fbpx

Yeşil Sol Parti: Deprem bölgesi kışa hazır değil, insanlar hala çadırda yaşıyor

Paylaş

Deprem bölgesinde yaptıkları ziyarete ilişkin konuşan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri yaşanan sorunları anlattı. Deprem bölgesinin kışa hazır olmadığı, insanların halen çadırlarda yaşadığı, 1000 liranın üzerinde elektrik faturası ödendiğine dikkat çekildi.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüleri Çiğdem Kılıçgün Uçar ve İbrahim Uçar deprem bölgesinde yaptıkları ziyaretlere ilişkin HDP Genel Merkezi’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Yeşil Sol Parti milletvekili Tülay Hatimoğulları ve Merkezi Yönetim Kurulu (MYK) üyeleri de katıldı. Açıklamada, deprem bölgesinde yaşanan sorunlara işaret edilerek deprem bölgesinin kışa hazır olmadığı, depremzedelere aradan aylar geçmesine rağmen konteynır verilmediğini ve çadırlarda yaşadıklarına dikkat çekildi.

Açıklamada ilk olarak söz alan Uçar, 18-21 Eylül tarihlerinde arasında Adıyaman, Malatya, Maraş ve Hatay’da 6 Şubat’tan bugüne nelerin değiştiğini ve halkın sorunlarını gözlemek için 4 günlük ziyaret gerçekleştirdiklerini söyledi.

Türkiye’de ağır hasarların yaşandığı depremlere tanıklık ettiklerini söyleyen Uçar şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’de mevcut iktidarlar ve önceki iktidarların her birisi de ne yazık ki depremle ilgili gereken hassasiyeti önemi ve tedbiri alan pozisyonunda hiçbir zaman olmadı. İktidarların genel olarak aklı deprem öncesine dönük değil de depremden sonra yani, afetten sonra yapılacaklar üzerine daha çok akıl yürüten bir pozisyonda. Ama bizim deprem bölgesinde gördüğümüz tabloda deprem sonrasında da aslında iktidarın devlet olanaklarının oraya götürmek yerine bir seçim malzemesine dönüştürdüğünü gördük.”,

‘SEÇİM BİTTİ SÖZLER YERİNE GETİRİLMEDİ’

İktidarın seçim döneminde deprem bölgesindeki insanları ziyaret ederek insanları bir seçim malzemesi olarak gördüğünü belirten Uçar, “Depremin üzerinden 7 ay geçmesine ve seçiminde bitmiş olmasına rağmen bu sözlerin hiç birisinin yerine getirilmediğine tanıklık ettik. Deprem bölgesinde acılar halen çok taze ve yapılması gereken en asgari şeylerin bile yapılmadığına tanıklık ettik” dedi.

İnsanların hala konteynırlarda yaşadığını ve kimi köylerde ise hala çadırda kaldıklarını belirten Uçar, şöyle konuştu:

“AFAD konteynırları adil bir şekilde dağıtmadığı gibi kendisinden konteyner almayanlara da banyo, tuvalet gibi ihtiyaçları ne yazık ki vermekten imtina etmiş durumda. Biliyorsunuz bir hak sahipliği başvurusu vardı. Özellikle evi ağır hasarlı olanlara yapılanlarla ilgili onunla ilgili başvurular bitti, ama hak sahipliği başvurusu yapan insanların ne zaman evlerine kavuşacağı konusunda da belirsizlik devam ediyor.”

‘DEPREMZEDELER 1000 LİRA ELEKTİRİK FATURASI ÖDÜYOR’

“İnsanlar çok sıcak bir yazı ne yazık ki kalabalık aileler biçiminde o küçücük konteynırlarda geçirmek zorunda kaldılar” diyen Uçar, yaza gösterdikleri tahammülün kışın için göstermelerinin çok mümkün gözükmediğini belirtti.

