fbpx

“Yüküm Devrimdi – Devrimci Bir Sendikacının Tanıklığı”

Paylaş

Dava insanı Muharrem Usta. Antepli Usta bir işçidir. İşçi sınıfının mücadelesine kendini adamış, bunun her türlü bedelini ödemiş, bu uğurda çokça baskı, işkence görmüş, çile çekmiş, onlarca kez gözaltına alınıp, hapislerde yatmıştır. 12 Eylül 80 darbesi sonrasında kapatılan ve yöneticileri tutuklanarak yargılanan DİSK ana davasından yargılanmış biridir Usta. İşçi önderidir.

DİSK Bölge Başkanı Ali Güdücü’nün dediği gibi “hayatında en çok sınıf sendikacılığı ‘suçu’ işlemiştir” Muharrem Usta.

Yayıma hazırladığım Muharrem Usta’nın kitabı “Yüküm Devrimdi – Devrimci Bir Sendikacının Tanıklığı” anılar kitabı Usar yayınevinden çıktı ve yakın günlerde dağıtıma girerek kitap evlerinin raflarında yerini aldı.

Kendi el yazısı ve kendi sesinden kayıtla anılarını yayına hazırlama görev ve sorumluluğunu bana vermiş, yayınlandığı güne kadar bunun vebalini vefaya bağlılıkla taşıyarak yaşadım. Sağlığında yayına yetiştirememenin burukluğunu yaşıyorum. Yoğun bir çalışmanın, Muharrem Usta’nın yaşamına, direnişine ve sınıf mücadelesinin hemen her etabına tanık olan mücadele yoldaşları ve dostlarının paylaştığı anılarını birleştirip yayıma hazır hale getirip elinizde okunur hale getirebilmenin sevinci tüm benliğimi saran duygulu anlar yaşadığımı da sizinle paylaşmak isterim. Kitap Yurt içi ve dışında dağıtıma sunuldu. Şimdi okur ilgi ve duyarlılığı ile sorumluluğu sizde.

İşçi sınıfı davasına inanmış devrimci bir sendikacı olarak; yaşamı, duruşu ve mücadelesiyle tarihe / tarihimize iz bırakanlardandı Muharrem Usta. Yaşamında dostlarına, arkadaşlarına, yoldaşlarına ve üyesi olduğu sınıfına karşı her zaman Vefalı olup kadir kıymet bilendi. Göletlerin, derelerin, çayların susuzluğu toprağa sinen yağmurların damlalarında. Yüreğin susuzluğu sevginin dağarcığı olan hayatta. Toprağın hasreti su, yüreğin hasreti sevgi. Vefası kadir kıymet bilmekte her zerresinin. Bilinmeli ki, susuzluk önce binbir renkli çiçekleri soldurur, bağı bostanı, çayır çimeni kurutur sonra toprağı çürütür. Vefasızlık insanda kendi değerlerinde yabancılaşma, yozlaşma yaratır, insanı çürütür. Siyasal hareketlerde vefasızlık ise kendi değerlerinden uzaklaşma, maneviyatında yozlaşma, tarihinde inkar ve red ile siyasal çizgisinde sağa sola sapma yaratarak çürütür. Vefa emektir, emeğin maneviyatta biriktirdiği erdemdir. Vefasızlık emeğe saygısızlık, emeğin görünmezliğinde derinleşen olmaktır. Bu kitap şair ve yazar Nevin Koçoğlu’nun dediği gibi “Vefanın kitabı oldu”. Muharrem Usta’nın vefasına armağandır.

70’li yıllarda tanıştığı, yanında “çırak olarak” konumlanmış, Filistin’e gidişine yardımcı olduğu yazar Faik Bulut “… Mesleğinde bana ustalık yapan ama sonradan çevresinin halk önderi, devrim yolunda kendince bir hayat ustası olan ‘Meerrem Usta,’… manevi anlamıyla yaptıkları, tecrübesi, yaşamı ve devrime inancı açısından geride kalanlar için gerçek rehber, yerel öğretmen ve yol göstericidir… ” diyor.

Bir ülkede devrim gelişip güçleniyorsa, kitlesiyle buluşup bütünleşiyorsa Muharrem Usta gibi devrimin yükünü taşıyanların sayesindedir. Devrimin suyunu derelerden çaylardan ırmaklara onların emeği taşıyor. Bunun değerini bilince çıkarmalıyız.

” Yüküm Devrimdi – Devrimci Bir Sendikacının Tanıklığı” kitabı için şimdiden i̇lgili olup duyarlılığını örgütleyerek alıp okuyanlara selam, onurla vedasını bırakanlara armağan olsun…