yürüten mahkeme heyetinin başkanının AKP’den milletvekili aday adayı ve Erdoğan’a bağlılığını ilan etmiş bir kişi olması bunun bir göstergesidir. 

İktidarın piyasacı, doğa ve insan düşmanı politikalarına itiraz edenler hapis cezalarına mahkum edilirken, işçi direnişleri polis güçlerince bastırılıyor. Öte yandan Türk devletinin Güney(Irak) ve Batı Kürdistan’a (Suriye) yönelik kapsamlı askeri saldırısı ve işgal girişimi devam ediyor. Aynı günler içerisinde Ermeni Soykırımı’nı TBMM’de dile getiren Meclis’in tek Ermeni Milletvekili HDP’li Garo Paylan linç ediliyor. Türkiye’yi bataklığa, Türkiye halklarını yoksulluğa, işsizliğe, kutuplaşmaya, iç savaşa sürükleyen AKP-MHP iktidarı, seçimlere doğru giderken tek çıkar yol olarak gerilimi, saldırıyı ve çatışmayı seçiyor. 

İnsanların elektrik faturalarını dahi ödeyemediği dönemde siyasi iktidar milliyetçi, şovenist ve dinci/mezhepçi söylem ve eylemlerle kitleyi etrafında konsolide etmeye çabalıyor. İşsizliğin, yoksulluğun, hukuksuzluğun, liyakatsizliğin; doğa, kadın ve LGBTİ+ düşmanlığının üstünü Kürtlere saldırarak, Ermenilere nefret kusarak, Alevileri yok sayarak, yurtseverleri, sosyalistleri, demokratları ve tüm muhalifleri tutuklayarak örtmeye çalışıyor. Ancak biliyoruz ki tüm çabaları nafile!!

Evet biliyoruz ki; bu iktidar gidicidir, bu gidiş bu otoriter faşizan rejime karşı topyekün bir mücadele ile mümkündür.

Gezi umuttur, Gezi onurumuzdur, Gezi yargılanamaz, Gezi dört duvara sığmaz. Sarayın kararı hükümsüzdür!

GasteAvrupa