Uçar, “Çünkü bununla ilgili hiçbir tedbir yok. Çok ağır faturalar ödüyor ne yazık ki deprem bölgesinde yaşayan insanlar 200-300 liralık elektrik faturalarının 1000 liraya vurduğu bir durumla karşı karşıyalar ki deprem bölgesinde yaşayan birçok insanımızın da hakkımızın da geçim sıkıntısıyla baş başa bırakıldı. Özellikle çiftçilerin ürünleri konusunda hem satış hem de paraya dönüştürme konusunda çok ciddi zorluklar yaşıyor” dedi.

Enkazların çoğunun hala kaldırılmadığını ve ihalenin verildiği şirketlerin paraya dönüştürebildikleri demirleri almakla birlikte geri kalan malzemeleri şehir ortasına bıraktığını söyleyen Uçar, depremle yönetmenliğinin acil şekilde oluşturulması gerektiğine vurgu yaptı. Depremle ilgili Meclis olağanüstü toplantıya çağırdıklarını ancak yeterli imza toplanmadığını aktaran Uçar, “Bunun gerçekleşmemiş olması bizim depremle ilgili kurduğumuz ilişkiye, depremin yaralarına sarmak üzere aldığımız sorumluluğu inisiyatifi ortadan kaldırmıyor” dedi.

AKIN: DEPREM YÖNETMELİĞİ ESKİSİ GİBİ DEVAM EDİYOR

Uçar’ın ardından söz alan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın da, Meclis’te bir komisyon kurulmasının önemine dikkat çekti. Depremin üzerinden 7 ay geçmesine rağmen orada yaşanan sorunların değişmediğini belirten Akın, deprem için Meclis’te yeterli imza toplanmamasına tepki gösterdi. Depremin insan hayatını ciddi şekilde etkilediğini belirten Akın, şunları söyledi:

“Türkiye bir deprem bölgesi ve yarın İstanbul’a deprem yaşansa ne olacağı belli değil. Bunun gerekleri fiilen hukuken gerçekleşmiyor. Bizim gördüğümüz en temel sorun, deprem yönetmeliği eskisi gibi devam ediyor. 99 sonrası yapılan yönetmenliğe göre inşaat yapılmaya devam ediliyor. Bu şu demek örneğin iki yıl önce bir yıl önce yapılan inşaatlar sonrası yapılan binaların aynı yönetmeliğe göre yapılmış olması yeniden yıkılacak ve insanlarımızın altında kalması anlamına geliyor.”

‘KİRACILAR CİDDİ ŞEKİLDE MAĞDUR’

İnsanların kendi imkanlarıyla var olmaya çalıştıklarını belirten Akın, özellikle kiracıların ciddi şekilde mağdur olduğunu belirtti.

Akın, “İkiden fazla evi olanlara sadece bir ev için destek verilmesi söz konusu ama buna karşılık şu ana kadar, kiracı olanlarla ilgili olarak hiçbir somut adım atılmamış durumda” dedi. Adıyaman’da da ciddi sorunların yaşandığını belirten Akın, Sincik ilçesinin İncil beldesinde 2 metre karın olduğu yerde insanların hala çadırlarda kaldığını söyledi. Sadece 10’a yakın aileye konteynır verildiğini belirten Akın, bu konteynırların da su alma tehlikesi olduğuna dikkat çekti.

İnsanların ciddi sağlık sorunu yaşadığına da dikkat çeken Akın, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Orada yaşayan herkes elektrik, su gibi faturalarını ödememesi gerekiyor ama hiçbir destek yapılmıyor. Hatta şu an faturalar 300-400 TL iken bin liraya çıkmış ve bu rakamları insanlar ödeyemiyor. Aynı zamanda oraya gitmesi gereken sağlık memuru, öğretmen ve diğer çalışanlara hiçbir destek verilmiyor. Yani OHAL uygulamasının pratik olarak hiçbir farkı yok, Ankara’daki memur ne alıyorsa onlarda onu oluyor.”

’74 DOKTOR TALEBİNE KARŞI 6 DOKTOR BAŞVURU YAPTI’

Akın, Hatay’da 72 sağlık merkezinin yıkıldığını ve orada yaşayan bir milyon insanın sağlık hizmeti verecek sağlık personeline ulaşamadığını söyledi. 74 doktor talebinde bulunmasına rağmen sadece 6 doktorun başvuru yaptığını belirten Akın, şöyle konuştu:

“Sağlık personeli gitmek istemiyor çünkü orada yaşam koşulları çok zor, hiçbir destek yok, maaşlarıyla orada kirada ya da konteynırlarda kalmaları mümkün değil. Hatay resmen deprem sonrası hiçbir hizmet gitmeyen, terk edilmiş insanlar haline gelmiş durumdalar.”

