fbpx

Altılı ittifak mı altılı ganyan mı?

Paylaş

Bilindiği gibi altı siyasi parti yuvarlak masa etrafında arada bir toplanıyor Erdoğan rejiminin yarattığı kırık dökükleri nasıl tamir edeceklerini tartışıyorlar.

Bir de parti genel başkanları kamuoyuna bir deklarasyon yayınladılar. Merakla beklenen açıklama 28 Şubat’ta yapıldı. Sansasyonel olsun diye o gün seçilmiş olmalı. Zira içi bos bir metin okunacak, hiç değilse tarihi dikkat çekmeli. Metin okundu. İçinden güçlendirilmiş parlamenter sistem çıktı. Ama nasıl güçlendirilmiş, belli değil. Ağırlıklı olarak ekonomik kriz konuşuldu.

Ekonomi dahil tüm sorunların kaynağı olan yüz yıllık Kürt sorunun nasıl çözüleceğine dair tek bir proje görülmedi, hatta lafı bile geçmedi.

Masa ilk kurulduğunda “neden HDP çağrılmadı” tartışmaları uzun bir süre yapıldı. Bu tartışmalara HDP de iştirak etti. Bana sorarsanız iyi ki o masada HDP yoktu, iyi ki çağrılmadı. Zira HDP gibi büyük bir misyon partisi, barışı, özgürlükleri, demokrasiyi tesis etme hedefli bir parti altılı ganyan oynamamalıydı.

Neden altılı ganyan?

Altılı ganyan bir şans oyunudur. At yarışlarında aynı gün üzerine bahis konulan, birbiri ardınca düzenlenen altı koşunun birincisini tahmin etme biçiminde oynanan bir çeşit kumardır.  Nasıl oynandığını iyi bilmem ama üzerinde geceler boyu çalışılan, büyük bir çoğunluğun parasını yatırdığı ama ikramiyenin çeşitli hilelerle belli kişilere gittiği mafyatik bir oyundur.

Altı parçadan oluşan, (Ganyan) birinciyi bulmak.

Aynı (gün),  aynı zihniyet. Aralarında ayrım olmayan, altı benzer. Ya da eski durumda kalmış hiç bir değişikliğe uğramamış olan.

Oyun; bir kimseye, bir kuruluşa veya topluma karşı toplu olarak alınan gizli karar, tertip, dolap,  komplo. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi rejim. Ya da topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan.

Dolayısıyla baktığımızda altılı muhalefet tıpa tıp benziyor.  Hiç birisi yeni değildir. CHP’nin kimliğini mazisini fazla irdelemeye gerek yok. Sadece genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve birkaç partilinin bir kaç söylem ve pratiklerini hatırlatmak sanırım yeterli olur.

Hatırlarsanız daha yeni Rojava Özerk yönetimi oluşuyorken  Salih Müslim Türkiye’ye davet edilmişti. CHP tam tekmil ateş püskürüyordu. Bir müddet sonra Erdoğan bildik sahtekar yüzünü bir kez daha açığa vurarak muhalefeti PYD ve YPG ile alt etme saldırılarına karşılık, Kılıcdaroğlu cevaben, “Salih Müslim’i Türkiye’ye sen davet ettin, terör örgütü üyesi olduğunu bilmiyor muydun” demişti. Yine bir gezi sırasında kendisine yöneltilen bir soruya karşılık verirken. “Kürdistan lafından ben de rahatsız oluyorum. Benim ağzımdan hiç bugüne kadar böyle bir şey duydunuz mu?” diye cevap vermişti. Erdoğan’ın arkasından, ergenekoncu İlker Başbuğ ve kara kuvvetleri komutanı ile birlikte işgalci mevzilerine gidip poz vermesi ve “anayasaya aykırı olduğu halde yine  de evet” diyerek HDP’lilerin hukuksuza cezalandırılması gibi fiilleri de saymaya gerek yok.

Aydın Büyükşehir belediye başkanı Özlem Çerçioğlu’nun Efrin’i bombalayan roket mermisne imzasını atması, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel 42. Genel Kurulu’nda CHP’nin temsilcisinin kayyumları savunması…

Çözüm sürecinde de hatırlanırsa sayın Öcalan’la yapılan görüşmelere sürekli saldırarak “çözüm yeri meclistir, neden Imralı’yı muhatap alıyorsunuz” diyen de Kılıçdaroğlu ve CHP’nin sözcüleriydi.  Dolayısıyla CHP 1923 zihniyetinden bir milim bile değişmemiştir. Bu zihniyetin Kürt sorununu çözmeye, barışa ve demokrasiye en ufak bir katkısı olamaz. Tersine yeniden 90’lı yılların Kemalist inkarcı rejiminin gelmesi için çaba sarf etmektedirler.  

Ötekilere baktığımızda CHP’den geri kalır yanı yoktur. Akşener, 17 bin “faili meçhul” cinayetin sorumlularındandır. Devlet Bahceli’den bir farkını söyleyebilecek var mı?

Davutoğlu, Sur, Cizre katliamının baş sorumlusu değil mi? Mehmet Tunç ve onlarca Kürt yurtseverin canice bodrumlarda yakılarak şehit olmasının baş katili değil mi?

Karamollaoğlu, Madımak katillerinden 32 canın vahşice yakılarak katledilmesinde rol oynayan bir kişidir. Diğerleri de bunlardan farklı değil.

Nedense seçim süreçlerinde herkes demokrat, özgürlükçü, özellikle Kürt dostu oluyor.

Kısaca bunlar olsa olsa altılı ganyan olur. Kürt halkına Kürt halkının oylarıyla oyun kuran eski zihniyetin aynısı, altı ayaklı bir şebeke.

“Erdoğan Kürtleri kandırarak oylarını aldı biz neden kandırmayalım” ayakları olsa olsa geceleri sabahlara kadar altılıyı bulmak için üzerinde çalışılmış bir kumar oyunudur. Yani bir nevi at yarışı.

Altılının tahmin edemediği bir şey var, o da Kürtlerin en apolitik olanı bu altılıdan daha politik olmasıdır.

Bol şans altılı ganyan.