Deprem bölgesinde asbest meselesiyle ilgili akciğer kanserinin olduğunu düşündüklerini belirten Akın, “Oysa 80 civarında asbeste bağlı olarak hastalık varmış. Örneğin, ciddi bir şekilde resimle gösterdiler, bizim de gördüğümüz sağlık sorunu yaşayan insanlar vardı. İnsanların elleri ve ayaklarında yaralar vardı ve bu yaralar iyileşmeyerek giderek büyüyor. Bu yaralar kansere neden oluyor. Şunu da dedi doktor; eğer bu koşullar böyle devam ederse kalan insanların da hayatı riskli hale gelebilir” dedi.

Adıyaman’da ise üreticiden tüketiciye pek çok sorun yaşandığını belirten Akın, Adıyaman’da tütünün bir gelir kaynağı olduğu ancak bu konuda bakanlığın bir desteği olmadığını söyledi. Benzer sorunun Malatya’da da yaşandığını belirten Uçar, Malatya’da kayısının büyük bir gelir kaynağı olduğunu ancak sulama konusunda yeterli desteğin sağlanmadığını belirtti. Uçar, “Deprem sırasında sulama sistemi çökmüş. Belediyelerden, kaymakamlardan yardım istiyorlar. Bu yardımların ulaştırılması konusunda taleplerini ilettiklerinde kurum bulamıyorlar. Kaymakama gidiyorlar, valiye gönderiyor ama muhatap bulamıyorlar” dedi.

‘DEVLET KİMSEYİ MUHATTAP ALMIYOR’

Akın, Hatay’da yaşanan sorunlara ilişkin ise şu ifadeleri kullandı:

“Hatay en büyük problem haline gelmiş durumda. Örneğin, Hatay çok fazla depremden mağdur olmasına rağmen Antep’te yapılaşma başlamış, 13 bin civarında konut yapıldığı söyleniyor ama Hatay’da bir bina bile yapılmamış. Hatay’da başka istimlak yapmaya çalışıyorlar. Zeytin meselesi ile ilgili ciddi bir şekilde insanlar mücadele ediyor. Doğal olarak Hatay’ın alt yapısını düzeltmeden yeniden bir etüt çalışması yapmadan yürütülecek bir şey yok gözüküyor. Ama bu konuda kurumların bilimsel olarak mühendislerin, mimarların, sağlıkçıların, eğitimcilerinin çözüm üretmesi gerekiyor.

Bu çözüm konusunda tüm taleplere rağmen devlet kimseyi muhatap almıyor. Oradaki insanların talebi şu; devlet nerede diye bağırmaya devam edeceğiz diyorlar biz de onların seslerini bağırmaya devam ediyoruz. Devlet şu anda deprem bölgesinde yok, muhatap bulunamıyor, yasal düzenleme gerçekleşmiyor. Sadece Hatay’da 12 bin başvuru yapılmış, hiçbirisine cevap alınmamış durumda. Dolayısıyla; hak arama ortamı da kalmamış durumda.”

‘DEPREM İÇİN TOPLANAN PARALAR NEREYE GİTTİ?’

Akın son olarak yetkilileri sorumlu davet etmeye çağırarak “Depremle ilgili bütün toplumun ödediği vergilerden toplanan para nereye gidiyor. Ulusal ve uluslararası alanda yoğun destek alındığı biliniyor bunlar depremle ilgili nasıl kullanılıyor, bu kadar insanlarımız destek alamadığı halde bunların nereye gittiğini bir kez daha soruyoruz. Bunu halkımız da soruyor onun sözünü dillendiriyoruz. Bu vesileyle deprem meselesinin takipçisi olacağımızı birlikte mücadele edeceğimizi belirtiyoruz” dedi.